Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Osmanlı’da kullanılıyordu Pandemi ile tekrar gündeme geldi.

Haber Giriş Tarihi: 25.11.2021 11:21
Haber Güncellenme Tarihi: 25.11.2021 11:21
Kaynak: Haber Merkezi
breakingnews.com.tr
Osmanlı’da kullanılıyordu Pandemi ile tekrar gündeme geldi.

Türkiye’de Bentonit kil denince akla ilk gelen isimlerin başında gelen Maden mühendisi Sıvı Bentonit Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Tecer, Salgın hastalıklar döneminde Osmanlı hekimlerinin ilk aldıkları önlem vücudun bentonit ile kuvvetlendirilmesi olduğuna değinerek, Breaking News Turkey için önemli açıklamalarda bulundu. Tecer, “Salgın hastalıklarda bedenin kendi kuvvetlerinin kullanılması çok eskiden beri öncelikle başvurulan bir önlemdi. Korunmada öncelik ‘tin-i mahtum’ dedikleri kil toprağıydı. Bugün bentonit kili denen ilaç olarak kullanılan beyaz kil salgın başlar başlamaz ilaç olarak kullanılmaya başlanıyordu. Bu killer hap şekline getirilerek satılırdı. Osmanlı hekimleri salgınlarda her gün ara verilmeden yarım kil tabletini içmeyi tavsiye ederlerdi.” dedi


Pandemi için Bentonit Kil'

Dünyayı etkisi altına alan Corona Virüs ile beraber takviye ürünlere yoğun ilgi gösterlmesinden sonra Osmanlı dönemimden günümüze uzanan bentonit kil ile alakalı önemli açıklamalarda bulunan Tecer, 'Bentonit çok yüksek negatif iyon özelliği taşıdığı için, içerisinde bulunan pozitif yüklü patojenlerin zararlı bakterileri ve tüm virüsler mıknatıs gibi çekerek vücuttan atma kabiliyeti çok yüksektir. Bu yüzden virüssel tedavilerde geniş olarak kullanılıyor. Tabii, bu biz söylemimizi ispat etmemiz için elimizde bir delil olması gerekir. Nanobit bentonit AIDS, kuş gribi ve gripte etkili olma ihtimalleri araştırıldığında bentonitin etkili olduğunu gösteriyor. Bentonit kilinin ve nanotik boyutunun küçük olduğunu biliyoruz. Bu kil yüzde 99,5 AIDS mikrobuna karşı direnç sağladığını ve vücut içerisindeki mikropları mıknatıs gibi dışarı atıyor ve dolayısı ile insanın hasta olmasını önlüyor. AIDS virüsünde içerisinde bulunan maddeler corona virüsüne çok benzediği için bu bentonit ondada etkili olabilir. Bu nedenle bentonitin corona virüsünde çok etkili olacağını düşünüyorum. Bentonit kili virüsleri sadece vücuttan attığı için değil aynı zamanda toksin, ağır metal, radyasyon, bakteri ve enfeksiyona karşı da çok etkili olduğunu görmekteyiz. Yani bentonit içen insanlarımızda duyarlılık, dirençlilik çok fazla artar” dedi.

'Tecer, “Bentonit Kil’e Hak ettiği değeri vermeliyiz'

Bentonit Kil tüm dünyada özellikle Amerika’da tedavi edici ve bağışıklığı güçlendirici yönüyle ön planda olduğunu ve Türkiye’de de bu yönünü ön plana çıkarmak için çalışmalar yaptığınıda değinen Hamit Tecer, 'Dünyada bentoniti sağlık alanında kullanan 30'dan fazla marka var. Ülkemizde de bentonit kilini içilebilir hale getirip kullanan tek medikildir. Aynı zamanda bentonit kilinin ihracatını da yapmaktayız. Dünya bentonit rezervinin yüzde 20’si Ünye-Fatsa bölgesinde bulunmaktadır. Hammadde olarak 30’dan fazla ülkeye gönderim sağlamaktayız. Ayrıca gıda bentoniti de Amerika'ya göndermek için FDA onaylı bir sertikamız da bulunmaktadır” dedi.


