Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Doktor

Breaking News - Doktor haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Doktor haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kalp sağlığınız için bu haberi okumadan geçmeyin! Haber

Kalp sağlığınız için bu haberi okumadan geçmeyin!

Ailenizde erken yaşta sebepsiz ani ölüm, kalp krizi, stent, bypass hikayesi olan birileri varsa bu haberi okumadan geçmeyin... Kalp krizi ve kalp sağlığı hakkında Breaking News Turkey'den Savaş Uğurlu'ya önemli bilgiler veren Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko, "Ailesinde kalp hastalığı bulunanlar, risk faktörü olan tüm erkekleri ve kadınları uyarıyorum. 100 cm bel çevresi olanlar mutlaka kalp yönünden tetkik edilmeli" dedi. Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko, kalp krizi üzerine önemli bilgiler verdi. Pandemiden sonra gerek mevcut hastalık ve gerekse canlı virüs aşısı gibi nedenlerden dolayı kalp krizinde bir artış olduğunu belirte Kalko, risk grupları hakkında konuştu. Kalp krizine karşı altın değerinde bilgiler veren Doktor Kalko, "Bel çevresi 100 cm ve üzeri olanlar, risk faktörlerinizden uzak durmazsanız, maalesef kalp krizi ve hatta ölüm sizi bekliyor demektir. Lütfen dikkat" diyerek herkesi uyardı. "PANDEMİNDEN SONRA SAĞLIKSIZ YAŞAM ARTTI" Türkiye'deki yaşam beklenti süresinin arttığını ifade eden Doktor Kalko, "Ortalama 80'li yaşları konuşuyoruz. Dolayısıyla beyaz yakalı olarak ifade ettiğimiz ofis çalışanları özellikle Finans hukuk, sağlık, siyaset vs. gibi alanlarda özellikle orta yaş dediğimiz 35 ile 50 yaş arasında ciddi bir nüfus birikintisi mevcut. Bu insanlar ülkenin en önemli, en faydalı, en üretken yaş grubu. Özellikle pandemiden sonra sağlıksız yaşantı ve beslenmelerden sonra sigara içiciliğinin artması ile birlikte günümüzde kalp krizi ve inme bu yaş grubunda oldukça yüksek seyretmektedir. Genelde bu yaş grubunda oluşan bu durum ölüm ile sonuçlanmaktadır" diye konuştu. "GECE OLAN KALP KRİZLERİ DAHA ÖLÜMCÜL" Prof. Dr. Yusuf Kalko, "Kalp krizi özellikle şu saatlerde olur demek doğru değildir. Ancak özellikle gece saatlerinde olan kalp krizleri, gerek hastaneye ulaşımın geç olması, acil serviste tecrübeli doktorun olmayışı, gece vakti acil kardiyoloji anjiyo laboratuvarına tam hazır olamaması gibi sebeplerle ölümle sonuçlanma olasılığı maalesef daha yüksek olmaktadır. Kalp krizine neden olan risk faktörlerini de 5-6 maddede sayabiliriz. Bunlardan ilki sigara, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol ile beslenme, genetik yapı, stres, erkeklerde yaş ve kadınlardan menopoz" dedi. "RİSKLERDEN UZAK DURMAZSANIZ ÖLÜM SİZİ BEKLİYOR" Kalp krizi geçirmemek için bazı ipuçları veren Doktor Kalko, "En önemlisi genetik yapıdır ama engel olabileceğiniz pek çok faktör var. Bunlardan bir tanesi risk faktörlerinden kesinlikle uzak durmak zorundayız. Mesela sigaradan, şeker hastası ise şekerden uzak durmalı. Yüksek tansiyonsa tansiyonu kontrol etmeli, ilaçları düzenli almalı ve en önemlisi düzenli doktor kontrolüne gitmelidi. Ne yaparsak yapalım başına düzenli lafını getirmemiz lazım düzenli uyku, düzenli egzersiz, düzenli beslenme, düzenli dinlenme gibi şeyleri hayatımızın olmazsa olmazları olmalıdır. Genelde kalp krizinden sonra müdahale edilen hastalarda gördüğümüz ortak payda şudur. İlerleyen zamanda sanki hiçbir şey olmamış gibi normal hayatlarına devam ederler. Ancak her hastaya söylediğim şey şudur: Sonuçta biz kul yapısına stent takıyoruz Allah'ın yarattığı damarı yeniden yaratmıyoruz. Kendinize eğer dikkat etmezseniz, ilaçlarınızı