Kadınların birçoğu adet döneminde yaşadığı ağrıyı “normal” sanır. Ancak bazen bu ağrı, sadece regl sancısı değildir; endometriozis adı verilen sinsi bir hastalığın habercisidir. Ne yazık ki birçok kadın, yıllarca bu ağrılarla yaşar, hatta doğurganlık sorunları yaşadığında veya muayenede endometrioma adı verilen kistik kitle olarak saptandığında ancak tanı konulur.
Endometriozis, rahim iç tabakasında bulunması gereken dokunun rahim dışına yerleşmesiyle oluşur. Yumurtalıklar, tüpler, hatta bağırsak ve mesane gibi organlara kadar yayılabilir. Her ay, hormonların etkisiyle bu dokular da tıpkı rahim içi gibi kanar; ama bu kan vücuttan atılamaz. Sonuç: Ağrı, iltihap ve yapışıklıklar…
“Bir kadının yıllarca ‘benim kaderim bu’ diye düşündüğü ağrılar, aslında tedavi edilebilir bir hastalığın işaretidir.”
— Doç.Dr.Emine Öztürk
Geciken Tanı, Geciken Umut
Endometriozis ortalama 7-10 yıl gecikmeli teşhis edilir. Bu süre zarfında kadının hem fiziksel hem ruhsal sağlığı etkilenir.
İş yaşamında verim düşer, sosyal yaşamdan uzaklaşır, ilişkilerde zorluklar yaşanır. Üstelik bu süreçte çocuk sahibi olamama korkusu da ağır bir yük oluşturur.
Tedavi mümkün ama kişiye özel olmalı
Endometriozis, her kadında farklı seyreder. Bu nedenle tedavide “tek formül” yoktur. Hafif vakalarda ilaç ve doğum kontrol tedavileriyle hastalık baskılanabilirken, ileri evrelerde cerrahi müdahale gerekebilir.
En önemli nokta ise, tanının erken konulması ve tedavinin multidisipliner yaklaşımla yürütülmesidir.
“Kadın sağlığı; sadece hastalıkların tedavisi değil, yaşam kalitesinin korunmasıdır.”
— Doç. Dr. Emine Öztürk
Kadın Sağlığına Sessiz Kalma
Kadınlar çoğu zaman ağrıyı ses çıkarmadan kabullenir. Oysa her ağrı bir mesajdır. Sessiz kalınan her ağrı, tedavisi geciken bir hastalığa dönüşebilir.
Toplum olarak kadınların bu konuda bilinçlendirilmesi, düzenli jinekolojik kontrollerin teşvik edilmesi gerekir.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Doc. Dr. Emine Öztürk
“Kadının Görünmeyen Ağrısı: Sessiz Tehlike Endometriozis”
Kadınların birçoğu adet döneminde yaşadığı ağrıyı “normal” sanır. Ancak bazen bu ağrı, sadece regl sancısı değildir; endometriozis adı verilen sinsi bir hastalığın habercisidir. Ne yazık ki birçok kadın, yıllarca bu ağrılarla yaşar, hatta doğurganlık sorunları yaşadığında veya muayenede endometrioma adı verilen kistik kitle olarak saptandığında ancak tanı konulur.
Endometriozis, rahim iç tabakasında bulunması gereken dokunun rahim dışına yerleşmesiyle oluşur. Yumurtalıklar, tüpler, hatta bağırsak ve mesane gibi organlara kadar yayılabilir. Her ay, hormonların etkisiyle bu dokular da tıpkı rahim içi gibi kanar; ama bu kan vücuttan atılamaz. Sonuç: Ağrı, iltihap ve yapışıklıklar…
“Bir kadının yıllarca ‘benim kaderim bu’ diye düşündüğü ağrılar, aslında tedavi edilebilir bir hastalığın işaretidir.”
— Doç.Dr.Emine Öztürk
Geciken Tanı, Geciken Umut
Endometriozis ortalama 7-10 yıl gecikmeli teşhis edilir. Bu süre zarfında kadının hem fiziksel hem ruhsal sağlığı etkilenir.
İş yaşamında verim düşer, sosyal yaşamdan uzaklaşır, ilişkilerde zorluklar yaşanır. Üstelik bu süreçte çocuk sahibi olamama korkusu da ağır bir yük oluşturur.
Tedavi mümkün ama kişiye özel olmalı
Endometriozis, her kadında farklı seyreder. Bu nedenle tedavide “tek formül” yoktur. Hafif vakalarda ilaç ve doğum kontrol tedavileriyle hastalık baskılanabilirken, ileri evrelerde cerrahi müdahale gerekebilir.
En önemli nokta ise, tanının erken konulması ve tedavinin multidisipliner yaklaşımla yürütülmesidir.
“Kadın sağlığı; sadece hastalıkların tedavisi değil, yaşam kalitesinin korunmasıdır.”
— Doç. Dr. Emine Öztürk
Kadın Sağlığına Sessiz Kalma
Kadınlar çoğu zaman ağrıyı ses çıkarmadan kabullenir. Oysa her ağrı bir mesajdır. Sessiz kalınan her ağrı, tedavisi geciken bir hastalığa dönüşebilir.
Toplum olarak kadınların bu konuda bilinçlendirilmesi, düzenli jinekolojik kontrollerin teşvik edilmesi gerekir.