Kil tarihte en eski “markalı” ilaçtır

Bentonit kil’in bir çok kullanıcılardaki önemine değinen İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayten Altıntaş ise, “Daha önce Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalında  37 sene çalıştım. Özellikle Osmanlı Tıbbının tedavi kısmıyla ilgileniyorum. Osmanlı Tıbbı çalışmalarım sırasında Kil’in önemli bir ilaç olduğunu pek çok tedavide kullanıldığını gördüm. Aktarlardan kil aradım. Bulduğum killerin hiç birine güvenemedim. Bu şekilde devamlı ilaç olarak kullanılacak kil arıyordum. Bir sağlıklı yaşam fuarında sıvı bentonit’i gördüm. İyice inceledim ve sonunda aradığım kili bulmuştum. Sıvı Bentonit çok özel ve kıymetli bir kil yatağından çıkarılıyordu. İçinde zararlı olabilecek hiçbir yan madde taşımıyordu ve çok özenle devamlı temizlenip ayıklanarak üretiliyordu. Daha sonra Hamit Tecer Bey tarafından yeni tıptaki etkilerini öğrendim. Binlerce yıllık bir ilaç olduğu için çok önem veriyorum ve kullanıyorum.” dedi

Prof, “Altıntaş Kil tarihte en eski “markalı” ilaçtır.”

Bir tıp tarihçisi olarak ilacın önemli olduğunu şu sözlerle anlatan Altıntaş, “Eğer bir ilaç tarihin tüm dönemlerinde değişmeden ilaç olarak kalmış ise ve bugüne kadar gelmiş ise o ilaç mutlaka tedavi ediyordur. Çünkü tarih yani zaman en iyi eleyicidir. Eğer etkili olmazsa mutlaka yok olur giderdi. Kil de sürekliliğini korumuş hep ilaç olarak kullanılmıştı.
Kil tarihte en eski “markalı” ilaçtır. Antik dönemlerde Tanrı ve Tanrıçalara adanan tapınaklarda belli kil ocaklarından killer çıkarılır, senenin bir gününde merasimle alınır, karılır, tabletler haline getirilir üstüne o tapınağın sembolü basılır, kurutulur ve hastalara satılırmış. Osmanlı tıbbında da ilaç olarak kitaplarda yer alır ve öneminden bahsedilir. Osmanlı tıbbında kille tedavide başlıca kullanıldığı yerler; Zehirlenmeler, kanamalar, salgın hastalıklardadır. Osmanlılar ilaç olarak kullandıkları kile “Tin-i Mahtum” derler. “Damgalanmış toprak” demektir. Osmanlılar da bu kıymetli ilacın ticaretini yapmışlar, devletin kontrolü altında mühürleyerek halka satmışlardı. Mühürlenmiş kilin ticari değeri çoktu.
Ünlü hekim İbn-i Sina’ da Tıp kitabında kilin tedavideki yerini yazmıştır. Kitabında Mühürlü kil “Tin-i Mahtum”u anlatan bölümde kendi zamanında anlatılan bir bilgiyi nakleder. Mühürlenmiş kilin eskiden “kahin toprağı”(tin-i kâhini) ismiyle bilindiği, kırmızı renkli ve tedavide kullanılan bu toprağın kâhine kadın tarafından bulunduğunu bildirir. Bu kadın kırmızı saçlı Artemis imiş. O bu toprağı yüksek yerlerden bir dağdan alıp şehre getirirmiş. kâhine kadın bu toprağı suyla kuvvetlice çalkalar, bu suyla yıkar sonra toprağın dibe çökmesini beklermiş. Dibe çöken mum kıvamındaki bu yumuşak toprağı alır haplar haline getirirmiş. Rahipler tarafından mühürlenerek ilaç olarak kullanılan kil tin-i kâhini bu imiş. İlaç olarak kullanılan bu çok kıymetli kil tarih boyunca  güvenilir kahinler tarafından mühürlenerek hizmete sunulurmuş. Bu bilgiler de zamanın en iyi hekimi tarafından kabul görüyordu.” şeklinde konuştu


“HER DERDİN DEVASIDIR BENTONİT KİL”

