Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ekonomisi Çöken Ülkelerde Yeni Bir Hukuk Sistemi Çare Olur mu?

Yazının Giriş Tarihi: 26.11.2025 14:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.11.2025 14:04

Ekonomisi Çöken Ülkelerde Yeni Bir Hukuk Sistemi Çare Olur mu?

Dünyanın farklı köşelerinde ekonomileri çöken, siyasal istikrarı sarsılan ülkelerin ortak bir arayışı var“Yeni bir hukuk sistemi, tüm bu enkazı ayağa kaldırabilir mi?”

Kısa cevap; Evet, ama tek başına asla yetmez.
Hukuk reformu bir ülkede güveni tesis edebilir, sermayenin yeniden hareket etmesini sağlayabilir, hatta toplumun geleceğe dair beklentilerini toparlayabilir. Ancak ekonomi enkaza dönmüşse, yalnızca kanun metinlerini değiştirmekle mucize beklemek hayaldir.

Hukukun Gücü Nerede Başlar?
Ekonominin çalışması için önce güven gerekir; güvenin temeli ise hukuktur. Mülkiyet hakları sağlam değilse, kimse yatırım yapmaz. Sözleşmeler işlerliğini yitirmişse, ticaret zinciri kırılır. Mahkemeler yavaş ve öngörülemezse, girişimci risk almaz. Hukuk, tam da bu yüzden, çökmüş ekonomilerde yeniden doğuşun çerçevesini çizer.

Peki Neden Tek Başına İşe Yaramıyor?
Çünkü hukuk, üzerinde yükseleceği zemini ister. O zemin de makro istikrardır:
• Enflasyon kontrolden çıkmışsa,
• Para birimi güven vermiyorsa,
• Bütçe disiplini kaybolmuşsa,
• Kurumlar siyasi baskı altındaysa, en iyi yazılmış yasalar bile işlemeye başlamakta zorlanır. Hukuk bir binanın taşıyıcı kolonlarıysa, makro ekonomi de o binanın temelidir. Temel çürükse kolonları güçlendirmek yetmez.

Dünya Tarihi Ne Diyor?
Almanya, savaş sonrası yalnızca hukuk ve kurum reformlarına değil, aynı anda para reformuna, piyasa düzenine ve toplumsal uzlaşıya yöneldi. Hukuk reformu bu paketin bir parçasıydı — ama tek parçası değil.
Estonya, Sovyet sonrası dönemde mülkiyet haklarını ve yargı süreçlerini güçlendirmeden yatırım çekemeyeceğini biliyordu. Şeffaf kanunlar + dijital devlet + disiplinli makro politika birleşince başarı geldi.
Zimbabwe, bunun tam tersini yaşadı: Siyasi müdahalelerle hukukun gücü zayıflayınca, makro ekonomi çöküşten çıkacak temeli bulamadı.
Aynı reçete, farklı sonuçlar… Çünkü hukukun etkisi, onu taşıyan diğer unsurlarla birlikte anlam kazanıyor.

Gerçekçi Bir Yol Haritası Nasıl Olmalı?
Ekonomisi çöken bir ülke için hukuk reformu elbette gerekli. Ama sıralama kritik:
• Önce makro istikrar: Enflasyon kontrolü, para güveni, mali disiplin.
• Sonra temel hukuk zemini: Sözleşme güvenliği, iflas hukukunun işlerliği, mülkiyet haklarının korunması.
• Ardından kurum inşası: Bağımsız yargı, etkili icra-iflas mekanizmaları, dijital sicil sistemleri.
• Eş zamanlı şeffaflık ve yolsuzlukla mücadele: Yatırımcının dili güven, vatandaşın dili adalettir.
• Toplumu koruyan politikalar: Reformların yükünü geniş kitlelere yıkan değil, dengeleyen bir sosyal çerçeve.

Bu üç ayak birlikte çalışmadan, tek bir ayağa yaslanarak yürümek mümkün değildir. Sonuç; Hukuk Reformu Çare Değil, Çarenin Anahtarıdır. Yeni bir hukuk sistemi; adaleti hızlandırabilir, mülkiyeti güvenceye alabilir, yatırım iklimini canlandırabilir. Evet, çare değildir ama çarenin kapısını açan anahtardır.

Ekonomi çökünce toplumun umudu da kırılır. Hukuk reformu, işte o umudu yeniden yeşerten en güçlü araçlardan biridir. Yeter ki doğru sırayla, doğru kurumlarla ve samimi bir siyasi iradeyle yürütülsün.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.