Büyük değişim sessiz başlar. Belki bir uygulama, bir algoritma ya da basit bir öneri kutucuğuyla… Şimdi ise gazetecilik, yapay zekâ tarafından yeniden yazılıyor. Hem mecazi hem gerçek anlamda.
Bir zamanlar haberin peşinde koşan muhabirler vardı. Gecenin üçünde adliyede, sabahın köründe meydanda… Bugün ise bazı haber sitelerinde içerikler saniyeler içinde yapay zekâ tarafından yazılıyor. Başlıklar ilgi çekici, dil hatasız, SEO’ya uygun. Ama ruh nerede?
Yapay zekâ, haberin hızını artırdı, maliyetini düşürdü, hatta bazı yerlerde doğruluğunu bile güçlendirdi. Ancak unutulmaması gereken bir gerçek var: Gazetecilik sadece bilgi vermek değildir; tanıklık etmektir, yorumlamaktır, sorgulamaktır.
O hâlde asıl soru şu: Biz gazeteciler, bu yeni çağda sadece sistemin parçası mı olacağız, yoksa bu sistemi şekillendirenler mi?
Yapay zekâ artık yalnızca araç değil, içerik üreticisi. Röportajlar özetleniyor, transkriptler anında çevriliyor, analizler saniyeler içinde sunuluyor. Ama insan dokunuşu hâlâ fark yaratıyor. Zekâdan öte, vicdan ve sezgi gerekiyor.
Gazetecilik yeniden tanımlanırken, mesleğin değerlerini ve etiğini korumak artık her zamankinden daha önemli. Çünkü yapay zekâ yazabilir, ama tanıklık edemez. Görür, ama hissedemez. Duyar, ama anlamlandıramaz.
Gazetecilikte yapay zekâ dönemi başladı. Ve biz bu hikâyenin sadece konusu değil, aynı zamanda yazarı olmalıyız.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Savaş Uğurlu
GAZETECİLİKTE YAPAY ZEKÂ DÖNEMİ BAŞLADI, PEKİ BİZ NEREDEYİZ?
Büyük değişim sessiz başlar. Belki bir uygulama, bir algoritma ya da basit bir öneri kutucuğuyla… Şimdi ise gazetecilik, yapay zekâ tarafından yeniden yazılıyor. Hem mecazi hem gerçek anlamda.
Bir zamanlar haberin peşinde koşan muhabirler vardı. Gecenin üçünde adliyede, sabahın köründe meydanda… Bugün ise bazı haber sitelerinde içerikler saniyeler içinde yapay zekâ tarafından yazılıyor. Başlıklar ilgi çekici, dil hatasız, SEO’ya uygun. Ama ruh nerede?
Yapay zekâ, haberin hızını artırdı, maliyetini düşürdü, hatta bazı yerlerde doğruluğunu bile güçlendirdi. Ancak unutulmaması gereken bir gerçek var: Gazetecilik sadece bilgi vermek değildir; tanıklık etmektir, yorumlamaktır, sorgulamaktır.
O hâlde asıl soru şu: Biz gazeteciler, bu yeni çağda sadece sistemin parçası mı olacağız, yoksa bu sistemi şekillendirenler mi?
Yapay zekâ artık yalnızca araç değil, içerik üreticisi. Röportajlar özetleniyor, transkriptler anında çevriliyor, analizler saniyeler içinde sunuluyor. Ama insan dokunuşu hâlâ fark yaratıyor. Zekâdan öte, vicdan ve sezgi gerekiyor.
Gazetecilik yeniden tanımlanırken, mesleğin değerlerini ve etiğini korumak artık her zamankinden daha önemli. Çünkü yapay zekâ yazabilir, ama tanıklık edemez. Görür, ama hissedemez. Duyar, ama anlamlandıramaz.
Gazetecilikte yapay zekâ dönemi başladı. Ve biz bu hikâyenin sadece konusu değil, aynı zamanda yazarı olmalıyız.