Kadim tıpta kilin en çok kullanıldığı yerlerin Zehirlenme tedavileri olduğunuda belirten İstanbul Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayten Altıntaş, “Zehirlenmelerde tedavide bunun gibi başka etkili madde yoktur derler. Bu bilgiler bize bugün de çok önemli olan bir konuyu hatırlatıyor. Günlük hayatımızda ağır metaller, gıdalar, kimyasallar, ziraat ilaçları gibi pek çok şekilde zehirleniyoruz. Bu zehirlenmelerden toptan korunmak için elimizde kilden(sıvı bentonit) daha iyi bir çözüm yok. Medikil’in içilecek olarak hazırladığı preparat günlük zehirlenmeleri için en iyi çözüm olduğunu düşünüyorum.
Ben de konserveden zehirlendiğimde sadece sıvı bentonit ile iyileştim. Şimdi de kirliliklerden korunmak için muntazam içiyorum. Kadim tıpta kilin kullanıldığı bir diğer yer kanamalardı. Osmanlı hekimleri iç kanamalarda da kil içirerek, dışardaki kanamalarda sürerek kullanmışlardı. Ben de bu özelliğini bildiğimden yanık ve kesiklerde sıvı bentonit’i kullanıyorum. Hatta mutfağımda ilk yardım materyali olarak içtiğim kili kullanıyorum. Özellikle her elimi yaktığımda kil sürersem beş dakika sonra yandığımı bile unutuyorum. Mutfak kazalarında bıçak yaralanmalarında da hemen sıvı bentonit sürüyorum. Yara büyük ise sonra bir bantla kapatıyorum. Tarihi bilgilere çok inandığım için hiç tereddüt etmiyorum ve bu bilgiler beni haklı çıkarıyor. Tabii ki temiz, kontrollü bir ürün sıvı bentonit sayesinde. Kadim Tıpta yara ve çıbanlarda kullanıldığını biliyoruz. Biz de ailecek deride görülen, sivilce, çıban, şişlik, sertlik gibi durumlarda sıvı bentonit kullanıyoruz. Hatta kozmetik olarak bile güvenle kullanıyorum. Kadim tıbbın kili kullandığı çok çok önemli bir başka yer de “Salgın hastalıklar” idi. Eski tıpta salgın hastalıklara genel olarak Veba günleri derler. Tüm tıp kitaplarında hem salgın hastalıktan korunmak hem de hastalıktan kurtulmak için Kil’i tavsiye ederler. Korunmak için her gün bir parça kili gülsuyunda eritip içilmesi istenir. Eğer hastalanmışsa da kili diğer ilaçların yanında mutlaka verirlerdi. Son günlerde bizler de çok büyük bir salgınla karşı karşıya kaldık. Korunma olarak bize tavsiye edilen önlemlerin yanı sıra sıvı bentonit’i içmeye özen gösterdik. Ben ve ailem, ayrıca sıvı bentonit içen tanıdıklarım hiç birimiz bu kötü salgına yakalanmadık.” dedi

 

“Bentonit kili’i Çağdaş tıbbımızın da gözdesi olmaya aday”

Kadim Tıptaki Kil’le alakalı bilgilerinden sonra daha derinlemesi araştırmaya girdiğini de belirten Prof. Altıntaş, “Hamit Tecer’in kitabında bugünkü tıpta kullanışları ve bu konudaki bilimsel araştırmaları okudum. Yeni araştırma ve bilgiler fevkalade örtüşüyordu. Uzun zamandır da Gürhan Özgör Beyin gözlemlerini konuşuyoruz. Yüzlerce vakada iyileşme ve hastaların memnuniyeti bize sıvı bentonit’in çok işe yaradığını gösteriyor. Doktora öğrencim Dr. Metin Turan Bentonit kiliyle yapılan bilimsel araştırmaları çalışıyor. Yurt dışında bu konuda o kadar çok yayın var ki bu durum bizi çok sevindiriyor. Bentonit kilinin etki mekanizması Maden mühendisleri tarafından incelenmiş hatta ders kitaplarına kadar klasik bilgi haline gelmiş. Biz kendi doktorlarımıza bunu anlatırken en iyi şahit ders kitaplarındaki Bentonit’in nasıl etki ettiğine dair bilgilerdir. Hastalıkların tedavisi konusunda çok araştırılan bir konu da Radyasyondan koruyuculuğu. Dünya bir çok kere radyasyon tehlikesi ile karşı karşıya geldi. Bentonit kilinin radyasyondan koruyuculuğu meselesi o tehlikeli yerlerde de yoğun kullanıldı. Hatta koruyucu olarak başvurulan tek madde olmuştur. Radyasyona maruz kalmış bölgelerde. Kille hazırlanmış, bisküviler, çikolatalar, ekmekler dağıtılmış olması da tedavideki etkisinin biliniyor olduğunu gösteriyor.
Topraklarımız tarımsal ilaçlarla kirleniyor, yapılan araştırmalar kirlenen ürünlerin veya kirlenen toprakların temizlenmesinde Bentonit kilinin faydalı olduğunu gösteriyor. İçilebilir Bentonit kilinin kanser ,otizm, kas hastalıkları, romatizma gibi bir çok hastalıkta faydalı olduğunu her geçen gün daha çok görüyoruz. O zaman size diyebilirim ki Tarih yalan söylememiş. Kadim tıbbın etkili ilacı Kil (Bentonit kili’i Çağdaş tıbbımızın da gözdesi olmaya adaydır. Yeni araştırmalar doktorlara bu bilgileri tüm detayları ile sunacaklar. “ şeklinde konuştu


