Medeni kanun da belirtilen 3 nafaka türü bulunmakta olup bunlar; iştirak, tedbir ve yoksulluk nafakasıdır. Yargılama sürecinde gerek çocuklara gerekse de taraflardan biri için hükmedilen nafaka tedbir nafakadır. İştirak nafakası ile ebe beyinin kendi çocuğunun giderlerine katılması için ödediği nafaka olarak belirlenmektedir. Gündem konusunu oluşturan nafaka türü ise yoksulluk nafakasıdır. Şöyleki; Kadın veya erkek fark etmeksizin, maddi gücü olmayan tarafın maddi gücü olan taraftan "yoksulluk nafakası" ile nafaka hakkı söz konusu olmaktadır.
HANGİ NAFAKA TÜRÜ SÜRELİ HALE GELECEK?
Yıllardır ara ara gündem başlıklarını oluşturan süresiz nafakanın kalkmasına dair söylemler son dönemlerde yine konuşulmaktadır. Öncelikle nafaka borçlusu olan tarafın ödediği nafakanın iştirak nafakası mı yoksa yoksulluk nafakası mı olduğuna dikkat etmesi gerekir. Zira iştirak nafakası çocuğa ödenen nafaka olup, bu nafaka türünün velayet yükümlüsünün maddi durumuyla ilgisi olmadığını söylemek gerekir. Yani nafaka yükümlüsü her zaman çocuğuna iştirak nafakası ödemekle yükümlü olacaktır. Bahse konu tartışma konusu boşanılan eşe ödenen yoksulluk nafakası ile alakalı olduğunu belirtmek gereklidir.
YOKSULLUK NAFAKASI KİMLERE ÖDENMELİYDİ?
Diğer açıdan tartışma konusu yoksulluk nafakası üzerinde söz konusu olduğundan öncelikle yoksulluk nafakası özetle açıklamak gereklidir. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf (eş), diğer taraftan (eşten) daha fazla kusurlu olmamak kaydı ile yoksulluk nafakası talep edebilir (TMK m.175/1) denmektedir. Burada kadın veya erkek ayrımı yapılmamış olup, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan eşe, maddi gücü olan diğer eşin yoksulluk nafakasını ödeme durumu düzenlenmiştir. Yine bu nafaka türünün talep halinde bağlanacağını belirtmek gereklidir. Çocuğa bağlanan nafakası ise kamu düzeni çerçevesinde talep bulunmasa bile hakimtarafından bağlanabildiğini hatırlatmak isteriz.
Bu nafaka türünün belirlenmiş bir süre için ödenmesine dair bir düzenlenme bulunmadığı için “süresiz nafaka” olarak adlandırılmaktadır.
BOŞANILAN EŞE SÜRESİZ NAFAKA ÖDENMEMESİ MÜMKÜN MÜDÜR?
Yoksulluk nafakası boşanılan eşin boşanma yüzünden yoksul durumda bulunması sebebiyle ödenen bir nafaka türüdür. Yoksulluk nafakasının süresiz olması ana şart veya kabul edilen bir durum olarak karşımıza çıkmamaktadır. Şöyle ki belli koşulların ortaya çıkması, nafaka ödenen eşin süreçle imkanlarının değişmesi gibi durumlarda nafakanın kesilmesinin söz konusu olduğunu belirtmek gerekiyor. Mesela; kişi evlenirse, maddi durumu iyileşirse nafakanın kaldırılması söz konusu olacaktır.
Kanunda böyle bir ifade var olsada sanıldığı gibi ömür boyu veya süresiz bir nafaka söz konusu değil. Burada kanunun uygulama açıdan hakime bırakılmış bir düzenleme içerdiğini söylemek gerekiyor. Burada kanunun; Hakim nafaka ihtiyacının ne zaman sona ereceğini bilemez, bunu hayatın pratiği belirlemelidir, bu sebeple bilemiyorsan da bir süre koyamazsın ve zamanla değişen durumları değerlendirerek süreci yürütebilirsin demek istiyor.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Av.Kevser Yıldırım
SÜRESİZ NAFAKA KALKACAK MI? KİM KİME HANGİ NAFAKALARI ÖDEYECEK?
