Çıplaklık Modası, özgürlük ve modernlik adı altındaki moda anlayışı ile günümüzde yükselen bir trend olarak hayatımıza girdi.

Moda Nedir?

Moda, giyim, aksesuarlar ve stil ile ilgili genel bir terimdir. Moda, kişinin kişiliği, geçmişi ve stili hakkında çok şey aktaran sözsüz bir iletişim yoludur, bana sorarsanız da kişinin kendi stilini yaratmasıdır. Moda, yüzyıllardır değişen toplumsal, kültürel ve tarihsel dinamiklere bağlı olarak evrim geçirmiştir. Modanın kökenleri çok eski zamanlara dayanır ve özel bir kişi tarafından keşfedilen veya yaratılan bir şey değildir.
Modanın tarihi, eski uygarlıklardan başlayarak farklı dönemlerde değişimle kıyafetlerin, aksesuarların ve stilin toplumsal, ekonomik ve kültürel faktörlere bağlı olarak nasıl değiştiğini göstermiştir.

Zaman ilerledikçe, modada büyük bir değişim yaşanmış ve gençlik kültürü, sokak modası ve moda dünyası sürekli değişen, yeni trendler ve tarzlar geliştiren bir akım oluşmuştur.
Moda, toplumun değişen zevkleri, değerleri ve ihtiyaçlarıyla şekillenen tasarımcı markaları ile yeni akımlar ortaya çıkarmıştır.

Günümüzde ise; artık moda anlayışı tamamen değişti. Neredeyse "Çıplaklık Modası" adı altında yeni bir akım doğdu.

1990'lı yıllarda ABD'de çıplak erkek bedenini reklamlarda kullanma fikri ilk kez Calvin Klein tarafından gerçekleştirilmiş ve ünlü atlet Tom Hintnaus'un beyaz slip giymiş görseli Amerika'da büyük ilgi görmüştü.Yarı çıplak poz vermiş erkek görsellerinden doğan moda imparatorluğu dönemin ünlü fotoğrafçısı Bruce Weber ve Jeffries ile iş birliği yaparak markanın görsellerini imzalamaya başlamıştı.Jeffries'in aşırıya kaçan estetik algısı markanın ünlenmesine paralel olarak tepkilere yol açmış, A&F, "Kolejli Amerikalı ve cinsel çekicilik" kodları ile yarattığı marka kimliğini kısa sürede başarıya ulaştırmış ancak estetik algı uğruna uyguladığı ayırımcı politika, siyahi ve Latin Amerikalı gençlerin protestolarına neden olmuştu.

Başka bir tarafta, aralarında ARMANI'nin de bulunduğu dünyaca ünlü birkaç modacı, defilelerde süren çıplaklığı protesto ederek kendi defilelerinde çıplaklığa yer vermemeye karar vermiş, İnsan bedeninin değil, tasarımlarının sergilenmesi gerektiğinin altını çizmislerdi.

Yeni alınan kararla da, Cannes Film Festivali'nde "Çıplaklık" ve "Riskli Kıyafetler" Yasaklandı. Artık Kırmızı halıda ve festival alanında çıplaklık kesinlikle yasaklandı. Senelerdir transparan veya derin dekolteli gördüğümüz Kendall Jenner ve Bella Hadid gibi isimler benzer seçimler yapamayacaklar, uymayanlar ise törene alınmayacaklar.

Günlük hayatta giyilemeyecek kıyafetlerin podyumlarda sergilenmesi genel olarak alışıldık bir durum. Ancak mankenlerin hemen hemen çıplak şekilde podyuma çıkması tüm dünyada tartışılmaya devam ediyor. Bu eleştirilerin arasında en çok duyulanı cinselliğin ön plana çıkarıldığı ve kadın bedeninin sömürüldüğü... Ancak bu tür eleştiriler sektörde çıplaklığın kullanılmasına engel olmuyor...
Sonbahar-kış sezonu her ne kadar koyu renklerin gölgesinde oldukça ihtişamlı bir görünüm sergilese de, tasarımcılar çıplaklık duygusu veren gizeminden vazgeçemiyorlar.

Çıplaklık moda koleksiyonuyla yapılan bu başlangıcın ardından, şimdi gözler Lantink'in Jean Paul Gaultier defilesine çevrildi. Beklenti ise moda dünyasının hayal etmeye cesaret edebileceğinden bile daha fazlasını kapsıyor.
Bedenin teşhirinin kendini doğrulama ve kişinin kendi kimliğini performatif olarak yaratma aracı haline geldiği bir çağda, Duran Lantink bedenle özgür ve ironik bir ilişki kuruyor, neyin gösterilip neyin gizlenmesi gerektiğini yeniden düşünüyor, yapmacıklık ve yapmacıklıkla oynuyor. Çağdaş sanatçılar gibi, estetik, toplumsal ve ahlaki normları yeniden ele almak için kullanılan birçok eleştirel araç olan zevk normlarını sorgulamaya cesaret ediyor.
Ancak koleksiyonda en çok konuşulan parçalar, üzerine çıplak vücut görselleri basılmış olanlardı. Kıllı bedenler ve hatta görünen bir penis...
Lantink'in, Jean Paul Gaultier ile aynı provokatif tasarım ruhunu paylaştığı bir gerçek.
Nitekim Gaultier de defileyi en ön sıradan yüzünde bir gülümsemeyle izliyordu.Bende bu akımın nereye gideceğini merak ediyorum doğrusu.... ama bana göre moda bu değil ve bu şekilde olmamalı...

Derya Özgören'le Derya'ca Moda