12 yıldır Fizikon Tıp Merkezi’nde görevine devam eden Uzm.Dr.Nagihan Yararoğlu ise bentonit kil’in önemi ile alakalı şunları söyledi, “Otizmli hastalar bizlere rehabilitasyon için başvuruyor ve bizlerde yardımcı olmaya çalışıyoruz. Kemik iliğinden 80 ml civarında biyopsi alıyoruz, bu numuneden “Mononüklear Cell” isimli özel bir hücre grubunu izole edip, aynı gün içerisinde hastaya geri uyguluyoruz. Günübirlik tek çekirdekli hücre tedavisi yapıyoruz. Mononüklear Cell’ler otizmli hastalarda nöronlar (beyin hücreleri) arasındaki bağlantıları düzenliyor. BDNF denilen büyüme faktörlerini artırarak hastanın kısa süre içerisinde iyileşmesini hızlandırıyor ve biz bu Mononüklear Cell tedavisinden çok olumlu yanıtlar alıyoruz. Hastanın duyu bütünleme kabiliyeti açılıyor, algılama yeteneği düzeliyor ve artıyor. Sosyal iletişimi başlıyor. Gözle teması başlıyor. Sterotipik (basma kalıp) hareketleri azalıyor veya yok oluyor, konuşamayan otizmli çocuklar konuşmaya başlıyor, kısmen konuşabilen çocuklar düzgün ve anlaşılır konuşmaya başlıyor. Arkadaşı olmayan çocuklar arkadaşlık ilişkileri ve kardeşlik ilişkileri gelişiyor. Otizmli hastaların tahlillerini yaparken kan değerlerinde ağır metallere rastladım. Bu ağır metalleri nasıl yok edebiliriz? Nasıl detox yapabiliriz? diye bir araştırma içerisine girdim. Ve bentonit kiliyle tanıştım. Bentonit kili hem ağır metalleri mıknatıs gibi çekerek vücuttan idrar, büyük abdest yoluyla ve terlemeyle atmakta hem de bentonitli kurkimin beyinde BDNF denilen büyüme faktörlerini artırarak hücreler arası bağlantıları onarmakta ve duyu bütünlemesine yardımcı olmaktadır. Kurkiminli bentonit BDNF (Brain Derived Neurotrophic Factor) kan seviyelerinin düzgün olmasını sağlar.” dedi


“Vücudun Tamamında İşe yarıyor”

