İstanbul- Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'de toplam 4 milyon 33 bin göçmen var / Geniş haber
İstanbul- Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'de toplam 4 milyon 33 bin göçmen var / Geniş haber
İstanbul- Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'de toplam 4 milyon 33 bin göçmen var / Geniş haber
Haber Giriş Tarihi: 28.04.2025 14:43
Haber Güncellenme Tarihi: 28.04.2025 14:43
Kaynak:
Anadolu Ajansı
Tuğçe ODABAŞI-Harun ŞAHBAZOĞLU/İSTANBUL, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Erdoğan, “Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü'nün verilerine göre, şu an dünya genelinde 281 milyondan fazla göçmen var. Ülkemizde, muhalefetin -özellikle de insanlık düşmanı kimi faşist çevrelerin iddia ettiği gibi- bir göçmen sayısı asla yoktur ve olmamıştır. Türkiye'de halihazırda 2 milyon 768 bini geçici koruma statüsündeki Suriyeli kardeşlerimiz, 1 milyon 90 bini ikamet izniyle kalanlar, 176 bini de uluslararası koruma altındakiler olmak üzere toplam 4 milyon 33 bin göçmen var. Aldığımız tedbirler sayesinde bu sayı günden güne azalmaktadır" dedi.Türkiye Yüzyılı'nda Türkiye'nin Göç Yönetim Modeli programı bugün İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşti. Programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul Valisi Davut Gül, Ak Parti sözcüsü Ömer Çelik, milletvekilleri bürokratlar, akademisyenler, alanında uzmanlar ve çok sayıda öğrenci katıldı. Program Ali Yerlikaya'nın konuşmasının ardından Türkiye'den Şam'a dönmüş olan Muhammed'in ve onu uğurlayan arkadaşlarının hikayesinin anlatıldığı video gösterimi ile devam etti. Muhammed'in sınıf arkadaşlarını ve öğretmenlerini sahneye davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Niye böyle başladım? Hatırlayın, Kılıçdaroğlu iktidara gelir gelmez Suriyeli öğrencileri Türkiye'den Suriye'ye göndereceğini söylemişti. O zamanlar ben de tam aksini söylemiştim; asla, 'Biz, Suriye'deki muhacirleri buradan göndermeyeceğiz' demiştim. Çünkü bizim bakışımız farklıydı. Biz göçü onların anladığı manada değil, tam aksine, biz göçü Mekke'den Medine'ye hicret olarak telakki etmiştik ve biz buna fırsat vermedik. Şimdi burada gördüğünüz küçük muhacirler var ve bunlar bizim evlatlarımız, bizim yavrularımız. Ve öğretmenimiz de onlarla hemhal oldu, onları yetiştirdiler, bugünlere getirdiler. İşte güzellik burada. Gerçekten, ensar olmak ne kadar güzel bir şey. İşte burada. Türkiye Yüzyılı'nda Türkiye'nin Göç Yönetim Modeli Programı vesilesiyle sizlerle beraber olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum" diye konuştu.'DÜNYA NÜFUSUNUN YÜZDE 3,6'SI BUGÜN GÖÇMEN OLARAK HAYATINI SÜRDÜRMEYE ÇALIŞIYOR'Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Göç meselesi, terör, yoksulluk ve iklim değişikliğinin yol açtığı sıkıntılar sebebiyle doğdukları toprakları terk etmek zorunda kalıyor. Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü'nün verilerine göre, şu an dünya genelinde 281 milyondan fazla göçmen var. Göçmen işçi sayısı ise 165 milyonun üzerinde. Son 3-4 yıldaki savaşların da etkisiyle mülteci sayısı 120 milyona dayandı. Yine veriler, her dakikada en az 20 kişinin çatışma, zulüm ve terörden dolayı göç etmek mecburiyetinde kaldığını gösteriyor. Bakınız dünya nüfusunun yüzde 3,6'sı bugün göçmen olarak hayatını sürdürmeye çalışıyor. Savaşlar bitmedikçe, krizler çözülmedikçe, iklim değişikliğinin etkisi daha da derinleştikçe, maalesef bu oranlar katlanarak artmaktadır. Bu süreçte zaman zaman insan olarak hepimizi derinden sarsan pek çok manzara ile de karşılaşıyoruz. Hemen her gün unut yolcularının ölümü ile sonuçlanan