'Sındırgı'da hasarın büyümesinde zemin koşulları ve yapı tipi belirleyici oldu'
'Sındırgı'da hasarın büyümesinde zemin koşulları ve yapı tipi belirleyici oldu'
'Sındırgı'da hasarın büyümesinde zemin koşulları ve yapı tipi belirleyici oldu'
Haber Giriş Tarihi: 18.11.2025 12:44
Haber Güncellenme Tarihi: 18.11.2025 12:44
Kaynak:
Anadolu Ajansı
Kadriye Seyman-Necip Karatuna BALIKESİR (DHA) -BALIKESİR'in Sındırgı ilçesinde meydana gelen depremlere ilişkin açıklamalarda bulunan Afyon Kocatepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Süleyman Gücek, "Sındırgı'da hasarın büyümesinde zemin koşulları ve yapı tipi belirleyici. İlçede alüvyon zemin üzerinde, mühendislik hizmeti almamış yığma yapıların yoğunluğu hasarı artıran temel unsur oldu" dedi.
Sındırgı ilçesinde 10 Ağustos'ta 6.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Aynı ilçede 27 Ekim'de aynı büyüklükte bir deprem daha yaşandı. Çevre illerden de hissedilen depremler sonrası bölgede çok sayıda artçı sarsıntı oldu. Artçılar nedeniyle tedirginlik sürerken; Afyon Kocatepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Süleyman Gücek, depremlere ilişkin açıklamalarda bulundu.
'EN ÇOK HASAR, FAY HATTINA YAKIN ALANLARDA'
Dr. Gücek, depremlerde bina ve yapılarda oluşan ağır hasarın büyük bir bölümünün 2000 yılı öncesi ve mühendislik hizmeti alınmadan inşa edilen yığma yapılardan kaynaklandığını söyledi. 10 Ağustos'taki depremde yapılan tespitlerde 724 binanın acil yıkılacak veya tamamen yıkılmış durumda olduğunu belirten Dr. Gücek, "En çok hasar, fay hattına yakın, alüvyon zeminli bölgelerde ve yığma yapıların yoğun olduğu alanlarda görüldü. 27 Ekim'deki ikinci depremin ardından yapılan incelemelerde de tabloyu ağırlaştıran yeni hasarlar çıktı. Bu kez 500'ün üzerinde bina acil yıkım ya da yıkık durumda değerlendirildi" dedi.
'KENTSEL DÖNÜŞÜM SÜRECİ HIZLANDIRILMALI'
İlk deprem sonrası yürütülen hızlı ve doğru hasar tespit sürecinin ikinci depremde olası can kayıplarının önüne geçtiğini belirten Dr. Gücek, "Boşaltılan ağır hasarlı binalar, ikinci depremde büyük bir faciayı engelledi. Bakanlığın sahadaki zamanında müdahalesi çok kritik rol oynadı" diye konuştu. Türkiye genelinde eski yapı stokunun risk oluşturduğunu vurgulayan Gücek, kentsel süreci dönüşümün gecikmeden hızlandırılması gerektiğini belirterek, "Yeni yönetmeliklere uygun yapılan binalar çoğu zaman depremden etkilenmezken, yanındaki eski yapılar tamamen yıkılabiliyor. Sındırgı'da hasarın büyümesinde zemin koşulları ve yapı tipi belirleyici. İlçede alüvyon zemin üzerinde, mühendislik hizmeti almamış yığma yapıların yoğunluğu hasarı artıran temel unsur oldu" dedi.(DHA)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
'Sındırgı'da hasarın büyümesinde zemin koşulları ve yapı tipi belirleyici oldu'
'Sındırgı'da hasarın büyümesinde zemin koşulları ve yapı tipi belirleyici oldu'
Kadriye Seyman-Necip Karatuna BALIKESİR (DHA) -BALIKESİR'in Sındırgı ilçesinde meydana gelen depremlere ilişkin açıklamalarda bulunan Afyon Kocatepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Süleyman Gücek, "Sındırgı'da hasarın büyümesinde zemin koşulları ve yapı tipi belirleyici. İlçede alüvyon zemin üzerinde, mühendislik hizmeti almamış yığma yapıların yoğunluğu hasarı artıran temel unsur oldu" dedi.
Sındırgı ilçesinde 10 Ağustos'ta 6.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Aynı ilçede 27 Ekim'de aynı büyüklükte bir deprem daha yaşandı. Çevre illerden de hissedilen depremler sonrası bölgede çok sayıda artçı sarsıntı oldu. Artçılar nedeniyle tedirginlik sürerken; Afyon Kocatepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Süleyman Gücek, depremlere ilişkin açıklamalarda bulundu.
'EN ÇOK HASAR, FAY HATTINA YAKIN ALANLARDA'
Dr. Gücek, depremlerde bina ve yapılarda oluşan ağır hasarın büyük bir bölümünün 2000 yılı öncesi ve mühendislik hizmeti alınmadan inşa edilen yığma yapılardan kaynaklandığını söyledi. 10 Ağustos'taki depremde yapılan tespitlerde 724 binanın acil yıkılacak veya tamamen yıkılmış durumda olduğunu belirten Dr. Gücek, "En çok hasar, fay hattına yakın, alüvyon zeminli bölgelerde ve yığma yapıların yoğun olduğu alanlarda görüldü. 27 Ekim'deki ikinci depremin ardından yapılan incelemelerde de tabloyu ağırlaştıran yeni hasarlar çıktı. Bu kez 500'ün üzerinde bina acil yıkım ya da yıkık durumda değerlendirildi" dedi.
'KENTSEL DÖNÜŞÜM SÜRECİ HIZLANDIRILMALI'
İlk deprem sonrası yürütülen hızlı ve doğru hasar tespit sürecinin ikinci depremde olası can kayıplarının önüne geçtiğini belirten Dr. Gücek, "Boşaltılan ağır hasarlı binalar, ikinci depremde büyük bir faciayı engelledi. Bakanlığın sahadaki zamanında müdahalesi çok kritik rol oynadı" diye konuştu. Türkiye genelinde eski yapı stokunun risk oluşturduğunu vurgulayan Gücek, kentsel süreci dönüşümün gecikmeden hızlandırılması gerektiğini belirterek, "Yeni yönetmeliklere uygun yapılan binalar çoğu zaman depremden etkilenmezken, yanındaki eski yapılar tamamen yıkılabiliyor. Sındırgı'da hasarın büyümesinde zemin koşulları ve yapı tipi belirleyici. İlçede alüvyon zemin üzerinde, mühendislik hizmeti almamış yığma yapıların yoğunluğu hasarı artıran temel unsur oldu" dedi.(DHA)
Kaynak: Anadolu Ajansı
En Çok Okunan Haberler