Bentonit kilin ülkemizde tam anlamıyla bilinmesi için önemli çalışmalar yapıldığına da değinen Uzm.Dr.Nagihan Yararoğlu, “Bentonit Kil içindeki mineral muhtevası ve kalitesi değişiklik göstermekle birlikte tabiatta doğal olan bir madendir. En genel tanımıyla bentonitler, içinde %50’den fazla Montmorillonit minerali bulunduran killerdir. Montmorillonit, bentonitin kalitesini ve sağlık alanında kullanımına uygunluğunu belirleyen başlıca unsurdur. Bir başka deyişle bir bentonit kilinde montmorillonit miktarı ne kadar fazlaysa, bu kilin etkileşimi o kadar fazladır.
Montmorillonit, ilk olarak Fransa’da Montmorillon bölgesinde bulunan belirli özelliklere sahip kil türlerine verilen bir isim olarak karşımıza çıkmıştır. Doğada, gerçek %100 montmorillonit olan kil oluşumu bulmak neredeyse imkansızdır. Genellikle %50-60 zenginlikte bulunabilirken, çok sınırlı sayıda olmak üzere bazı bölgelerde %70-80 zenginliğinde mevcuttur. Doğada mortmorillonit miktarı belirli bir oranın üstünde bir kil mevcutsa, hiçbir kimyasal işlem uygulanmadan, ince filtrasyon, eleme ve dinlendirme gibi tamamen fiziksel olan çok özel yöntemler uygulanarak, montmorillonit oranını %90-95’in üstüne çıkarmak mümkün olabilir. Ancak bu işlemler oldukça maliyetli olduğundan dünyada çok az sayıda firma tarafından uygulanmaktadır. Günümüzde konu ile ilgili bütün uzmanlar, Montmorillonitin çok özel bir madde olduğu konusunda neredeyse hemfikirdir. Bu nedenle sayısız araştırmalara, çalışmalara konu olmuş ve olmaktadır. Bunun yanında, Zengin Montmorillonit içeren Bentonit killerinin diğer kil türleri ile kıyaslandığı birçok bilimsel çalışmada, sağlıkta kullanım, tedavi edici özelliği ve etkisi açısından en geniş spektruma sahip kil türü olduğu sonucuna varılmıştır.
Montmorillonit su içinde jelleştiğinde veya sulandığında, adsorptif ve emici özelliklerini arttırabilen geniş bir yüzey alanına ve eşsiz bir yapıya sahiptir. Montmorillonit, kimyasal ve pozitif yüklü kredi kartı şekline benzeyen, oldukça karmaşık yapıda olan bir maddedir. Bu açıdan, Kaolinit gibi basit yapıdaki kil türlerine oranla çok daha yüksek bir iyon değişim kapasitesine sahip yapışıp toksinleri daha fazla absorbe etmektedir.
Kilin yüzey alanı ne kadar büyükse, pozitif yüklü parçacıklara ve toksinleri çekme gücü o kadar fazladır.
Zengin Montmorillonit Mineralli Bentonit Kili:
❖ Vücutta zamanla biriken her türlü kimyasal, zehirli toksin, bakteri ve virüsün vücuttan detoksifiye edilmesinde
❖ Erken yaşlanma, kırışık ve selülitlerin önlenmesinde
❖ Diş ve diş eti temizliğinde, ağız yaralarında, baş ağrısı, göz yorgunluğu, tedavi etme
ve önlemede
❖ Otizmle mücadelede, civa ve kurşun gibi ağır metallerin vücuttan atılmasında
❖ Egzema ve sedef hastalığı gibi ciddi deri hastalıkları, cilt kanseri de dahil olmak üzere
tedavisinde
❖ Sivilce, böcek sokmaları, siğil ve mantar gibi her türlü cilt sorunlarının, enfekte
yaralarının, kaşıntı ve yanmaların tedavisinde
❖ Kemik ve kas hasarı, romatizmal rahatsızlıklar ve karpal tünel tedavisinde
❖ Kronik bel ağrıları, miyozit, tendinit, fibromiyalji sendromları, yumuşak doku ve
hareketsiz kalma durumları tedavi ve rahabilitasyonunda
❖ Sindirim sistemi rahatsızlıkları (reflü, ülser, kusma, ishal vs) tedavisinde karaciğer,
kolon gibi iç organların temizliğinde
❖ Bağırsak parazitlerini önlemede, bağışıklık sistemini güçlendirmede
❖ Radyasyon ışımalarının olumsuz etkilerini engellemede ve etkilerini azaltmada
❖ AIDS (HIV virüsü), kuş ve insan gribi tedavilerinde etkilidir
Montmorillonitçe zengin bentonit kili klasik yöntemlerle etki etmez. Diğer killerden ayıran en önemli özellikleri su içinde şişme kabiliyetine sahip olması ve süspansiyon haline geldiğinde ortama çok miktarda negatif (-) iyon salmasıdır.
Bugün tüm uzmanların da kabul ettiği gibi insan sağlığını tehdit eden ve önceden de belirttiğimiz gibi soluduğumuz havadan tutun içtiğimiz suya kadar her şeyde bulunan ağır metal, virüs, toksin , bakteri ve radyasyon gibi tüm maddeler pozitif yüklü (+) iyonlardır. Bu kili sıvılaştırılmış olarak cilt yüzeyine uyguladığımızda ya da saflaştırılmış haliyle içtiğimizde ortama negatif iyon salarak tüm pozitif iyonlu bu zararlı maddeleri elektriksel çekim kanununca adeta bir mıknatıs gibi üzerine çeker ve bağlar. Detoks etkisi: Toksinleri çeker ve tutar daha sonra vücut dışına atar. Dengeleme: Homotetiktir ve vücudu denge durumuna getirir.
Ph Balansı: Ph seviyesi 9’un üstündedir. Vücut Ph’ını hafif alkali tutmaya yardımcı olur. Canlandırma: Vücudun kan akışını, oksijen seviyesini ve hücre onarım hızını arttırır.” şeklinde konuştu 

