Avrupa'da kıyafetlerdeki beden uyumsuzluğu Moda sektörüne milyonlar kaybettiriyor..
Peki beden uyumsuzluklarını azaltmak neden hayati önemde......
Yanlış beden kaynaklı iadeler ve standart eksikliği hem maliyetini hem de sürdürülebilirliğini tehdit ediyor.
Moda endüstrisi köklü bir değişim sürecinden geçiyor. Çevresel kaygıların yarattığı faktörlerin giderek arttığı ve tüketicilerin daha sürdürülebilir seçenekler talep ettiği bir dönemde çok fazla ele alınmamış sorunlardan biri ve bence en önemli sorunlardan biri geçerliliğini koruyor.
BEDEN UYUMSUZLUĞUNDAN KAYNAKLI OLUŞAN GİYSİ İSRAFI
Her yıl milyarca tasarlanan giysi üretimi, her saniyede bir çöp kamyonu dolusu kıyafetin, ya çöplüğe gönderilmesine ya da yakılmasına neden oluyor. Ancak tüm giysilerin yalnızca küçük bir oranı geri dönüştürülüyor, geri kalanı ise kalıcı çevresel zararlara yol açıyor; bunlar da çevre kirliliği ve sonraki yıllarda çürüyebilen tekstil atıklarına yol açıyor.
Beden uyumu sadece müşteri memnuniyeti açısından değil, aynı zamanda modanın çevresel açısından da belirleyici bir unsur. Markalar arasında da büyük tutarsızlıklar görülüyor. Örneğin; Ayakkabı numaralarının kadın giyiminde bedenlendirmesi düzenlenmemiş durumda. Bundan en çok ben şikayetçiyim çünkü 35 numara giyiyorum, bu beden numarası hem her markada yok hem de her markaya göre beden değişiyor. Evrensel bir sistem uygulayan uluslararası bir moda otoritesi yok. Bu nedenle markalar, beden tablolarını genellikle pazarlama stratejilerine ve hedef kitlelerine göre kendileri hazırlıyor. Sonuç olarak, bir mağazada başka bir beden diğerinde başka bir beden ve işte tam burda da beden uyumsuzluğu krizi net bir şekilde yaşanıyor.
Mağaza mağaza gezerek, kabinlerde saatlerce zaman öldürerek alışveriş yapma devri de kapandı. Online alışveriş hayatımıza girdikten sonra sadece birkaç tuş ile yeni kıyafetler satın alabiliyoruz. Fakat artık yeni bir problemimiz var. Aldığımız ürünün bedeni bize olacak mı? Benim kıyafet ve ayakkabı konusunda asla tercih etmeyeceğim bir sistem. Çok kez kötü sonuçlar ve beden uyumsuzluğu yaşadım ve görerek, deneyerek alışveriş yapmanın daha doğru olduğuna karar verdim.
Online alışveriş her geçen gün daha popüler oluyor. Bir çok tüketici de geleneksel alışveriş yerine online alışverişi tercih ediyor. Özellikle daha hızlı ve pratik olması, herkesi online alışverişe yönlendiriyor.Fakat giyim alışverişlerimizle birçok problemle karşılaşabiliyoruz tıpkı benim yaşadığım gibi. Kolay ve yorucu olmaması güzel ancak uymayan bir ürün olursa ona gerekenden çok daha fazla yapılan işlem tüm zamanımıza mal olabiliyor. Bu durumun en önemli sebeplerinden biri ise beden uyumsuzluğu diyebiliriz. Markaların tek bir beden tipi üzerinden tanıtım yapması, bedenlerin farklı markalarda farklı beden ölçülerinde üretiliyor olması, bir diğer deyişle kalıp farklılıkları kendimiz için doğru bedeni bulmamızı bir hayli zorlaştırıyor.