bir olayın, kazanın ve felaketin haberini alıyoruz. Unutmayın Ege'de, Akdeniz'de botların içerisinde, botlar şişlenerek, öldürülen göçmenler var, bunları hep birlikte gördük, yaşadık. İnsafsızca bunlar yapıldı. Son on yılda 72 binden fazla insan göç güzergahında hayatını kaybetti. Daha önce de farklı vesilelerle gündeme getirdim; Suriye'deki çatışmalardan kaçarak Avrupa'ya sığınan binlerce çocuğun nerede olduğu, akıbetlerinin ne olduğu halen ortaya çıkarılamadı. Nice masumun hayatı, organ ve fuhuş mafyası dahil suç örgütlerinin, insan tacirlerinin kanlı pençelerinde sönüp gitti. Burada şu tenakuzu da ifade etmek mecburiyetindeyim; İnsanları göçe mecbur eden çoğunlukla batılı güçlerin politikaları olmasına rağmen, iş yükü paylaşımına gelince hiçbirini ortalıkta göremiyorsunuz" ifadelerini kullandı.'İNSANİ TRAJEDİLERİ REKLAM MALZEMESİ OLARAK KULLANIYORLAR'Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki her 100 mülteciden 75'ine zengin devletler değil, düşük ve orta gelirli ülkeler ev sahipliği yapıyor. Suriye'deki zulümden kaçan insanların ezici çoğunluğu da biliyorsunuz, komşu ülkelere sığındı. İç savaş sebebiyle yerlerinden edilen 11 milyon Sudanlının yine önemli bir kısmı komşu ülkelere göç etti. Myanmar'daki katliamlardan, Orta Afrika bölgesindeki iç savaşlara kadar her yerde hep aynı manzarayla karşılaşıyoruz. Kapasitelerinin çok üzerinde yük alırken batılı ülkeler ya feveran ediyor ya da kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyle insani trajedileri reklam malzemesi olarak kullanıyor" dedi.'DÜŞENİN ELİNDEN TUTMAK KOMŞULUK VE İNSANLIK GÖREVİMİZ'Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, üç kıtanın kavşak noktasında yer alan bir ülkedir. Asırlardır olduğu gibi, bugün de doğu ile batı, kuzey ile güney arasında bir güç merkezi vazifesi görür. Dolayısıyla yakın çevremizdeki istikrarsızlıklardan doğrudan etkileniyoruz. Her ne kadar göç ve göçmen meselesiyle son dönemde yoğun bir şekilde yüzleşiyor olsak da, aslında biz bu konunun yabancısı değiliz. Anadolu tarih boyunca hep bir göçmen yurdu oldu. Yaşadıkları yerlerde zulüm, baskı ve şiddet gören tüm mazlumlar, güvenli liman olarak daima Anadolu'yu, Türkiye topraklarını gördü. Engizisyondan kaçan Musevilerden Doğu Avrupa'daki Hristiyanlara, Kafkasya ve Balkanlar'daki Müslüman kardeşlerimizden Nazi zulmünden kaçanlara kadar herkes ülkemizin ve milletimizin kapısını çaldı. Bugün de bölgemizde kimin başı dara düşse, Allah'a hamdolsun, bir eman yurdu olarak yönünü önce Türkiye'ye dönüyor. Açık söyleyeyim, bundan sonra da yüksünmüyoruz, kesinlikle şikayet etmiyoruz. Bilakis, mazlumun imdadına koşmayı, düşenin elinden tutmayı komşuluk ve insanlık görevimiz olarak telakki ediyoruz" diye konuştu.'TÜRKİYE'DE HALİHAZIRDA TOPLAM 4 MİLYON 33 BİN GÖÇMEN VAR'Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'deki göçmen sayısına ilişkin rakamların altını çizerek, “Burada muhalefetin abartılı rakamlarla sık sık istismar ettiği bir konuyu da açıkça söylemek istiyorum; Ülkemizde, muhalefetin -özellikle de insanlık düşmanı kimi faşist çevrelerin iddia ettiği gibi- bir göçmen sayısı asla yoktur ve olmamıştır. Türkiye'de halihazırda 2 milyon 768 bini geçici koruma statüsündeki Suriyeli kardeşlerimiz, 1 milyon 90 bini ikamet izniyle kalanlar, 176 bini de uluslararası koruma altındakiler olmak üzere toplam 4 milyon 33 bin göçmen var. Aldığımız tedbirler sayesinde bu sayı günden güne azalmaktadır. Ayrıca, kamu diplomasimizin stratejik bir unsuru olarak uluslararası öğrencilerin ülkemizde eğitim görmesini teşvik ediyoruz. Bu kapsamda, dünyanın 190'ı aşkın ülkesinden 340 bin civarında misafir öğrenciye ev sahipliği yapıyoruz. Yine iddiaların aksine, bu öğrencilerin ezici çoğunluğu burslu olarak değil, tüm masraflarını kendileri ödeyerek ülkemizde eğitim almaktadır. Bunların birçok ülkede bakan, bürokrat, iş insanı ve siyasetçi olarak görev yapması, bu projenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor" dedi. 