“KİL’İN FAYDALARI SAYMAKLA BİTMEZ”

Bentonit kili aslında yakın zamanda keşfedilmiş yada bulunmuş bir madde değildir. İnsanlık tarihi bu kilin çok geçmiş zamanlarda bile kullanıldığına dair sayısız yazılı kayıt barındırmaktadır.
Buna ek olarak, Hindistan’da Vedik geleneğinde ve eski yazıtlarında, adı “Soma” olan ve Ölümsüzlüğün Nektarı anlamına gelen su ve bal ile karıştırılarak içilen, kutsal olarak kabul edilen beyaz bir toz maddeden söz edilmektedir.
Yine eski tarihlerden bilinen diğer bir örnekte ise, Mezopotamya ve Mısır’da tedavi, mumyalama ve güzellik amaçlı olarak bentonit olduğu sanılan bir kil türünün kullanıldığını anlatan yazıtların olduğu tespit edilmiştir. Daha yakın tarihe, örneğin 20.yy’a bakıldığında ise; 20.yy’ın ilk dönemlerinde önemli alman doktoru Julius Satump’ın Asya Kolerasını tedavi etmede bentonit kullandığı, Dr.Meyer Camberg’in ise Arsenik etkilerini yok etmek için bentonite başvurduğu bilinmektedir. Bentonit ve Mide Hastalıkları: Mide, bağırsak gibi rahatsızlıkları için kil yeme ve deri enfeksiyonları için yara bandı gibi topikal kil uygulamaları, insanlık tarihi kadar eskidir. Bentonit, özellikle de işlevlerinin deneme yanılma (deneyimsel) yol ile tayin edildiği, geleneksel ilaçlarda kullanılmıştır. Modern tekniklerle yapılan nano ölçekteki araştırmalar sayesinde, artık kil mineralleri ile insan patojenlerin arasındaki etkileşimleri keşfediyor.
Bentonitin bakteri enfeksiyonlarında immunoabsorban olarak kullanılır. Montmorillonitin bakteri bağlayabilme özelliği vardır. Montmorillonitin-Bentonitin; gümüş, bakır, çinko ile kullanımında taşıyıcı olarak
anti-bakteriyel ve mantar önleyici etkinliği vardır.
Gümüş iyonu ve bentonit beraber kullanıldığında etkisi artar.
Modifiye bentonit virüslerde de (HIV, insan ve kuş gribi) etkilidir, virüsleri
mıknatıs etkisiyle bağlar ve vücuttan atar. Montmorillonitin kili, parazit faaliyetlerini etkisiz hale getirir. Sodyum bentonitin atık sularda bulunan ağır metalleri bağlar.  
Montmorillonitin ağır metalleri (kurşun, civa, arsenik, alüminyum, kadmiyum vb.) mıknatıs gibi bağlayarak vücuttan atar.
Bentonit aflatoksini mıknatıs gibi bağlayarak vücuttan atar. İnsanlarda aflatoksin, alınan miktara bağlı olarak insanlarda akut nevroz, siroz ve karaciğer kanserine sebebiyet verebilirler. Ani zehirlenmeler nadir olmakla beraber, hiçbir canlının bu toksine karşı direnci olmadığı belirtilmektedir. Karaciğer kanserinin nedeni aflatoksindir.
Montmorillonitin ürik asidi absorbe eder. Ürik asidi düşürür ve Gut hastalığı iyileşir; ataklar da ortadan kalkar.
Montmorillonitin, bitki öldürücü ilaç zehirlenmelerine karşı etkilidir. Bentonit, kırmızı akrep zehrine karşı etkilidir.
Montmorillonitin içme sularında karaciğer hücrelerini yok eden toksinleri emer. Montmorillonitin, zayıf baz zehirlenmelerinde kullanılır.
Bentonit, bitkisel besinlerde toksinleri arındırır.
Bentonit ve montmorillonit içeriği yüksek killerin peloterapik lokal terapide
üstündür.
Bentonit, selülit tedavisinde etkilidir ve anti-selülit özelliği vardır. Bentonit, kan kaybını durdurmasında kullanılır.
Bentonit, deri yaralarını iyileştiricidir ve diyabetik açık yaralarda, burger
hastalığına bağlı yaralarda kullanılır.
Bentonit, cilt nemlendiricilerinde ve el iltihaplarına karşı etkilidir. Montmorillonitin Irritabl bağırsak sendromunda etkilidir. “Ben bizzat IBS
hastasıydım bir çok ilaç kullandım ve bentonit beni iyileştirdi.” Montmorillonitin bağırsak iltihabı rahatsızlıklarında etkilidir.
İshal tedavisinde bentonit etkilidir.
Bentonit kilinin kolon detoksifikasyonunda kullanılır ve kalın bağırsaktaki zehir
miktarını düşürür.
Kemoterapi gören lösemi hastalarının ağız iltihaplarının smektit tedavisinde
etkilidir.
Montmorillonitin ile ağız yaralarının tedavisinde etkilidir, güvenlidir. Bentonit, diş macunu kullanılır.
Montmorillonitin nükseden ağız yaralarında kullanılır. Montmorillonitin ağız, el ve ayak hastalıklarını tedavi etmede kullanılır.
Hem bentonitin hem de modifiye bentonitin, nikotin ve türevlerini emme ve uzaklaştırma özelliğinin olduğu tespit edilmiştir.
Bentonitin ağız, sigara ve ter kokularında etkilidir.
Bentonitin , kanserojen, mutasyona sebep verici bir bileşim olan çok halkalı
aromatik hidrokarbonlara (PAH) karşı etkilidir.


