Yüksek tuz miktarına sahip ve doğal yolla üretilmemiş turşular konusunda uyarı
Yüksek tuz miktarına sahip ve doğal yolla üretilmemiş turşular konusunda uyarı
TÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Üstündağ, "Doğal ve fermente turşuda tuz çok önemli. Doğal yollardan üretilmemiş ve fermente olmayan turşular kendini zehirlemek dışında bir işe yaramaz." uyarısında bulundu.
Haber Giriş Tarihi: 06.12.2021 10:07
Haber Güncellenme Tarihi: 06.12.2021 10:07
Kaynak: Haber Merkezi
breakingnews.com.tr
Edirne
Trakya Üniversitesi (TÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ, AA muhabirine turşuların içinde sağlığa yararlı birtakım bakterilerin bulunduğunu hatırlattı.
Yiyeceklerde sağlığa etkisi bakımından en önemli faktörün içerdiği tuz oranı olduğuna dikkati çeken Üstündağ, "Tuz ile adeta kendimizi zehirliyoruz. Bizim böbreklerimiz günde en fazla 5 gram tuzu uzaklaştırabilir. Ama geleneksel bir diyetle biz günde 15-18 gram arası tuz tüketiyoruz. Eskiden gıdaların korunmasında zorluk yaşandığı dönemde, yazın üretilen ürünlerin kışa taşınması açısından önemliydi. Ama şimdi çok çeşitli koruma yöntemlerimiz var." dedi.
Üstündağ, doğal olarak üretilmiş ve fermantasyonu tamamlanmış turşuların tercih edilmesi gerektiğini ifade etti.
Turşunun yapımında çok fazla tuz kullanıldığını anımsatan Üstündağ şunları kaydetti:
"Turşudaki sıkıntı da çok tuzlu üretilmiş ve içeriğinde çok miktarda tuz bulunan turşuların tüketilmesi. Toplumumuzun 18 yaş üstü bireylerinin yüzde 30'u hipertansiftir. Bu oran yaş aralıkları ilerledikçe artıyor. Bu insanların bir gram bile fazla tuz almaya tahammülleri yoktur. Aşırı tuz alımının kan basıncını tetiklemesi inme ve kalp krizine neden olabilir.
Doğal ve fermente turşu bakteri içeriği açısından birtakım olumluluklar taşıyabilir ama tuz da çok önemli. Doğal yollardan üretilmemiş ve fermente olmayan turşular kendini zehirlemek dışında bir işe yaramaz. Çoğu kez besin değeri de zaten ortadan kalkmış durumdadır."
Prof. Dr. Üstündağ, turşu tüketirken tuz içeriğinin dikkate alınmasının sağlık açısından önem arz ettiğini vurguladı.
Günlük tuz tüketiminin üzerine çıkılmayacak şekilde doğal turşuların tercih edilebileceğini belirten Üstündağ şöyle devam etti:
"Turşunun sağlığa etkisi tek bir faktörden kaynaklanmıyor, çoklu faktörlerden kaynaklanıyor. Turşu yeneceği zaman kesinlikle gün içinde tükettiği tuz miktarı göz önünde bulundurulmalıdır.
Yiyeceklerle aşırı tuz alındığı bir gün bir de onun üzerine turşu tuzu eklenirse bu durum sağlığı olumsuz etkileyecektir. Miktara dikkat edildiğinde o gün alınan tuz miktarıyla dengelendiğinde, doğal yollarla üretilmiş turşular kararında tüketilebilir."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yüksek tuz miktarına sahip ve doğal yolla üretilmemiş turşular konusunda uyarı
TÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Üstündağ, "Doğal ve fermente turşuda tuz çok önemli. Doğal yollardan üretilmemiş ve fermente olmayan turşular kendini zehirlemek dışında bir işe yaramaz." uyarısında bulundu.
Trakya Üniversitesi (TÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ, AA muhabirine turşuların içinde sağlığa yararlı birtakım bakterilerin bulunduğunu hatırlattı.
Yiyeceklerde sağlığa etkisi bakımından en önemli faktörün içerdiği tuz oranı olduğuna dikkati çeken Üstündağ, "Tuz ile adeta kendimizi zehirliyoruz. Bizim böbreklerimiz günde en fazla 5 gram tuzu uzaklaştırabilir. Ama geleneksel bir diyetle biz günde 15-18 gram arası tuz tüketiyoruz. Eskiden gıdaların korunmasında zorluk yaşandığı dönemde, yazın üretilen ürünlerin kışa taşınması açısından önemliydi. Ama şimdi çok çeşitli koruma yöntemlerimiz var." dedi.
Üstündağ, doğal olarak üretilmiş ve fermantasyonu tamamlanmış turşuların tercih edilmesi gerektiğini ifade etti.
Turşunun yapımında çok fazla tuz kullanıldığını anımsatan Üstündağ şunları kaydetti:
"Turşudaki sıkıntı da çok tuzlu üretilmiş ve içeriğinde çok miktarda tuz bulunan turşuların tüketilmesi. Toplumumuzun 18 yaş üstü bireylerinin yüzde 30'u hipertansiftir. Bu oran yaş aralıkları ilerledikçe artıyor. Bu insanların bir gram bile fazla tuz almaya tahammülleri yoktur. Aşırı tuz alımının kan basıncını tetiklemesi inme ve kalp krizine neden olabilir.
Doğal ve fermente turşu bakteri içeriği açısından birtakım olumluluklar taşıyabilir ama tuz da çok önemli. Doğal yollardan üretilmemiş ve fermente olmayan turşular kendini zehirlemek dışında bir işe yaramaz. Çoğu kez besin değeri de zaten ortadan kalkmış durumdadır."
Prof. Dr. Üstündağ, turşu tüketirken tuz içeriğinin dikkate alınmasının sağlık açısından önem arz ettiğini vurguladı.
Günlük tuz tüketiminin üzerine çıkılmayacak şekilde doğal turşuların tercih edilebileceğini belirten Üstündağ şöyle devam etti:
"Turşunun sağlığa etkisi tek bir faktörden kaynaklanmıyor, çoklu faktörlerden kaynaklanıyor. Turşu yeneceği zaman kesinlikle gün içinde tükettiği tuz miktarı göz önünde bulundurulmalıdır.
Yiyeceklerle aşırı tuz alındığı bir gün bir de onun üzerine turşu tuzu eklenirse bu durum sağlığı olumsuz etkileyecektir. Miktara dikkat edildiğinde o gün alınan tuz miktarıyla dengelendiğinde, doğal yollarla üretilmiş turşular kararında tüketilebilir."
En Çok Okunan Haberler