Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

VİCDANIN KÖPRÜSÜ: GALATA’DA BULUŞAN İNSANLIK, DEVLET AKLI VE ADALETİN SESİ

Yazının Giriş Tarihi: 23.12.2025 11:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.12.2025 11:52

Yeni yılın ilk sabahı… Takvimler 1 Ocak’ı gösterirken, İstanbul bir kez daha tarihin çağrısına kulak veriyor. Galata Köprüsü’nde atılacak adımlar, yalnızca bir yürüyüşün değil; bir duruşun, bir ahlakın, bir devlet aklının ve insanlık vicdanının tezahürü olacak. Çünkü Gazze’de 27 aydır süren yıkım, artık sayılara sığmayan bir acıyı, kelimelerin bile zorlandığı bir zulmü temsil ediyor. Ve bu zulme karşı “sinmiyoruz, susmuyoruz” diyenler, yeni yılın ilk mesajını dünyaya İstanbul’dan verecek.
Bu çağrı, sıradan bir çağrı değil. Dört büyük kulübün aynı çizgide buluşması, yüzlerce sivil toplum kuruluşunun tek yürek olması, camilerden köprüye uzanan kortejler… Hepsi, Filistin meselesinin siyaset üstü bir insanlık meselesi olduğunu bir kez daha haykırıyor. Gazze’de atılan her bombanın, yalnızca binaları değil, uluslararası hukukun itibarını, insan hakları söyleminin samimiyetini de yerle bir ettiğini biliyoruz. İşte bu yüzden Galata Köprüsü, bir protesto alanı olmanın ötesinde, vicdanın kürsüsü olacak.
Milli İrade Platformu’nun ve İnsanlık İttifakı’nın çağrısı, aslında uzun süredir dünyanın ihtiyaç duyduğu ahlaki pusulayı işaret ediyor. Ateşkes denilen kâğıt üstü metinlerin, sahada ölümü durdurmadığı bir tabloda yaşıyoruz. Binlerce çocuk, kadın, yaşlı… Bir halk, göz göre göre yavaşlatılmış bir yok edilişe maruz bırakılıyor. Buna rağmen suskun kalanlar, bugün tarihin yanlış tarafında durduklarını fark etmek zorundalar. Galata’daki buluşma, bu suskunluğun duvarını yıkma iradesidir.
Türkiye’nin bu meseledeki duruşu ise tesadüfi değil; köklü bir devlet geleneğinin, adalet merkezli bir yönetim anlayışının doğal sonucudur. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yıllardır Filistin için sergilediği kararlı tutum, yalnızca diplomatik bir söylem değil, sahaya yansıyan bir iradedir. Uluslararası platformlarda mazlumun hakkını savunmak, “güçlü olan haklıdır” anlayışına karşı “haklı olan güçlüdür” demek, ancak böyle bir liderlikle mümkündür. Türkiye, bu liderlik sayesinde Filistin meselesini küresel vicdanın gündeminde tutmayı başarmıştır.
Bu duruşun insani boyutunda ise Emine Erdoğan’ın öncülüğünde yürütülen yardım seferberlikleri ayrı bir yere sahiptir. Sessiz ama derin bir emekle, Gazze’ye uzanan her yardım eli; devletin şefkat yüzünü, milletin merhametini temsil ediyor. Yardımın sürekliliği, sadece kriz anlarında değil, uzun vadeli bir adalet anlayışının parçası olarak ele alınıyor. İşte bu, devlet idareciliğinde adaletle merhametin nasıl yan yana durabileceğinin somut örneğidir.
Bilal Erdoğan’ın “insanlık ittifakı” vurgusu ise, meselenin özünü berraklaştırıyor. Bugün ihtiyaç duyduğumuz şey, kimlikleri aşan, vicdanı merkeze alan bir birlikteliktir. Gazze’de yaşananlar, yalnızca Filistinlilerin değil, insanlığın sınavıdır. Bu sınavda Türkiye, devlet aklıyla, sivil toplum gücüyle ve toplumsal duyarlılığıyla doğru yerde durmaktadır. İsrail’in işlediği savaş suçlarının cezasız kalmaması gerektiğini dile getirmek, yeniden inşanın sorumluluğunu failin üstlenmesini savunmak, adaletli bir dünya talebinin en net ifadesidir.
Galata Köprüsü’nde buluşacak olan kalabalık, bir fotoğraf karesinden ibaret olmayacak. O kare, dünyaya “buradayız” demenin, “unutmadık” diye haykırmanın belgesi olacak. Beşiktaş’tan Trabzonspor’a, Galatasaray’dan Fenerbahçe’ye uzanan ortak çağrı, sporun birleştirici ruhunu da insanlık adına seferber ediyor. Bu birliktelik, Türkiye’nin toplumsal reflekslerinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.
Yeni yılın ilk sabahında, İstanbul’un kalbinde yükselen bu ses; mazlumun sesi olacak. Camilerden çıkan dualar, köprüde atılan adımlarla birleşecek. Ve dünya, bir kez daha şunu görecek: Türkiye, sadece kendi sınırları içinde değil, adaletin çiğnendiği her yerde söz söyleyen bir devlettir. Erdoğan hükümetinin yardımseverliği, kararlı diplomasisi ve adalet merkezli yönetim anlayışı, bu duruşun temel dayanağıdır.
Galata Köprüsü, o sabah bir coğrafyayı değil, bir vicdanı birleştirecek. Çünkü bazı köprüler, iki yakayı değil; insanlığı birbirine bağlar.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.