'ÜLKEMİZDE İLLEGAL OLARAK BULUNAN 263 BİN KİŞİ SINIR DIŞI EDİLDİ'Cumhurbaşkanı Erdoğan, kaçak göç ve göçmen kaçakçılarıyla mücadele konusunda ise, “Kaçak göçle ve göçmen kaçakçılarıyla mücadeleyi de ihmal etmiyoruz. Son iki yılda 270 bin düzensiz göçmenin sınırlarımızdan girişi engellendi. Ülkemizde illegal olarak bulunan 263 bin kişi sınır dışı edildi. Göçmen kaçakçılarına yönelik 14 bin 400 operasyon düzenlenirken, 9 bin 867 araca el konuldu, 23 bin 780 kişi gözaltına alındı. Göç ve göçmen konusunda hükümetimizin politikası gayet nettir. Biz göç meselesine, binlerce yıllık medeniyetimiz, tarihimiz ve bizi biz yapan kadim değerlerimiz merceğinden bakıyoruz. 'Tahtımı veririm, tacımı veririm ama devletime sığınan mazlumu asla' Bu sözler kimin? Ecdadın. İşte biz, onlara layık olmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.'TÜRKİYE'DEN SURİYE'YE DÖNENLERİN SAYISI 200 BİN KİŞİYE ULAŞTI'Ülkelerine dönen sığınmacı sayısının günden güne daha da arttığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Göç konusunda yıllardır büyük bir tutarlılıkla devam ettirdiğimiz insani ve vicdani tavrımızın olumlu neticelerini görmeye başladık. Suriye'de 13,5 yıl süren zulüm ve çatışmalar, 8 Aralık itibarıyla sona erdi. 1 milyon insanı katleden, 13 milyon kişinin yerlerinden edilmesine sebep olan Esad rejimi devrilirken, Suriye halkının özgürlüğünü temsil eden yeni bir yönetim iktidara geldi. Şimdi bu yönetim, bizim ve bölgedeki diğer kardeş ülkelerin de desteğiyle savaş yorgunu Suriye'yi yeniden ayağa kaldırmak için uğraşıyor. Çeşitli zorluklara, engellere ve sabotajlara rağmen Suriye kendini yavaş yavaş toparlıyor. Suriye kendine geldikçe, ülkedeki istikrar ve güven ortamı güçlendikçe geri dönenlerin sayısı da hızlanmaya başladı. 9 Aralık'tan bu yana sadece Türkiye'den Suriye'ye dönenlerin sayısı 200 bin kişiye ulaştı. Gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde vatanına geri dönenlerin toplam sayısı ise 931 bin 450 kişiyi buldu" dedi.'13,5 YIL BOYUNCA GERÇEKTEN ÇOK AĞIR ELEŞTİRİLERE MARUZ BIRAKILDIK'Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benzer durumun Ürdün ve Lübnan başta olmak üzere diğer komşu ülkelerde de yaşandığını biliyoruz. Suriyeli Muhammed evladımızın kalplerimize dokunan hikayesini hep beraber az önce izledik. Rabbimize binlerce kez hamd ediyoruz. Türkiye olarak, son asrın en büyük insanlık sınavlarından birini alnımızın akıyla vermenin haklı gururunu yaşıyoruz. Çünkü sonunda ölümün, işkencenin olduğu böyle bir meselede dahi tam 13,5 yıl boyunca gerçekten çok ağır eleştirilere maruz bırakıldık. Katliamların tüm vahşiliğiyle sürdüğü günlerde, ülkemizdeki mazlumları otobüslere doldurup ölüme göndermekten bahsedenlerden; 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde sağa sola ırkçı afişlerin yapıştırılmasına, Ankara'da ve Kayseri'de yaşanan alçakça provokasyonlardan, her seçim öncesi körüklenen yabancı düşmanlığına kadar pek çok badire atlattık. Hükümetimizi müşkül duruma düşürmek için her şeyi denediler. Lafa gelince mangalda kül bırakmayan birçok isim de sırf siyasi çıkarlarını koruma uğruna muhalefetin nefret söylemlerine ses çıkarmadı. Sustular, izlediler. Ağızlarını açıp tek cümle dahi kurmadılar. Ama bütün bu sinemalarda biz hükümet olarak bize