Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Güle güle büyük usta

Yazının Giriş Tarihi: 25.10.2025 16:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.10.2025 16:49

Bizim Stadyum Öksüz Kaldı
Av. Hüseyin Karaahmetoğlu

Spor dünyasının duayeni, büyük usta, dostum ve ağabeyim Faik Çetiner’in zamansız vedası, hepimizin yüreğinde derin bir boşluk bıraktı. Onu tanıyan herkes için bu kayıp, sadece bir gazeteciyi değil; centilmenliğiyle, zarafetiyle, insanlığıyla örnek bir karakteri yitirmek anlamına geliyor.

Faik abiyle yollarımız, Rizespor’da yöneticilik yaptığım yıllarda kesişti. O günden bu yana yaklaşık otuz yıl süren bir dostluk kurduk. O dostluk, bir meslektaşın bir diğerine gösterdiği saygının ötesindeydi; kardeşlik kadar samimi, abi–kardeş kadar gerçekti.
Hani derler ya, “karıncayı bile incitmez” diye… İşte Faik abi tam da öyle bir insandı. İyi bir evlat, örnek bir baba ve en önemlisi, iyi bir insan.

Rize’den İstanbul’a taşındığımda hukuk büromun açılışına gelerek bana onur vermişti. Her zaman yoğun olurdu ama fırsat buldukça arar, sohbet eder, bazen hukuki bir konuda fikrimi alırdı. O konuşmalar, benim için sadece fikir alışverişi değil, hayata dair bir ders niteliğindeydi.

Faik Çetiner, ekranlarda olduğu kadar kuliste de aynı kişiydi: dürüst, sakin, dengeli. Özellikle 3 Temmuz süreci sırasında, meslektaşlarının büyük bir kısmı rüzgârın yönüne göre tavır alırken, o doğruluktan şaşmayan ender insanlardan biri oldu. FETÖ’nün kurguladığı kumpas sürecinde, hem Fenerbahçe’ye hem de Türk sporuna sahip çıkan bir duruş sergiledi. Bu duruşu nedeniyle çok eleştirildi, çok baskı gördü ama asla taviz vermedi.

Kendi kitabım **“Dik Duran, Dinlenmeyen Adam”**da da anlattığım bir anı hâlâ hafızamda capcanlı:
“Bizim Stadyum” programında, “3 Temmuz bir kumpastır ve tek amacı Fenerbahçe’yi ele geçirmektir.” dediğim anda, kanal yönetimi yayını aniden kestirmişti. Ben üzülmüştüm, çünkü onun başına iş açtığımı düşünmüştüm. Ama Faik abi, yüzündeki o kendine has sakin tebessümle sadece,
“Boşver, başka yayında yine seni davet ederim.”
demişti. O cümlede bir mesleğin vakarını, bir insanın olgunluğunu gördüm.

Ne yazık ki, böylesi değerli bir gazeteci, yıllar içinde medyada türlü haksızlıklara da maruz kaldı. İşten çıkarılırken odasının kapısının kırılması, özel eşyalarının bir mukavva kutusuna konup kapı önüne bırakılması, bir meslek büyüğüne yapılabilecek en büyük saygısızlıktı. Buna rağmen kırılmadı, küsmedi. Birkaç dostunun desteğiyle, farklı televizyon kanallarında “Bizim Stadyum”u sürdürdü. Çünkü o program, sadece bir yayın değil; spor kültürünün, vicdanın ve dostluğun sembolüydü.

Bugün “Bizim Stadyum” gerçekten öksüz kaldı.
Ama o stadyumun her tribününde, her satırında, her cümlesinde Faik Çetiner’in sesi yankılanmaya devam edecek.

Nurlar içinde yat sevgili Faik abim…
Seni asla unutmayacağım.
????️

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.