düzenli almazsanız, risk faktörlerinizden uzak durmazsanız, maalesef tekrar kalp krizi ve hatta ölüm sizi bekliyor demektir. Lütfen dikkat" ifadelerini kullandı. AİLESİNDE BU HASTALIK OLANLAR DİKKAT! Özellikle ailesinde erken yaşta sebepsiz ani ölüm, kalp krizi, stent, bypass hikayesi olan insanların daha dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Doktor Kalko, "Bu arada genetik olarak yağ metabolizma bozukluğu olan insanlar, pıhtılaşmaya eğilimi olan insanlar, ailesinde şeker hastalığı olan veya tansiyon hastası olan insanlarda da kalp krizi ihtimali daha  yüksektir. Kalp krizi geçirmemek için mutlaka hareketli olmak zorundasınız. Gün içerisinde işte yaptığınız hareketler değil, her gün bir saatinizi kalbiniz için ayırın ve yürüyün. Bu arada tabii ki beslenme de çok önemlidir. Mümkün olduğunca düzenli, Akdeniz Mutfağı ile beslenin. Beyaz eti sınırsız yiyebilirsiniz. Mor yapraklı yiyecekler, bitkiler, meyveler yiyin. Sigaradan uzak durun tansiyonunuza ve stresinize dikkat edin" dedi. "PANDEMİDEN SONRA 20 YAŞLARA KADAR İNDİ" "Prof. Dr. Yusuf Kalko, "Özellikle pandemiden önce 50 yaşından sonra kalp krizi riski yüksek iken, pandemiden sonra gerek mevcut hastalık ve canlı virüs aşısı bunları erken yaşlara 20 ile 30'lu yaşlara kadar çekti. Literatürde 12 yaşında by pass olan insanlar var. Kalp krizi artık sadece yaşlılarda görülen bir hastalık değil. Burada şu bilgiyi vermekte önem arz ediyor, genç yaşta kalp krizi maalesef daha fazla ölümle sonuçlanıyor. Yaşlı insanlar bu konuda biraz daha şanslı" diye konuştu. "ARTIK YÜRÜMEYİ UNUTTUK" Türkiye'de insanların kalbine iyi bakmadığını ifade eden Kalko, "Kalbimize değil ama arabalarımıza çok iyi baktığımız söylenebilir. Keşke arabamıza verdiğimiz kıymeti kendimize ve kalbimize verebilsek. Türk mutfağı çok güzel dünyanın en zengin, en besleyici, en leziz sofrası Türk mutfağı ancak kolesterolden de çok zengin bir mutfağımız var. Bir de tabii en önemli şey bundan 30-40 yıl önce bu kadar obez insan ülkemizde yoktu. Şu anda göbek çevresi 100 santim üzerinde olan milyonlarca insan var. Sedanter yaşıyoruz, her yere arabayla gidiyoruz. Eskiden ayakkabılarımızın altı delinirdi. 30-40 yıl önce çok yürürdük. Şimdi artık yürümeyi unuttuk. Ülke olarak kalbimize iyi baktığımız söylenemez ancak burada güzel olan bir şey var sağlıkta erişim çok kolaylaştı. Neredeyse ilçeler de bile kalp anjiyosu yapılabiliyor. Artık bu ülkenin sağlıktaki erişiminin kolaylaşması kalp krizden ölümleri bir nebze azaltmıştır" ifadelerini kullandı. "MUTLAKA BİR SİNYAL VERİR" İnsan kalbini arabaya benzeterek, örnekler veren Prof. Dr. Yusuf Kalko, "Arabalardaki motor durup dururken yanmaz ya da durup dururken bozulmaz, mutlaka bir sinyal verir. Mesela arabadaki motor su kaynatır, tekler, gaza basarsınız gitmez. İnsan vücudu da bunun hemen hemen aynısıdır. Kalp krizi, aslında öncü belirtiler verebilir. Yüzde 80 önce yürürken hafif hafif ağrılarınız olabilir. Sizi yürütmez. Hatta biz buna vitrin hastalığı diyoruz. Ağrısı olur vitrine bakar durur. Dinlenir sonra tekrar devam eder. Aslında daha masumdur. İlerleyen zamanda önemsemez iseniz, istirahat de dahi yatarken bile ağrılar gelmeye başlar. Sonra bu ağrıların süresi giderek uzar yarım saati geçerse, bu bir kalp krizidir. Aslında normalde yüzde 80  klinlikte biz bunları görürüz. Dolayısıyla özellikle ailesinde kalp hastalığı bulunanlar, risk faktörü olanlar, sigara içenler, tansiyonu olanlar, şeker hastalığı olan tüm erkekleri ve kadınları uyarıyorum. 100 cm bel çevresi olanlar mutlaka kalp yönünden tetkik edilmelidirler" dedi.