Medeni kanun da belirtilen 3 nafaka türü bulunmakta olup bunlar; iştirak, tedbir ve yoksulluk nafakasıdır. Yargılama sürecinde gerek çocuklara gerekse de taraflardan biri için hükmedilen nafaka tedbir nafakadır. İştirak nafakası ile ebe beyinin kendi çocuğunun giderlerine katılması için ödediği nafaka olarak belirlenmektedir. Gündem konusunu oluşturan nafaka türü ise yoksulluk nafakasıdır. Şöyleki; Kadın veya erkek fark etmeksizin, maddi gücü olmayan tarafın maddi gücü olan taraftan "yoksulluk nafakası" ile nafaka hakkı söz konusu olmaktadır.
HANGİ NAFAKA TÜRÜ SÜRELİ HALE GELECEK?
Yıllardır ara ara gündem başlıklarını oluşturan süresiz nafakanın kalkmasına dair söylemler son dönemlerde yine konuşulmaktadır. Öncelikle nafaka borçlusu olan tarafın ödediği nafakanın iştirak nafakası mı yoksa yoksulluk nafakası mı olduğuna dikkat etmesi gerekir. Zira iştirak nafakası çocuğa ödenen nafaka olup, bu nafaka türünün velayet yükümlüsünün maddi durumuyla ilgisi olmadığını söylemek gerekir. Yani nafaka yükümlüsü her zaman çocuğuna iştirak nafakası ödemekle yükümlü olacaktır. Bahse konu tartışma konusu boşanılan eşe ödenen yoksulluk nafakası ile alakalı olduğunu belirtmek gereklidir.
YOKSULLUK NAFAKASI KİMLERE ÖDENMELİYDİ?
Diğer açıdan tartışma konusu yoksulluk nafakası üzerinde söz konusu olduğundan öncelikle yoksulluk nafakası özetle açıklamak gereklidir. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf (eş), diğer taraftan (eşten) daha fazla kusurlu olmamak kaydı ile yoksulluk nafakası talep edebilir (TMK m.175/1) denmektedir. Burada kadın veya erkek ayrımı yapılmamış olup, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan eşe, maddi gücü olan diğer eşin yoksulluk nafakasını ödeme durumu düzenlenmiştir. Yine bu nafaka türünün talep halinde bağlanacağını belirtmek gereklidir. Çocuğa bağlanan nafakası ise kamu düzeni çerçevesinde talep bulunmasa bile hakimtarafından bağlanabildiğini hatırlatmak isteriz.
Bu nafaka türünün belirlenmiş bir süre için ödenmesine dair bir düzenlenme bulunmadığı için “süresiz nafaka” olarak adlandırılmaktadır.
BOŞANILAN EŞE SÜRESİZ NAFAKA ÖDENMEMESİ MÜMKÜN MÜDÜR?
Yoksulluk nafakası boşanılan eşin boşanma yüzünden yoksul durumda bulunması sebebiyle ödenen bir nafaka türüdür. Yoksulluk nafakasının süresiz olması ana şart veya kabul edilen bir durum olarak karşımıza çıkmamaktadır. Şöyle ki belli koşulların ortaya çıkması, nafaka ödenen eşin süreçle imkanlarının değişmesi gibi durumlarda nafakanın kesilmesinin söz konusu olduğunu belirtmek gerekiyor. Mesela; kişi evlenirse, maddi durumu iyileşirse nafakanın kaldırılması söz konusu olacaktır.
Kanunda böyle bir ifade var olsada sanıldığı gibi ömür boyu veya süresiz bir nafaka söz konusu değil. Burada kanunun uygulama açıdan hakime bırakılmış bir düzenleme içerdiğini söylemek gerekiyor. Burada kanunun; Hakim nafaka ihtiyacının ne zaman sona ereceğini bilemez, bunu hayatın pratiği belirlemelidir, bu sebeple bilemiyorsan da bir süre koyamazsın ve zamanla değişen durumları değerlendirerek süreci yürütebilirsin demek istiyor.