Gözler Yalan Söylemez: Modern Hayatta Görmenin Bedeli
Yazının Giriş Tarihi: 21.12.2025 10:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.12.2025 10:25
İnsan bedeni pek çok şeyi tolere edebilir ama gözler, ihmali asla affetmez. Günlük hayatın temposu içinde çoğu zaman farkına bile varmadan en çok yorduğumuz, en çok ihmal ettiğimiz organımız gözlerimizdir. Oysa görme, sadece bir duyu değil; yaşam kalitesinin doğrudan belirleyicisidir.
Günümüz insanı artık sabah uyanır uyanmaz ekranla göz göze geliyor. Telefonlar, tabletler, bilgisayarlar… Gün boyu yapay ışığa maruz kalan gözler, doğal ritmini kaybediyor. Yanma, batma, sulanma, bulanık görme ve baş ağrıları çoğu kişi için “normal” kabul ediliyor. Oysa bunların hiçbiri normal değil; gözlerin verdiği erken uyarılar.
Özellikle karanlıkta telefon kullanımı, uzun süre ekrana odaklanma ve yeterli göz kırpmama; göz yüzeyini kurutuyor, göz kaslarını zorluyor ve zamanla ciddi görme problemlerinin zeminini hazırlıyor. Dijital çağın getirdiği bu yük, göz sağlığını hiç olmadığı kadar önemli hâle getiriyor.
Bir diğer büyük yanılgı ise şu: “Görüyorsam sorun yoktur.”
Oysa pek çok göz hastalığı, ileri evreye kadar belirti vermez. Glokomdan retina hastalıklarına, sarı nokta problemlerinden göz tansiyonuna kadar birçok durum, ancak düzenli muayeneyle erken yakalanabilir. Görme kaybı başladığında ise çoğu zaman geri dönüş mümkün olmaz.
Modern oftalmoloji bugün çok güçlü bir noktada. Lazer teknolojileri, mikrocerrahi yöntemler ve ileri görüntüleme sistemleri sayesinde erken tanı ve tedavi olanakları her geçen gün artıyor. Ancak teknolojinin gücü, ancak bilinçli hasta davranışı ile anlam kazanıyor.
Göz sağlığında asıl mesele tedavi değil; zamanlama.
Doğru zamanda yapılan bir kontrol, ileride yaşanabilecek büyük sorunların önüne geçebilir. Çünkü gözler sessiz çalışır ama bozulduğunda yüksek bedel ödetir.
Belki de kendimize sormamız gereken soru şu:
Her gün saatlerce baktığımız ekranlar için bu kadar özen gösterirken, onlara bakan gözlerimize neden aynı dikkati göstermiyoruz?
Gözler, hayata açılan penceremizdir.
Ve o pencere, düzenli bakım ve bilinçli farkındalık ister.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Prof. Dr. Rifat Rasier
Gözler Yalan Söylemez: Modern Hayatta Görmenin Bedeli
İnsan bedeni pek çok şeyi tolere edebilir ama gözler, ihmali asla affetmez. Günlük hayatın temposu içinde çoğu zaman farkına bile varmadan en çok yorduğumuz, en çok ihmal ettiğimiz organımız gözlerimizdir. Oysa görme, sadece bir duyu değil; yaşam kalitesinin doğrudan belirleyicisidir.
Günümüz insanı artık sabah uyanır uyanmaz ekranla göz göze geliyor. Telefonlar, tabletler, bilgisayarlar… Gün boyu yapay ışığa maruz kalan gözler, doğal ritmini kaybediyor. Yanma, batma, sulanma, bulanık görme ve baş ağrıları çoğu kişi için “normal” kabul ediliyor. Oysa bunların hiçbiri normal değil; gözlerin verdiği erken uyarılar.
Özellikle karanlıkta telefon kullanımı, uzun süre ekrana odaklanma ve yeterli göz kırpmama; göz yüzeyini kurutuyor, göz kaslarını zorluyor ve zamanla ciddi görme problemlerinin zeminini hazırlıyor. Dijital çağın getirdiği bu yük, göz sağlığını hiç olmadığı kadar önemli hâle getiriyor.
Bir diğer büyük yanılgı ise şu: “Görüyorsam sorun yoktur.”
Oysa pek çok göz hastalığı, ileri evreye kadar belirti vermez. Glokomdan retina hastalıklarına, sarı nokta problemlerinden göz tansiyonuna kadar birçok durum, ancak düzenli muayeneyle erken yakalanabilir. Görme kaybı başladığında ise çoğu zaman geri dönüş mümkün olmaz.
Modern oftalmoloji bugün çok güçlü bir noktada. Lazer teknolojileri, mikrocerrahi yöntemler ve ileri görüntüleme sistemleri sayesinde erken tanı ve tedavi olanakları her geçen gün artıyor. Ancak teknolojinin gücü, ancak bilinçli hasta davranışı ile anlam kazanıyor.
Göz sağlığında asıl mesele tedavi değil; zamanlama.
Doğru zamanda yapılan bir kontrol, ileride yaşanabilecek büyük sorunların önüne geçebilir. Çünkü gözler sessiz çalışır ama bozulduğunda yüksek bedel ödetir.
Belki de kendimize sormamız gereken soru şu:
Her gün saatlerce baktığımız ekranlar için bu kadar özen gösterirken, onlara bakan gözlerimize neden aynı dikkati göstermiyoruz?
Gözler, hayata açılan penceremizdir.
Ve o pencere, düzenli bakım ve bilinçli farkındalık ister.