Çölyak hastası değilseniz o glutenin size yararı var Haber

Çölyak hastası değilseniz o glutenin size yararı var

Türkiye'nin ve dünyanın önde gelen Akupuntur uzmanlarından olan Doktor Murat Topoğlu, beslenme ve diyet konusunda önemli bilgiler verdi. Son zamanlarda popüler hale gelen su ve meyve diyetleri, zayıflama çayları ve 'glutensiz' beslenmeye dikkat çeken Doktor Topoğlu, 'ayda 10 kilo, 7 kilo verdik' gibi söylemlerin sahtekarlık olduğunu belirterek, aktarlardan veya internet sitelerinden zayıflama çayı alan vatandaşları da uyardı. Glutensiz beslenmeye de vurgu yapan Topoğlu, çölyak hastaları dışında herkesin glutenli ürünleri yiyebileceğini, sanılanın aksine glutenin insan vücuduna yararı olduğunu belirtti. 'KİLO VERMEK İÇİN ÖNCE KARAR VERMEK LAZIM' Zayıflama konusunda birçok kişinin aceleci davrandığını ifade eden Doktor Topoğlu, "39 senedir bu meslekteyim, 40 bini aşmış obezite vakasıyla karşılaşmış bir hekimim. Bütün hastalarımda olan şey şu: Bir an önce kiloları vermek istiyorlar, her hafta 3'er kilo vererek hedef kilosuna inmek istiyor. Sonra ne olacak yeniden yemeye başlayacak ve yeniden kilo alacak. O nedenle su, detoks gibi diyetlerin hiçbiri geçerli olan şeyler değildir. Aslında insanın önce karar vermesi ve kiloyu verince 'bu kilomu korumak zorundayım' demesi lazım. Tabi herkesin çevresi farklı, kimisi her gün dışarı yemeğe çıkan bir çevrede yaşıyor, kimisi stres dolu bir çevrede yaşıyor. Son zamanlarda su diyeti çıktı, bundan dolayı da bir kişi hayatını kaybetti. Bu çok nadir tabi ki, bir insanın su içerek ölebilmesi için 4 saat içinde 7 litre civarı su içmesi gerekiyor. 2017 yılında bir ödül töreni yapılmış, yarışmaya katılan bir kadın 4 saatte 7 litre su içiyor ve vefat ediyor. Bunlar çok nadir, asıl konu aslında su içmemek. Biz su içmemekten öleceğiz. Su içmeyi sevmiyoruz, bazı insanlar su içmek için sürahinin içine limon, salatalık, nane koyuyor. Bunlara karşı değilim ama yaz aylarında yetişkinler, 3 veya 3 buçuk litre, 11 ile 17 yaş arasındaki çocuklar da 2 veya 2 buçuk litre su içmelidir. Kışın bunu yarım litre aşağıya çekebilirsiniz. Kilo verirken vücut ekstra suya ihtiyaç duyar, bu da yaklaşık yarım litre kadardır" diye konuştu. 'DİYETTEN ÖNCE MUTLAKA TAHLİL YAPTIRILMALI' Detoks sularından korktuğunu söyleyen Doktor Topoğlu, "Sebze ve meyvelerin sadece sularını sıkıp içmek belirli bir süreden sonra çeşitli hastalıklara neden oluyor, hatta ölümlere kadar gidebiliyor. Ya da meyve diyetleri yapıyorlar. Protein yok. İnsanın 3 şeye ihtiyacı var, karbonhidrat, protein ve yağlardır. bu 3'ünün dengeli bir şekilde alınması gerekiyor. Yediğiniz şeyi miktar olarak azaltsanız zaten kilo veriyorsunuz. Ama çok hızlı kilo vermek istiyorsunuz, işte problem de oradan çıkıyor. Örneğin, '100 kiloyum ve ilk haftada 4 kio vermem lazım' diyorsunuz. Beyne bunu yerleştiriyorsunuz ve o olmadığı zaman diyeti bırakıyorsunuz. Ama sen 100 kilo olana kadar 15 sene geçmiş, o nedenle böyle bir şey mümkün değil. Her şeyin bir zamanı vardır, kilo vermek de öyledir. Sabır gerekiyor ama maalesef sabır yok. Ayrıca herkesin kilo vermek hızı, metabolizması farklıdır. Zayıflama planlarından önce mutlaka tahlil yapılması gerekiyor. Tüm danışanlarıma kortizon testi yaparım, böbrek üstü bezlerine, insülin salgılarının seviyelerine, tiroidlerine ve kan değerlerine bakarım" şeklinde konuştu. ZAYIFLAMA ÇAYLARINA DİKKAT! Zayıflama çayı altında aktarlarda veya internet üzerinden satılan ürünlere dikkat çeken Topoğlu, "Ayda '10 kilo, 7 kilo verdik' diyorlar. Bunun adı tamamen sahtekarlıktır. 