Tüm giysilerin üçte birinin beden uyumsuzluğu nedeniyle iade edildiği ileri sürülürken, moda ve teknoloji girişimi Fittora, yapay zekâ (AI) destekli, siparişe göre üretim yapan giyim platformunu hayata geçirerek sorunu doğrudan çözüyor. Tüketicilere prova kabini ziyareti olmadan mükemmel uyumlu, sürdürülebilir parçalar" sunan Fittora sistemi, "yalnızca yüklenen birkaç selfie'den müşterinin tam ölçülerini hesaplayan bilgisayarlı teknolojisini kullanıyor.
Deneyimli stilistler daha sonra yapay zekânın önerilerine göre, giysiyi üretiyor.
Fittora'nın kurucusu ve CEO'su, daha önce "Marks & Spencer'ın Uluslararası Bölümü'nde büyümeyi hızlandıran" Nicola Bond, bunun "yeniliğin niyetle buluştuğu yer" olduğunu söylüyor ve "İnsanlara kendileri kadar benzersiz kıyafetler sunuyoruz ve bunu seri üretimin yarattığı israfı körüklemeden yapıyoruz, yapay zekâ tasarım sürecini hızlandırıyor, büyük ölçekte beden uyumunu ve stili anlamamıza yardımcı oluyor, ancak her bir parçayı benzersiz kılan stil ve işçilikteki insan dokunuşudur."Bu nedenle moda markaları, üreticiler ve perakendeciler için akıllı bedenlendirme stratejik bir öncelik haline gelmeli diye de ekliyor.
Moda sektörü tasarımı, bedenlendirmeyi ve dağıtım yöntemlerini temelden dönüştürmedikçe, sürdürülebilirlik hedefleri gerçekleşmeyecek. Uzun vadeli dayanıklılık ve anlamlılık arayan markalar için, sürdürülebilirlik bedenlendirme sistemine entegre edilmeli ve tasarım insanları düşünerek yapılmalıdır.
Derya Özgören'le Derya'ca Moda
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Derya Özgören
MODADA BEDEN UYUMSUZLUĞU KRİZİ
Avrupa'da kıyafetlerdeki beden uyumsuzluğu Moda sektörüne milyonlar kaybettiriyor..
Peki beden uyumsuzluklarını azaltmak neden hayati önemde......
Yanlış beden kaynaklı iadeler ve standart eksikliği hem maliyetini hem de sürdürülebilirliğini tehdit ediyor.
Moda endüstrisi köklü bir değişim sürecinden geçiyor. Çevresel kaygıların yarattığı faktörlerin giderek arttığı ve tüketicilerin daha sürdürülebilir seçenekler talep ettiği bir dönemde çok fazla ele alınmamış sorunlardan biri ve bence en önemli sorunlardan biri geçerliliğini koruyor.
BEDEN UYUMSUZLUĞUNDAN KAYNAKLI OLUŞAN GİYSİ İSRAFI
Her yıl milyarca tasarlanan giysi üretimi, her saniyede bir çöp kamyonu dolusu kıyafetin, ya çöplüğe gönderilmesine ya da yakılmasına neden oluyor. Ancak tüm giysilerin yalnızca küçük bir oranı geri dönüştürülüyor, geri kalanı ise kalıcı çevresel zararlara yol açıyor; bunlar da çevre kirliliği ve sonraki yıllarda çürüyebilen tekstil atıklarına yol açıyor.
Beden uyumu sadece müşteri memnuniyeti açısından değil, aynı zamanda modanın çevresel açısından da belirleyici bir unsur. Markalar arasında da büyük tutarsızlıklar görülüyor. Örneğin; Ayakkabı numaralarının kadın giyiminde bedenlendirmesi düzenlenmemiş durumda. Bundan en çok ben şikayetçiyim çünkü 35 numara giyiyorum, bu beden numarası hem her markada yok hem de her markaya göre beden değişiyor. Evrensel bir sistem uygulayan uluslararası bir moda otoritesi yok. Bu nedenle markalar, beden tablolarını genellikle pazarlama stratejilerine ve hedef kitlelerine göre kendileri hazırlıyor. Sonuç olarak, bir mağazada başka bir beden diğerinde başka bir beden ve işte tam burda da beden uyumsuzluğu krizi net bir şekilde yaşanıyor.
