Hemen hemen herkesin artık nefret ettiği TikTok’ta yayılan bir video, yine herkesin sinirlerini bozdu. Bozdu bozmasına ama birkaç gün sonra her şeyin unutulduğu gibi bu da unutulacak ve bir sonraki rezilliğe kadar kimsenin aklına gelmeyecek. Neydi o video: Bir baba düşünün ki küçücük kızını ekran başında oynatsın ve bundan para kazansın. Yazarken bile iğreniyor insan. Bir anne ve anneanne olarak midem bulandı bu durumdan. Nasıl olur da bir baba yüz binlerce kişinin gözü önünde çocuğunu bir eğlence malzemesine dönüştürür ve bundan para kazanır? Aslında olay bu video da değil. Olay bu videoya tepki göstermek de değil. Asıl olan şu: bu videonun temsil ettiği büyük toplumsal yara artık var.
Tamam, sosyal medya özgürlüğün bir parçası. Elbette ki dijital platformlar varken dumanla iletişim kurmayacağız ama bu görüntüler özgürleşme adı altında yapılacak eylemler değil. Özellikle de para için yapılacak eylemler hiç değil. Görünür olmak, ünlü olmak, herkes tarafından tanınmak istemek hevesiyle bu yapılmaz; bunun yolu bu da değil!
Annelik ve babalık ne zaman bu hale geldi? Evladını bir obje olarak sunmak, bunun üzerinden şöhret basamaklarını çıkmak ve cebini doldurma amacı hangi toplumun aile kavramına girebilir ki?
Ahlaki çöküş bir anda patlamadı aslında. Biz bu noktaya bir anda gelmedik. Böyle “küçük” olaylar silsilesi bizi buraya getirdi. Bugün kızını oynatan babayı konuşuyoruz. Peki ya yarın?
Geleceğin Türkiye’sini, geleceği, bu anne babalar mı yetiştirecek? Türkiye Yüzyılı’ndan bahsetmek, onun için çalışmak varken… Mesela İstanbul’da günlerdir süren bir festival var ki dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali olarak tarihe geçti. TEKNOFEST’ten bahsediyorum. Yerli ve milli Türk savunma sanayimizden… İşte oradaki genç Türk mühendislerimizi yetiştiren anne baba. Peki ya TikTok’takine baba denir mi? Beğeni sayısını, evladını pazarlayanı evladına tercih edene baba denir mi?
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ayşe Kök
DİJİTAL SAHNEDE EBEVEYNLIK: AHLAKİ ÇÖKÜŞ
Hemen hemen herkesin artık nefret ettiği TikTok’ta yayılan bir video, yine herkesin sinirlerini bozdu. Bozdu bozmasına ama birkaç gün sonra her şeyin unutulduğu gibi bu da unutulacak ve bir sonraki rezilliğe kadar kimsenin aklına gelmeyecek. Neydi o video: Bir baba düşünün ki küçücük kızını ekran başında oynatsın ve bundan para kazansın. Yazarken bile iğreniyor insan. Bir anne ve anneanne olarak midem bulandı bu durumdan. Nasıl olur da bir baba yüz binlerce kişinin gözü önünde çocuğunu bir eğlence malzemesine dönüştürür ve bundan para kazanır? Aslında olay bu video da değil. Olay bu videoya tepki göstermek de değil. Asıl olan şu: bu videonun temsil ettiği büyük toplumsal yara artık var.
Tamam, sosyal medya özgürlüğün bir parçası. Elbette ki dijital platformlar varken dumanla iletişim kurmayacağız ama bu görüntüler özgürleşme adı altında yapılacak eylemler değil. Özellikle de para için yapılacak eylemler hiç değil. Görünür olmak, ünlü olmak, herkes tarafından tanınmak istemek hevesiyle bu yapılmaz; bunun yolu bu da değil!
Annelik ve babalık ne zaman bu hale geldi? Evladını bir obje olarak sunmak, bunun üzerinden şöhret basamaklarını çıkmak ve cebini doldurma amacı hangi toplumun aile kavramına girebilir ki?
Ahlaki çöküş bir anda patlamadı aslında. Biz bu noktaya bir anda gelmedik. Böyle “küçük” olaylar silsilesi bizi buraya getirdi. Bugün kızını oynatan babayı konuşuyoruz. Peki ya yarın?
Geleceğin Türkiye’sini, geleceği, bu anne babalar mı yetiştirecek? Türkiye Yüzyılı’ndan bahsetmek, onun için çalışmak varken… Mesela İstanbul’da günlerdir süren bir festival var ki dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali olarak tarihe geçti. TEKNOFEST’ten bahsediyorum. Yerli ve milli Türk savunma sanayimizden… İşte oradaki genç Türk mühendislerimizi yetiştiren anne baba. Peki ya TikTok’takine baba denir mi? Beğeni sayısını, evladını pazarlayanı evladına tercih edene baba denir mi?