yakışanı, inancımıza ve insanlığımıza yakışanı yapmaktan asla vazgeçmedik. Unutmayın, bu millete bir daha Boraltan Köprüsü faciası gibi bir utanç yaşatmayacağız dedik. Bu sözümüze her türlü riski göze alarak hamdolsun 13,5 yıl boyunca sadık kaldık. Türkiye, merhum Fethi Gemuhluoğlu'nun o yüreklere dokunan ifadesiyle, 'Göze sezdirmeden gözyaşı süren dostların ülkesi' olmayı, her türlü kışkırtmaya rağmen bizim dönemimizde başarmıştır. İnşallah bundan sonra da bu tertemiz sicilimize leke sürdürmeyeceğiz. Nefret söylemlerine, lümpen faşizme, ırkçı vandallığa ve provokasyonlara müsaade etmeyeceğimizi burada tekrar söylemek istiyorum. Batı ülkelerinde sıkça şahit olduğumuz göçmenlere kötü muamele gibi insanlık dışı davranışlara fırsat vermemekte kararlıyız. Herhangi bir sebeple bu süreçte hukukun, insani değerlerin ve göç ile ilgili temel politikalarımızın dışına çıkan olursa da bu durumda gerekeni yapacak; kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız" diye konuştu.'GÖÇ, YENİ BİR BULUŞMADIR'Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artan hareketlilik sebebiyle göç ve göçmen olgusunun sadece güvenlik parantezine alınması eksik bir yaklaşım olacaktır. Farklı hayatları, birbirinden farklı hikayeleri bir araya getiren göç meselesi, eskiden beri kültürel etkileşimin en etkili vasıtasıdır. Göç, yeni bir buluşmadır; etnik kimliği, dini, dili, kültürü, hayat tarzı ve anlayışı farklı insanların aynı zeminde bir araya gelmesidir. Bu buluşmanın; ekonomiden ticarete, kültürden bilime her alanda olumlu etkileri olduğunu göz ardı edemeyiz. Burada bir üzüntümü ifade etmek isterim; Faşist çevrelerin körüklediği korku ikliminden dolayı göçmenlerin Türk ekonomisine katkıları maalesef ülkemizde sağlıklı bir şekilde tartışılmıyor. Farklı düşünenler, artısıyla eksisiyle tabloyu ortaya koymaya çalışanlar ise sindirildi, susturuldu, hedef haline getirildi. İş dünyamızda linç edilmekten çekindiği için kapalı kapılar ardında bize söylediklerini, çıkıp kamuoyu önünde cesaretle dillendirmediler" ifadelerini kullandı. 'ÜLKEMİZİN GÜVENLİĞİNDEN VE DEMOGRAFİK YAPIMIZIN KORUNMASINDAN ELBETTE ÖDÜN VERMEYECEĞİZ'Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelinen aşamada şunu açık ve net görebiliyoruz; Türkiye'nin kalkınması ve hedeflerine ulaşması için maddi sermayeye kadar, beşeri sermayeye de ihtiyacı var. Gelişen ve gelişme hedefinde olan ülkeler görüyoruz ki göç konusuna sadece güvenlik odaklı yaklaşmıyor, tam tersine bu meseleyi çok boyutlu bir şekilde değerlendiriyor, daha pozitif politikalar takip ediyor. Toplum olarak bizim de artık bu konuları daha objektif, daha serinkanlı ve önyargılı olmaktan uzak bir şekilde konuşmamız, tartışmamız gerekiyor. Milletimize entegre olmuş, ekonomimize katkı veren; sanayiden tarıma, hizmet sektöründen diğer alanlara katma değer üreten kardeşlerimizle ilgili daha rasyonel politikaları mutlaka devreye almak mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde, ekonomide hedeflerimize ulaşmakta zorluk çekeriz. Tekrar ediyorum; ülkemizin güvenliğinden ve demografik yapımızın korunmasından elbette ödün vermeyeceğiz. Ancak bir avuç ırkçı lümpen figürün, topluma sürekli korku yayan nefret söylemlerine de Türkiye'yi mahkum etmeyeceğiz. İnsan hareketliliğini, Türkiye ve Türkiye ekonomisine maksimum faydayı sağlayacak bir anlayışla yönetmenin çabasında olacağız. Göç İdaresi Başkanlığımızın, mevcut çalışmalarını devam ettirirken aynı zamanda bu meselede Türkiye'nin ihtiyaçları ve çıkarları çerçevesinde uzun vadeli bir perspektif ortaya koyması gerektiğine inanıyorum. Değişen şartlar ve ihtiyaçlar doğrultusunda bizim