Ünlülerin İsimleri Üzerinden Vurgun: Alan Adı Ticareti Hukuk Önünde Sorgulanıyor
Ünlülerin İsimleri Üzerinden Vurgun: Alan Adı Ticareti Hukuk Önünde Sorgulanıyor
Türkiye'de artan dijital alan adı dolandırıcılığı, ünlü sanatçı ve iş insanlarını etkiliyor. İsimler kötü niyetle tescil edilip, satılıyor. Marka tescili, bu tür dolandırıcılıklara karşı hukuki koruma sağlıyor. Uzmanlar, isim haklarını korumanın zorunlu olduğunu vurguluyor.
Haber Giriş Tarihi: 22.07.2025 22:19
Haber Güncellenme Tarihi: 22.07.2025 22:21
Kaynak:
Haber Merkezi
breakingnews.com.tr
Türkiye’de son yıllarda artış gösteren dijital alan adı dolandırıcılığı, kamuoyunun yakından tanıdığı sanatçılar, sporcular ve iş dünyasının önde gelen isimlerini hedef alıyor. Ad ve soyadları başkaları tarafından alan adı olarak tescil edilip yüksek meblağlarla satışa çıkarılan kişiler, etik olduğu kadar hukuki açıdan da zorlu bir mücadelenin içine çekiliyor.
“Dijital kimlik artık bir marka değeridir”
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Avukat Feyza Kayadibi, şu ifadeleri kullandı:
“Artık dijital dünyada bir kişinin adı ve soyadı – hele ki kamuya mal olmuşsa – yalnızca bir kimlik bilgisi değil; ekonomik değeri olan bir marka unsurudur. Bu ismi kötü niyetle tescil ettirmek sadece etik dışı değil, aynı zamanda ciddi hukuki yaptırımların da doğmasına sebep olur.”
Marka tesciliyle geniş koruma sağlanabilir
Kayadibi, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’na göre tanınmış kişilerin adlarının marka olarak tescil edilebileceğini vurguladı:
“Bu sayede yalnızca alan adlarında değil, sosyal medya kullanıcı adlarında, ürün isimlendirmelerinde ve dijital içeriklerde de koruma elde edilir. Böylece kötü niyetli tescillere karşı daha hızlı ve güçlü bir hukuki yol izlenebilir.”
Telif hakları ve tazminat süreçleri gündemde
İzinsiz kullanılan isim ve içeriklerin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında telif hakkı ihlali doğurabileceğine dikkat çeken Kayadibi şöyle devam etti:
“Bu gibi durumlarda yalnızca marka hakkı değil, aynı zamanda manevi kişilik hakları da ihlal edilir. Mağdurlar hem maddi hem manevi tazminat talep edebilir. Birçok kişi, itibarını korumak için dava veya tahkim yoluna başvurmak zorunda kalıyor.”
Somut örnekler ve pahalı dersler
Geçmişte kamuoyuna yansıyan bazı alan adı örneklerini hatırlatan Kayadibi, “Zamanında yapılmayan önleyici marka tescili, birçok kişiyi zor ve maliyetli hukuk süreçlerine sürükleyebiliyor” dedi.
“İtibar ticareti yargı önünde durdurulmalı”
Kayadibi sözlerini şöyle tamamladı:
“Dijital dünyada itibar, kişinin en savunmasız ama en değerli varlığıdır. İsim hakkını önceden tescil ettirmek artık bir lüks değil, zorunluluktur. Her tanınmış kişi ve marka, dijital varlığını yasal çerçevede mutlaka güvence altına almalıdır. Bu süreci doğru yönetebilmek için uzman bir hukukçudan destek almak, ileride karşılaşılabilecek büyük zararların önüne geçer.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ünlülerin İsimleri Üzerinden Vurgun: Alan Adı Ticareti Hukuk Önünde Sorgulanıyor
Türkiye'de artan dijital alan adı dolandırıcılığı, ünlü sanatçı ve iş insanlarını etkiliyor. İsimler kötü niyetle tescil edilip, satılıyor. Marka tescili, bu tür dolandırıcılıklara karşı hukuki koruma sağlıyor. Uzmanlar, isim haklarını korumanın zorunlu olduğunu vurguluyor.
Türkiye’de son yıllarda artış gösteren dijital alan adı dolandırıcılığı, kamuoyunun yakından tanıdığı sanatçılar, sporcular ve iş dünyasının önde gelen isimlerini hedef alıyor. Ad ve soyadları başkaları tarafından alan adı olarak tescil edilip yüksek meblağlarla satışa çıkarılan kişiler, etik olduğu kadar hukuki açıdan da zorlu bir mücadelenin içine çekiliyor.
“Dijital kimlik artık bir marka değeridir”
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Avukat Feyza Kayadibi, şu ifadeleri kullandı:
“Artık dijital dünyada bir kişinin adı ve soyadı – hele ki kamuya mal olmuşsa – yalnızca bir kimlik bilgisi değil; ekonomik değeri olan bir marka unsurudur. Bu ismi kötü niyetle tescil ettirmek sadece etik dışı değil, aynı zamanda ciddi hukuki yaptırımların da doğmasına sebep olur.”
Marka tesciliyle geniş koruma sağlanabilir
Kayadibi, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’na göre tanınmış kişilerin adlarının marka olarak tescil edilebileceğini vurguladı:
“Bu sayede yalnızca alan adlarında değil, sosyal medya kullanıcı adlarında, ürün isimlendirmelerinde ve dijital içeriklerde de koruma elde edilir. Böylece kötü niyetli tescillere karşı daha hızlı ve güçlü bir hukuki yol izlenebilir.”
Telif hakları ve tazminat süreçleri gündemde
İzinsiz kullanılan isim ve içeriklerin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında telif hakkı ihlali doğurabileceğine dikkat çeken Kayadibi şöyle devam etti:
“Bu gibi durumlarda yalnızca marka hakkı değil, aynı zamanda manevi kişilik hakları da ihlal edilir. Mağdurlar hem maddi hem manevi tazminat talep edebilir. Birçok kişi, itibarını korumak için dava veya tahkim yoluna başvurmak zorunda kalıyor.”
Somut örnekler ve pahalı dersler
Geçmişte kamuoyuna yansıyan bazı alan adı örneklerini hatırlatan Kayadibi, “Zamanında yapılmayan önleyici marka tescili, birçok kişiyi zor ve maliyetli hukuk süreçlerine sürükleyebiliyor” dedi.
“İtibar ticareti yargı önünde durdurulmalı”
Kayadibi sözlerini şöyle tamamladı:
“Dijital dünyada itibar, kişinin en savunmasız ama en değerli varlığıdır. İsim hakkını önceden tescil ettirmek artık bir lüks değil, zorunluluktur. Her tanınmış kişi ve marka, dijital varlığını yasal çerçevede mutlaka güvence altına almalıdır. Bu süreci doğru yönetebilmek için uzman bir hukukçudan destek almak, ileride karşılaşılabilecek büyük zararların önüne geçer.”
En Çok Okunan Haberler