Montmorillonitin karaciğer kanserini önlemede kullanılır. Montmorillonitin ve doku mühendisliğinde (doku naklinde) kullanılır.
Civa Zehirlenmesi ve Otizmin İlişkisi, Otizm genel olarak, üç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlık olarak tanımlanmaktadır. Her ne kadar kalıtsal kökenli bir rahatsızlık olduğu varsayılsa da, kalıtsallığının son derece karmaşık olduğu ifade edilmektedir. Başlıca semptomları arasında, konuşma zorluğu, sosyal çekingenlik, insanlarla az göz teması, tekrarlı davranışlar veya tikler, sinir krizleri, el çırpma ve parmak üzerinde yürüme gibi davranış bozuklukları, düzensiz uyku ve nöbetler olduğu belirtilmektedir. Ne ilginçtir ki otizm vakaları; civa, alüminyum zehirlenme vakaları ile aynı semptomları göstermektedir. Otizm ile civa, alüminyum ve kurşun gibi ağır metallerle ilişkilerini inceleyen bazı bilim adamları son derece ilginç bulgulara ulaşmışlardır. Otizm geçirgen bağırsak hastalığıdır. Otizmde kemik iliğinden alınan günübirlik uygulanan tek çekirdekli hücre tedavisi ile beraber bentonit ve bentonitli curcumin kullanıldığında iyileşme oranı artmaktadır.
Bentonit kili; GETAT (Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp) uygulamalarına artık girmelidir, etkisi kanıtlanmıştır. Yan etki göstermeksizin tamamen doğal bir tedavidir. Fatih Sultan Mehmet Han bu kili detoks amaçlı kullanmıştır. Fatih Sultan Mehmet Han bu kil için Limni Adası’nı fethetmiştir. Kullandığımız ilaçlar, hava kirliliği, radyasyon, makyaj malzemeleri, tarım ilaçları vücudumuzda toksin birikimine neden oluyor. Bu toksin yükünün en doğal tedavisi yani detoksu bentonit kilidir. Eğer sağlıklı bir yaşam istiyorsak bentonit kilini hayatımızdan hiç çıkarmamalıyız ve günlük hayatımızda suya yer verdiğimiz gibi bentonit kiline de yer vermeliyiz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.