'Çay içelim, ertesi gün 3 kilo verelim' gibi bir şey yok, böyle bir şey mümkün değil. 39 yıllık bir hekim olarak, kilo vermek istiyorsanız yediğin şey harcadığından az olmalıdır ya da harcadığın aldığından fazla olmalıdır. Bundan başka hiçbir yönteme ben inanmam.  'Ekmeği tamamen kısıtlayacak mıyız?' diye soruyorlar. Günde 1 veya 2 dilim ekmek yiyebilirsiniz. Ama günde 3 somun ekmek yiyorsanız kilo verme şansınız olmuyor. Şimdi yeni bir trend çıktı, o da gluten. Ne kadar çok büyüttüler bu konuyu, glutene alerjisi olan kişilere çölyak hastası diyoruz.  Ama herkese glutensiz beslenmeyi öneriyorlar, bunun hiçbir anlamı yok. Çölyak hastası değilseniz o glutenin size yararı var. Ama çok büyüttüler, bu konuda bir pazar yarattılar. Ama hiçbir anlamı yok ve yanlış. Gluten alerji olmayan bir kişinin glutenli ekmek yemesinde hiçbir sakınca yok amaç burada miktardır. 7 gün diyet yapıyorsun 1 günü kaçırdın ama 'battı balık yan gider' düşüncesi yok kötü. Zararın neresinden dönülse kardır atasözüne göre hareket edeceğiz" dedi. 'AKŞAM YEMEĞİNİZ 1 ÇEŞİT OLACAK' Kilo vermek için büyük bir iradenin olması gerektiğine vurgu yapan Doktor Topoğlu, "Hayatta her şey bizim içindir. Hava olmazsa 3 dakika sonra ölürsünüz, su olmazsa 3 gün sonra ölürsünüz, hep 3 ile başlıyor. Hiç yemek yemeden su içerek 30 gün yaşarsınız. Özellikle beslenme ve diyet konularında bazı doktorlar anlaşamayabiliyor. Bunun nedenini tam olarak bilemiyorum ama ticari bir hevesten de kaynaklanıyor olabilir. Herkesin bir yaşam tarzı var. Adana'da kebapların arasında yaşayan bir insanın veya sürekli akşam dışarıda yemek yiyen birisinin kilo vermesi çok zor. Çok büyük bir idare gerekiyor. Adana kebap yiyebilirsiniz ama önümüze 4-5 çeşit meze geliyor. Bunları yiyoruz sonra bir lahmacun yiyoruz, birde üstüne kaymaklı kadayıf yiyoruz. Sürekli, her gün ve her saat yiyoruz. Bir ay sonra bu yağlar size 3 kilo olarak geri geliyor. Akşam yemeğiniz 1 çeşit olacak, bitti. Salata, yoğurt, turşu bunları saymıyorum. Bunların yanına bir tabak yemek koyacaksınız. Örneğin, etli bamya, salata, turşu, yoğurt şeklinde olmalıdır. Günde 1-2 dilim ekmek yiyeceksiniz,hiç ekmek yememekte doğru değil. Ekmek seven birine 'hiç ekmek yemeyeceksiniz' derseniz buna ancak 1-2 hafta dayanabilir" ifadelerini kullandı. 'MUTSUZ OLUNCA TÜM HASTALIKLAR BAŞLAR' Süt ve süt ürünleri hakkında da konuşan Doktor Topoğlu, "İçtiğimiz su, soluduğumuz hava 50 sene öncekiyle aynı değil. Yani her şey bozuldu, eskiden sadece yaz aylarında olan sebzeler vardı. Ama şimdi her şey, her mevsim var.  Her şey GDO'lu oldu, buna da katılıyorum. Ama burada yaşıyoruz. O zaman Anadolu'ya gitceksiniz Ata tohumlarıyla sebze-meyve ekeceksiniz, kendiniz ekip kendiniz yiyeceksiniz. Ama bunu İstanbul'da kim yapabilir. Ayrıca yine bitkisel bazı sütler çıktı, hindistan cevizi sütü veya badem sütü bu sütler hayvansal sütlerin yerini tutmaz. Dolayısıyla 'inek sütü içmeyin. İnek burada otluyor, şunu yiyor' gibi söylemleri çok önemsemeyelim. O zaman her şeyiniz karartmış oluyorsunuz. Onu yeme, bunu yeme... Asıl insanları öldüren şey strestir, her gün bir şey okuyoruz 'doktor şunu yeme dedi.' Sonra bunları kafaya takıp en sonunda mutsuz oluyorsunuz. Mutsuz olunca bütün hastalıklar da başlar" dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.