Medya Nereye Gidiyor? Dizi Piyasası Maliyetlerin İçine mi Sıkıştı?
Yazının Giriş Tarihi: 20.08.2025 09:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.08.2025 09:07
Dizi maliyetleri her geçen gün artıyor. Kanallar da yapımcılar da zorlanıyor. Türkiye’de uzun yıllardır ilk defa yaz aylarında yeni dizilerin sayısı bu kadar az oldu. En ucuz dizi maliyeti 20 ila 25 milyon TL arasında değişiyor. Bu tablo, kanalların yeni yapımları ekrana taşıma riskini azaltıyor.
Yeni giren dizilerin maliyetini çıkarması için ortalama en az 6–7 reyting alması gerekiyor. Rekor kıran dizilerde rol alan başrol oyuncularının ücretleri yapımcılar için en büyük gider kalemlerinden biri hâline geldi. Bir dizi setinin kurulup hazırlık sürecinin başlaması için ortalama 15–16 milyon TL bütçe gerekiyor.
Dizilerin YouTube ve dijital platformlarda da ciddi bir izlenme karşılığı bulunuyor. Ancak kanallar reklam gelirlerini dizi maliyetleriyle dengelemekte zorlanıyor. Bu nedenle birçok yapımcı, kanallardan aldığı ödemeleri sürekli yeni projelere yatırmak durumunda kalıyor.
Eskiden yurtdışı satışları, yapımcı ve kanallar için büyük bir gelir kapısıydı. Fakat artık yurtdışı satışlarından elde edilen gelirler de düşük kaldığından, prodüksiyonların yükünü hafifletmeye yetmiyor. Özellikle Arap coğrafyasında Türk dizilerine olan ilgi hâlen devam etse de, geçmiş yıllardaki rakamları yakalamak kolay değil.
Bu sezon için beklenen en büyük maliyetli projelerden birinin bütçesinin 35 milyon TL’ye ulaşacağı konuşuluyor. Bu rakamlar sektörün hangi noktaya geldiğini açıkça gösteriyor.
Asıl önemli soru ise şu: Bu kadar maliyetli bir üretim zincirinde, setlerde sabahın ilk saatlerinden gecenin ilerleyen vakitlerine kadar çalışan emekçilerin payı ne kadar? Oyunculardan teknik ekibe, kostüm asistanından yapım koordinatörlerine kadar herkes büyük bir çaba ortaya koyuyor. Ancak bu emeğin karşılığı çoğu zaman göz ardı ediliyor.
Bugün sektörün önündeki en büyük sınav, yalnızca reyting ya da maliyet hesabı değil. Asıl mesele, bu büyük emeğin sürdürülebilir bir sistemle korunması. Medya sektörünün geleceği, yalnızca reyting tablolarında değil, bu emeğin değerini gözeten yapım modellerinde saklı.
Yeni sezonda en büyük dileğimiz, hem ekran başındaki izleyicinin hem de kamera arkasında alın teri dökenlerin emeğinin hakkını almasıdır.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ayşe Kök
Medya Nereye Gidiyor? Dizi Piyasası Maliyetlerin İçine mi Sıkıştı?
Dizi maliyetleri her geçen gün artıyor. Kanallar da yapımcılar da zorlanıyor. Türkiye’de uzun yıllardır ilk defa yaz aylarında yeni dizilerin sayısı bu kadar az oldu. En ucuz dizi maliyeti 20 ila 25 milyon TL arasında değişiyor. Bu tablo, kanalların yeni yapımları ekrana taşıma riskini azaltıyor.
Yeni giren dizilerin maliyetini çıkarması için ortalama en az 6–7 reyting alması gerekiyor. Rekor kıran dizilerde rol alan başrol oyuncularının ücretleri yapımcılar için en büyük gider kalemlerinden biri hâline geldi. Bir dizi setinin kurulup hazırlık sürecinin başlaması için ortalama 15–16 milyon TL bütçe gerekiyor.
Dizilerin YouTube ve dijital platformlarda da ciddi bir izlenme karşılığı bulunuyor. Ancak kanallar reklam gelirlerini dizi maliyetleriyle dengelemekte zorlanıyor. Bu nedenle birçok yapımcı, kanallardan aldığı ödemeleri sürekli yeni projelere yatırmak durumunda kalıyor.
Eskiden yurtdışı satışları, yapımcı ve kanallar için büyük bir gelir kapısıydı. Fakat artık yurtdışı satışlarından elde edilen gelirler de düşük kaldığından, prodüksiyonların yükünü hafifletmeye yetmiyor. Özellikle Arap coğrafyasında Türk dizilerine olan ilgi hâlen devam etse de, geçmiş yıllardaki rakamları yakalamak kolay değil.
Bu sezon için beklenen en büyük maliyetli projelerden birinin bütçesinin 35 milyon TL’ye ulaşacağı konuşuluyor. Bu rakamlar sektörün hangi noktaya geldiğini açıkça gösteriyor.
Asıl önemli soru ise şu: Bu kadar maliyetli bir üretim zincirinde, setlerde sabahın ilk saatlerinden gecenin ilerleyen vakitlerine kadar çalışan emekçilerin payı ne kadar? Oyunculardan teknik ekibe, kostüm asistanından yapım koordinatörlerine kadar herkes büyük bir çaba ortaya koyuyor. Ancak bu emeğin karşılığı çoğu zaman göz ardı ediliyor.
Bugün sektörün önündeki en büyük sınav, yalnızca reyting ya da maliyet hesabı değil. Asıl mesele, bu büyük emeğin sürdürülebilir bir sistemle korunması. Medya sektörünün geleceği, yalnızca reyting tablolarında değil, bu emeğin değerini gözeten yapım modellerinde saklı.
Yeni sezonda en büyük dileğimiz, hem ekran başındaki izleyicinin hem de kamera arkasında alın teri dökenlerin emeğinin hakkını almasıdır.