Türkiye'de Tip 2 diyabet vakaları artıyor; şeker tüketimi dünya ortalamasının üzerinde
Türkiye'de Tip 2 diyabet vakaları artıyor; şeker tüketimi dünya ortalamasının üzerinde
Türkiye'de Tip 2 diyabet vakaları artıyor; şeker tüketimi dünya ortalamasının üzerinde
Haber Giriş Tarihi: 18.09.2025 10:19
Haber Güncellenme Tarihi: 18.09.2025 10:19
Kaynak:
Anadolu Ajansı
Nevra UÇKAÇ/İZMİR, (DHA)- İZMİR Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Can Akçura, Tip 2 diyabet vakalarının Türkiye'de hızla arttığına dikkat çekip, "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya çapında kişi başına yıllık şeker tüketimi 24 kg civarında. Türkiye'de yapılan araştırmalarda da bunun 2024 verilerine göre 35 kilogram olduğunu tespit ettik. Yani dünya ortalamasının üzerinde bir şeker tüketim oranımız var" dedi. Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Can Akçura, 19-25 Eylül Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası kapsamında yaptığı değerlendirmede, vücutta kan şekerinin yükselmesi ile birlikte kalp damar hastalıkları, beyin felci, obezite, kolesterol yüksekliği ve ani ölümlerle ilişkilendirilebilen şeker hastalığının çok yaygın görülen metabolik bir rahatsızlık olduğunu söyledi. Uzm. Dr. Akçura, 19-25 Eylül Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası ile ilgili bilinirliğin artması gerektiğini vurguladı. Hastalığın tanımı ve tedavisiyle ilgili bilgi veren Uzm. Dr. Akçura, "Şeker hastalığını, Tip 1 ve Tip 2 diyabet olarak kabaca ikiye ayırabiliriz. Toplumda daha sık gördüğümüz, obezite ve metabolik sendromla ilişkili olan rahatsızlık Tip 2 diyabettir. Biz klinik bulguları gösteren hastalarda açlık kan şekerine bakıyoruz. Daha sonra gerekli hastalara şeker yüklemesi yaparak veya hemoglobin A1C dediğimiz geriye dönük 3 aylık şeker ortalamasını gösteren bir tahlili yaparak diyabet tanısını koyuyoruz ve daha sonrasında da tedavimize başlıyoruz. Tedavide ilaç kadar hastanın yaşam tarzı değişiklikleri çok önemli. İyi bir egzersiz, diyet ve özellikle şeker miktarına dikkat edilmesi hastalığın seyri açısından çok önemli" diye konuştu.Özellikle Tip 2 diyabetin görülme sıklığının dünya çapında çok arttığını söyleyen Uzm. Dr. Akçura, Türkiye'deki görülme sıklığının dünyadaki görülme sıklığı hızından çok daha fazla olduğunu belirtti. Bu durumun sebepleri arasında yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları ile ilgili yanlışlıkların gösterilebileceğini ifade eden Uzm. Dr. Akçura, şöyle devam etti: "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya çapında kişi başına yıllık şeker tüketimi 24 kg civarında. Ülkemizde yapılan araştırmalarda da bunun 2024 verilerine göre 35 kilogram olduğunu tespit ettik. Yani dünya ortalamasının üzerinde bir şeker tüketim oranımız var. Bu daha önceki yıllarda daha düşüktü. 2019 yılında 20 kilogramın biraz üzerindeyken en son 2024 verilerinde bu oran 35 kilograma kadar çıkmış. Oysaki Dünya Sağlık Örgütü'nün önerilerine göre diyetteki önerilen şeker oranının en fazla yüzde 10 olmasını istiyoruz. Hatta daha sağlıklı bir yaşam için şeker tüketimini, günlük aldığımız gıdalarda yüzde 5'e çekmek istiyoruz. Beslenme konusundaki değişiklikler bu açıdan çok önem arz ediyor."'UZUN DÖNEMDE YAŞAM KALİTESİNİ ETKİLER'Diyabetin çok sinsi ilerleyen ve birçok organ ile dokuyu harap edebilen bir hastalık olduğunu hatırlatan Uzm. Dr. Can Akçura, dikkat edilmemesi durumunda pek çok sağlık sorununa yol açabileceğini ifade etti. Uzm. Dr. Akçura, "Örneğin kalp