Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

YENİ EMLAK VERGİSİ İLE TÜRKİYE'DE EV SAHİBİ OLMAK

Yazının Giriş Tarihi: 30.07.2025 17:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.07.2025 17:13

Türkiye’de bir ev sahibi olmak, artık sadece ekonomik değil, aynı zamanda hukuki ve sosyal bir mücadeleye dönüşmüş durumda. 2025’te hayata geçmesi planlanan yeni emlak vergisi düzenlemesi, kamuoyuna “adil vergilendirme” olarak sunulsa da, gerçekte anayasal ilkelere aykırı, sosyal dengeleri bozacak bir sistem olma riskini taşıyor.

Bu sistemle, taşınmazların değeri artık belediyelerce değil, merkezi bir değerleme komisyonu tarafından belirlenecek. Bu değer ise yalnızca vergi matrahı değil; tapu harçları ve satış işlemlerinin tüm temelini oluşturacak. Kağıt üstünde kulağa mantıklı gelen bu sistem, uygulamada özellikle sabit gelirli yurttaşlar için büyük bir tehlike içeriyor. Mahallenize yapılan lüks bir rezidans, sizin 30 yıllık mütevazı dairenizin “rayiç bedelini” birkaç kat artırabilir.

Anayasa’nın 73. maddesi, herkesin ancak mali gücüne göre vergi ödemesi gerektiğini söylemektedir. Ancak bu yeni sistem, kişisel geliri değil, gayrimenkulün piyasa değerini esas alıyor. Bu durum, özellikle tek evi olan emekli ve dar gelirli vatandaşlar için anayasaya aykırı bir vergilendirme pratiği yaratıyor. Üstelik bu sistem yalnızca emlak sahiplerini değil, kiracıları da dolaylı yoldan etkileyecek gibi gözüküyor. Sektör verilerine göre bazı bölgelerde vergi artışları yüzde 400’e ulaşabilicekken artan bu yük, doğrudan kira fiyatlarına yansıyacaktır. Zaten yürürlükte olan Değerli Konut Vergisi, 5 milyon TL üzeri taşınmazları kapsıyordu. Ancak şimdi, merkezi rayiç bedel sistemi ile birlikte, orta sınıfa ait evler de “lüks” kategorisine girebilir. Bu da geniş kitlelerin ikinci bir vergi yükü ile karşılaşması anlamına gelir. Bir kişinin sadece yaşadığı ev üzerinden böylesine yüksek vergi alınması, mülkiyet hakkının özüne müdahale anlamına gelecektir.

Bu sistem halkı vergiyle cezalandırmakta; mülk sahibi olmayı lüks hâline getirmektedir. Oysa barınma hakkı, sosyal devletin asli yükümlülüklerinden biridir. Türkiye’de ev sahibi olmak bir güvence değil, giderek bir ekonomik risk hâline gelmektedir. Eğer bu düzenleme mevcut haliyle yürürlüğe girerse, Türkiye’de orta sınıf için mülk sahibi olmak artık bir hak değil, taşınması güç bir yük olacaktır.

​ Av. Zafer İŞERİ

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.