Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

CEZANIN CAYDIRICILIĞI NEREYE KADAR ESNETİLEBİLİR?

Yazının Giriş Tarihi: 07.07.2025 22:28
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.07.2025 22:28

Mağdurun Görünmezliği mi ? Adalet mi?, Toplama Geri Kazandırılmanın Kaybı mı?
Av. Kevser Yıldırım

CEZANIN CAYDIRICILIĞI NEREYE KADAR ESNETİLEBİLİR?

Son yıllarda Türkiye’de ceza hukukunun en tartışmalı başlıklarından biri hâline gelen infaz düzenlemeleri ve af beklentileri, sadece hukukçuların değil, toplumun da vicdanını zorlayan bir meseleye dönüştü. Toplumsal barışı sağlamakla yükümlü ceza adaleti sistemi, sık sık değiştirilen infaz yasaları nedeniyle artık güven telkin etmiyor. Öyle ki konuşulan ve gündemden düşmeyen infaz düzenlemeleri hem mağdurların hem de hükümlülerin eleştirilerine konu olmaya devam ediyor. Bu durum mağdurlarda ikinci bir travmaya, toplumda ise “adalet duygusu”nun zedelenmesine yol açıyor.

Ceza hukukunun temel amaçlarından biri suç işlenmesini önlemek ve toplumu korumaktır. Ancak bir birey, işlediği ağır bir suçun ardından, birkaç yıl içinde farklı bir düzenleme ile serbest kalacağını biliyorsa; bu, suç işleme kararını kolaylaştıran bir unsur hâline gelebilir. Bu sebeple cezanın caydırıcı, sadece büyüklüğü ile değil infaz sisteminde büyük değişikliklerin olmamasının önüne geçilmesiyle de alakalıdır. Toplumun güvenliği, bireyin özgürlük hakkı kadar değerlidir ve kamu otoritelerinin bu dengeyi iyi kurması gerekir. Unutulmamalı ki, her af düzenlemesi ya da ceza indirimi, yalnızca bir hükümlüyü değil; bir mağduru da ilgilendirir. Mağdurun görünmez kılınmaması için her düzenlenme içerisinde af ile birlikte cezaların infazında aleyhe düzenlemelerinde olması dikkat çekmektedir.

VAAT EDİLEN AFFIN GÖLGESİNDE: BİR UMUDUN SÖNÜŞÜ VE AYNANIN ÖTEKİ YÜZÜ

Son yıllarda kamuoyunda sıkça gündeme gelen infaz düzenlemeleri ve af beklentileri, cezaevlerinde umutla bekleyen binlerce hükümlü ve ailesi için birer kurtuluş ışığı gibi gösterildi. Ancak bu ışığın ardı karanlık kaldı. Af beklentisi, yalnızca bir hukuki düzenleme değildir; aynı zamanda toplumsal barışın, yeniden başlama hakkının ve bir fırsat eşitliğinin sembolüdür, kişilerin topluma yeniden kazandırılmasına dair bir gelecek planlandırılmasıdır. Ne var ki, vaad edilen infaz düzenlemeleri, af yasası olarak sunulup da sadece teknik düzenlemelerden ibaret kalınca, cezaevlerinde büyüyen umutlar yerini hayal kırıklığına, kızgınlığa ve sessiz bir isyana bıraktı.

Hükümlüler ve aileleri aylardır gözlerini Meclis oturumlarına dikmişken, medyada dolaşan “af geliyor”, “geniş kapsamlı infaz indirimi yolda” başlıkları umutları daha da perçinledi. Oysa çıkan yasalar, bu beklentinin çok gerisinde kaldı. Cezalarda anlamlı bir indirim getirilmediği gibi, bazı kesimler için eşitsiz uygulamalar içeren düzenlemeler cezaevinde sürekli konuşulmaya başlandı. Uzun süredir içeride olan, suçunu kabullenmiş, iyi hal gösteren, dışarda onu bekleyen ailesi olan hükümlüler için bir düzenleme yapılması yalnızca hukuki değil, cezaevindeki hükümlü sayısının çokluğu da göz önüne alınarak hükümlülerin topluma geri kazandırılması için bir gelecek projesi olarak değerlendirilebilirdi. Ne yazık ki bu beklenti, söylemlerde ve vaatlerde kaldı.
Devletin adaletine güvenmek isteyenler ve hayatının değişmesi umuduyla ikinci bir şans hayaliyle yaşayanlar bu kez hayal kırıklığını yaşadı. “Af geliyor” söylemi, toplumun bir kesimi için müjde değil, tam aksine bir oyalanma süreci haline geldi.

İNFAZ DÜZENLENMESİ VE AF ARASINDAKİ DENGENİN ÖNEMİ

Elbette her hükümlü için rehabilitasyon imkânı sağlanmalı; ancak bu, cezaların etkisizleştirilmesi anlamına gelmemelidir. Cezaların etkisizleştirilmesi algısı sadece mağdura değil hükümlüye de zarar verebilecek bir algıdır. Zira bu algı cezanın ıslah etme uygulamasına zarar vermektedir. Bir hukuk devleti, affın olağanlaşmasına değil, adaletin istikrarlı uygulanmasına yaslanmalıdır. İstikrarlı uygulama ve orantılı cezalar ile mağdur ve hükümlü için gelecek umudu devamlı var olacaktır. Hukuk, günü kurtarmak için değil, geleceği güvence altına almak için vardır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.