damar hastalıklarında ölüm oranını artırır. Beyin damarlarında tıkanıklığa yol açarak geçici iskemik atak ya da beyin felcine yol açabilir. Sinir uçlarını harap ederek öncelikle el ayaklarda his kaybına yol açabilir. Ayakta olan bir yara hasta tarafından fark edilemeyebilir ve bu yara çabucak ilerleyerek diyabetik ayak dediğimiz bir duruma ve sonrasında da dikkat edilmez, uygun şekilde tedavi edilmezse hastanın ayağının bir kısmının kesilmesine yani ampütasyonuna bile yol açabilecek durumlar olabilir. Aynı zamanda obezite, kolesterol yüksekliği bunlar hepsi birbiri içine geçmiş metabolik sendrom dediğimiz bir sendromun bileşenleridir. Hem kalp damar hastalıkları hem nörolojik hastalıklar hem de böbrek hastalıklarından ölüm oranını çok çok artırmaktadır. Yani hastanın yaşam kalitesini ve sağlığını uzun dönemde çok kötü etkileyebilen bir hastalıktır" diye konuştu. Diyabetin kontrol altında tutulmasıyla yaşam kalitesinde herhangi bir azalmaya neden oluşturmadığını hatırlatan Akçura, rutin kontrol, ilaç takibi, diyet ve egzersiz ile birlikte yaşam süresinde herhangi bir kısalmaya yol açmadığını bildirdi.HAZIR GIDA TÜKETİMİNE DİKKATUzm. Dr. Can Akçura, "Özellikle endüstriyel toplumun tüketim alışkanlıklarının bir yansıması olarak hazır gıdalara ulaşımın çok kolay olması, ekonomik koşullar, sosyoekonomik koşullar nedeniyle hazır gıda tüketimi hem dünya çapında hem Türkiye çapında çok arttı ve bunların şeker oranı çok yüksek. Tüm toplumun da bunlara ulaşımı çok çok kolay. Marketlerde bu tür gıdalara ulaşım kolay. Bunlar yerine daha sağlıklı evde yapılan ürünlerin tüketilmesi gerekir. Biz dünya standartlarına göre yılda en az 10 kilo fazla şeker tüketimine sahibiz. Bunu kısıtlamamız lazım. Şeker tüketimini ilk etapta dünya standartlarına düşürmeyi hedefliyoruz." (DHA)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Türkiye'de Tip 2 diyabet vakaları artıyor; şeker tüketimi dünya ortalamasının üzerinde
Türkiye'de Tip 2 diyabet vakaları artıyor; şeker tüketimi dünya ortalamasının üzerinde
Nevra UÇKAÇ/İZMİR, (DHA)- İZMİR Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Can Akçura, Tip 2 diyabet vakalarının Türkiye'de hızla arttığına dikkat çekip, "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya çapında kişi başına yıllık şeker tüketimi 24 kg civarında. Türkiye'de yapılan araştırmalarda da bunun 2024 verilerine göre 35 kilogram olduğunu tespit ettik. Yani dünya ortalamasının üzerinde bir şeker tüketim oranımız var" dedi. Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Can Akçura, 19-25 Eylül Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası kapsamında yaptığı değerlendirmede, vücutta kan şekerinin yükselmesi ile birlikte kalp damar hastalıkları, beyin felci, obezite, kolesterol yüksekliği ve ani ölümlerle ilişkilendirilebilen şeker hastalığının çok yaygın görülen metabolik bir rahatsızlık olduğunu söyledi. Uzm. Dr. Akçura, 19-25 Eylül Dünya Şeker Tüketimine Dikkat Haftası ile ilgili bilinirliğin artması gerektiğini vurguladı. Hastalığın tanımı ve tedavisiyle ilgili bilgi veren Uzm. Dr. Akçura, "Şeker hastalığını, Tip 1 ve Tip 2 diyabet olarak kabaca ikiye ayırabiliriz. Toplumda daha sık gördüğümüz, obezite ve metabolik sendromla ilişkili olan rahatsızlık Tip 2 diyabettir. Biz klinik bulguları gösteren hastalarda açlık kan şekerine bakıyoruz. Daha sonra gerekli hastalara şeker yüklemesi yaparak veya hemoglobin A1C dediğimiz geriye dönük 3 aylık şeker ortalamasını gösteren bir tahlili yaparak diyabet tanısını koyuyoruz ve daha sonrasında da tedavimize başlıyoruz. Tedavide ilaç kadar hastanın yaşam tarzı değişiklikleri çok önemli. İyi bir egzersiz, diyet ve özellikle şeker miktarına dikkat edilmesi hastalığın seyri açısından çok önemli" diye konuştu.