Türk televizyon sektörü son yıllarda sadece reytinglerle değil, dudak uçuklatan rakamlarla da gündemde. Artık bir dizi seti, adeta mini bir film platosuna dönüşmüş durumda. Her bölüm milyonluk bütçelerle çekiliyor, bir sezonun maliyeti ise küçük bir sinema ordusunun bütçesine eşdeğer hale geliyor.

Bugün bir televizyon dizisinin tek bölüm maliyeti ortalama 2 ila 5 milyon TL arasında değişiyor. Bazı iddialı projelerde bu rakam 10-20 milyon TL’yi bile aşıyor. Işık, ses, set tasarımı, ulaşım, montaj derken, yapım şirketleri her hafta bir film çeker gibi çalışıyor. Ancak asıl dikkat çeken kalem, oyuncu kaşeleri.

Bir dönemin yıldızları artık bölüm başına 1 ila 2 milyon TL kazanıyor. Orta düzey oyuncular 100–300 bin TL aralığında ücret alırken, yeni yüzler için bu rakam 20–50 bin TL civarında. Dijital platformlarda ise rakamlar daha da çılgın: Netflix, BluTV ve Amazon Prime gibi devler, ünlü oyunculara bölüm başına dolar bazında ödeme yapıyor.

Peki, bu kadar para nereye gidiyor? Reytinglerin düştüğü bir dönemde yapımcıların risk alması cesaret işi. Ancak unutulmamalı ki, her dizinin başarısı senaryonun gücüyle ölçülür. Parıltılı ışıklar, pahalı dekorlar bir yere kadar etkiler; asıl izleyiciyi ekran başına bağlayan hikâyedir.

Türk dizileri, artık Hollywood’la yarışan bütçelerle çekiliyor. Fakat en büyük servet hâlâ duyguların senaryoya aktarıldığı o bir sahnede gizli.