Mağaza mağaza gezerek, kabinlerde saatlerce zaman öldürerek alışveriş yapma devri de kapandı. Online alışveriş hayatımıza girdikten sonra sadece birkaç tuş ile yeni kıyafetler satın alabiliyoruz. Fakat artık yeni bir problemimiz var. Aldığımız ürünün bedeni bize olacak mı? Benim kıyafet ve ayakkabı konusunda asla tercih etmeyeceğim bir sistem. Çok kez kötü sonuçlar ve beden uyumsuzluğu yaşadım ve görerek, deneyerek alışveriş yapmanın daha doğru olduğuna karar verdim.
Online alışveriş her geçen gün daha popüler oluyor. Bir çok tüketici de geleneksel alışveriş yerine online alışverişi tercih ediyor. Özellikle daha hızlı ve pratik olması, herkesi online alışverişe yönlendiriyor.Fakat giyim alışverişlerimizle birçok problemle karşılaşabiliyoruz tıpkı benim yaşadığım gibi. Kolay ve yorucu olmaması güzel ancak uymayan bir ürün olursa ona gerekenden çok daha fazla yapılan işlem tüm zamanımıza mal olabiliyor. Bu durumun en önemli sebeplerinden biri ise beden uyumsuzluğu diyebiliriz. Markaların tek bir beden tipi üzerinden tanıtım yapması, bedenlerin farklı markalarda farklı beden ölçülerinde üretiliyor olması, bir diğer deyişle kalıp farklılıkları kendimiz için doğru bedeni bulmamızı bir hayli zorlaştırıyor.
Tüm giysilerin üçte birinin beden uyumsuzluğu nedeniyle iade edildiği ileri sürülürken, moda ve teknoloji girişimi Fittora, yapay zekâ (AI) destekli, siparişe göre üretim yapan giyim platformunu hayata geçirerek sorunu doğrudan çözüyor. Tüketicilere prova kabini ziyareti olmadan mükemmel uyumlu, sürdürülebilir parçalar" sunan Fittora sistemi, "yalnızca yüklenen birkaç selfie'den müşterinin tam ölçülerini hesaplayan bilgisayarlı teknolojisini kullanıyor.
Deneyimli stilistler daha sonra yapay zekânın önerilerine göre, giysiyi üretiyor.
Fittora'nın kurucusu ve CEO'su, daha önce "Marks & Spencer'ın Uluslararası Bölümü'nde büyümeyi hızlandıran" Nicola Bond, bunun "yeniliğin niyetle buluştuğu yer" olduğunu söylüyor ve "İnsanlara kendileri kadar benzersiz kıyafetler sunuyoruz ve bunu seri üretimin yarattığı israfı körüklemeden yapıyoruz, yapay zekâ tasarım sürecini hızlandırıyor, büyük ölçekte beden uyumunu ve stili anlamamıza yardımcı oluyor, ancak her bir parçayı benzersiz kılan stil ve işçilikteki insan dokunuşudur."Bu nedenle moda markaları, üreticiler ve perakendeciler için akıllı bedenlendirme stratejik bir öncelik haline gelmeli diye de ekliyor.
Moda sektörü tasarımı, bedenlendirmeyi ve dağıtım yöntemlerini temelden dönüştürmedikçe, sürdürülebilirlik hedefleri gerçekleşmeyecek. Uzun vadeli dayanıklılık ve anlamlılık arayan markalar için, sürdürülebilirlik bedenlendirme sistemine entegre edilmeli ve tasarım insanları düşünerek yapılmalıdır.
Derya Özgören'le Derya'ca Moda