Özellikle Tip 2 diyabetin görülme sıklığının dünya çapında çok arttığını söyleyen Uzm. Dr. Akçura, Türkiye'deki görülme sıklığının dünyadaki görülme sıklığı hızından çok daha fazla olduğunu belirtti. Bu durumun sebepleri arasında yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları ile ilgili yanlışlıkların gösterilebileceğini ifade eden Uzm. Dr. Akçura, şöyle devam etti: "Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya çapında kişi başına yıllık şeker tüketimi 24 kg civarında. Ülkemizde yapılan araştırmalarda da bunun 2024 verilerine göre 35 kilogram olduğunu tespit ettik. Yani dünya ortalamasının üzerinde bir şeker tüketim oranımız var. Bu daha önceki yıllarda daha düşüktü. 2019 yılında 20 kilogramın biraz üzerindeyken en son 2024 verilerinde bu oran 35 kilograma kadar çıkmış. Oysaki Dünya Sağlık Örgütü'nün önerilerine göre diyetteki önerilen şeker oranının en fazla yüzde 10 olmasını istiyoruz. Hatta daha sağlıklı bir yaşam için şeker tüketimini, günlük aldığımız gıdalarda yüzde 5'e çekmek istiyoruz. Beslenme konusundaki değişiklikler bu açıdan çok önem arz ediyor."'UZUN DÖNEMDE YAŞAM KALİTESİNİ ETKİLER'Diyabetin çok sinsi ilerleyen ve birçok organ ile dokuyu harap edebilen bir hastalık olduğunu hatırlatan Uzm. Dr. Can Akçura, dikkat edilmemesi durumunda pek çok sağlık sorununa yol açabileceğini ifade etti. Uzm. Dr. Akçura, "Örneğin kalp damar hastalıklarında ölüm oranını artırır. Beyin damarlarında tıkanıklığa yol açarak geçici iskemik atak ya da beyin felcine yol açabilir. Sinir uçlarını harap ederek öncelikle el ayaklarda his kaybına yol açabilir. Ayakta olan bir yara hasta tarafından fark edilemeyebilir ve bu yara çabucak ilerleyerek diyabetik ayak dediğimiz bir duruma ve sonrasında da dikkat edilmez, uygun şekilde tedavi edilmezse hastanın ayağının bir kısmının kesilmesine yani ampütasyonuna bile yol açabilecek durumlar olabilir. Aynı zamanda obezite, kolesterol yüksekliği bunlar hepsi birbiri içine geçmiş metabolik sendrom dediğimiz bir sendromun bileşenleridir. Hem kalp damar hastalıkları hem nörolojik hastalıklar hem de böbrek hastalıklarından ölüm oranını çok çok artırmaktadır. Yani hastanın yaşam kalitesini ve sağlığını uzun dönemde çok kötü etkileyebilen bir hastalıktır" diye konuştu. Diyabetin kontrol altında tutulmasıyla yaşam kalitesinde herhangi bir azalmaya neden oluşturmadığını hatırlatan Akçura, rutin kontrol, ilaç takibi, diyet ve egzersiz ile birlikte yaşam süresinde herhangi bir kısalmaya yol açmadığını bildirdi.HAZIR GIDA TÜKETİMİNE DİKKATUzm. Dr. Can Akçura, "Özellikle endüstriyel toplumun tüketim alışkanlıklarının bir yansıması olarak hazır gıdalara ulaşımın çok kolay olması, ekonomik koşullar, sosyoekonomik koşullar nedeniyle hazır gıda tüketimi hem dünya çapında hem Türkiye çapında çok arttı ve bunların şeker oranı çok yüksek. Tüm toplumun da bunlara ulaşımı çok çok kolay. Marketlerde bu tür gıdalara ulaşım kolay. Bunlar yerine daha sağlıklı evde yapılan ürünlerin tüketilmesi gerekir. Biz dünya standartlarına göre yılda en az 10 kilo fazla şeker tüketimine sahibiz. Bunu kısıtlamamız lazım. Şeker tüketimini ilk etapta dünya standartlarına düşürmeyi hedefliyoruz." (DHA)
Kaynak: Anadolu Ajansı
En Çok Okunan Haberler