de paradigmamızı yenilememiz şarttır. Önyargıları kırmak, gençlerimizi yabancı düşmanı akımlardan korumak ve milletimizi doğru bilgilendirmek noktasında sizlere görev düşüyor. Bizim bıraktığımız boşlukları kimlerin doldurduğunu ve özellikle gençlerimizi nasıl zehirlediklerini yakın zamanda pek çok kez gördük, yaşadık; siyasi ve toplumsal maliyetlerini de yüklenmek zorunda kaldık. Önümüzdeki dönemde, Göç İdaremizden bu konuda da daha fazla gayret bekliyoruz" diye konuştu. (DHA)Görüntü Dökümü:----------Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İstanbul- Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'de toplam 4 milyon 33 bin göçmen var / Geniş haber
İstanbul- Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'de toplam 4 milyon 33 bin göçmen var / Geniş haber
Tuğçe ODABAŞI-Harun ŞAHBAZOĞLU/İSTANBUL, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Erdoğan, “Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü'nün verilerine göre, şu an dünya genelinde 281 milyondan fazla göçmen var. Ülkemizde, muhalefetin -özellikle de insanlık düşmanı kimi faşist çevrelerin iddia ettiği gibi- bir göçmen sayısı asla yoktur ve olmamıştır. Türkiye'de halihazırda 2 milyon 768 bini geçici koruma statüsündeki Suriyeli kardeşlerimiz, 1 milyon 90 bini ikamet izniyle kalanlar, 176 bini de uluslararası koruma altındakiler olmak üzere toplam 4 milyon 33 bin göçmen var. Aldığımız tedbirler sayesinde bu sayı günden güne azalmaktadır" dedi.Türkiye Yüzyılı'nda Türkiye'nin Göç Yönetim Modeli programı bugün İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşti. Programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul Valisi Davut Gül, Ak Parti sözcüsü Ömer Çelik, milletvekilleri bürokratlar, akademisyenler, alanında uzmanlar ve çok sayıda öğrenci katıldı. Program Ali Yerlikaya'nın konuşmasının ardından Türkiye'den Şam'a dönmüş olan Muhammed'in ve onu uğurlayan arkadaşlarının hikayesinin anlatıldığı video gösterimi ile devam etti. Muhammed'in sınıf arkadaşlarını ve öğretmenlerini sahneye davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Niye böyle başladım? Hatırlayın, Kılıçdaroğlu iktidara gelir gelmez Suriyeli öğrencileri Türkiye'den Suriye'ye göndereceğini söylemişti. O zamanlar ben de tam aksini söylemiştim; asla, 'Biz, Suriye'deki muhacirleri buradan göndermeyeceğiz' demiştim. Çünkü bizim bakışımız farklıydı. Biz göçü onların anladığı manada değil, tam aksine, biz göçü Mekke'den Medine'ye hicret olarak telakki etmiştik ve biz buna fırsat vermedik. Şimdi burada gördüğünüz küçük muhacirler var ve bunlar bizim evlatlarımız, bizim yavrularımız. Ve öğretmenimiz de onlarla hemhal oldu, onları yetiştirdiler, bugünlere getirdiler. İşte güzellik burada. Gerçekten, ensar olmak ne kadar güzel bir şey. İşte burada. Türkiye Yüzyılı'nda Türkiye'nin Göç Yönetim Modeli Programı vesilesiyle sizlerle beraber olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum" diye konuştu.'DÜNYA NÜFUSUNUN YÜZDE 3,6'SI BUGÜN GÖÇMEN OLARAK HAYATINI SÜRDÜRMEYE ÇALIŞIYOR'Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Göç meselesi, terör, yoksulluk ve iklim değişikliğinin yol açtığı sıkıntılar sebebiyle doğdukları toprakları terk etmek zorunda kalıyor. Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü'nün verilerine göre, şu an dünya genelinde 281 milyondan fazla göçmen var. Göçmen işçi sayısı ise 165 milyonun üzerinde. Son 3-4 yıldaki savaşların da etkisiyle mülteci sayısı 120 milyona dayandı. Yine veriler, her dakikada en az 20 kişinin çatışma, zulüm ve terörden dolayı göç etmek mecburiyetinde kaldığını gösteriyor. Bakınız dünya nüfusunun yüzde 3,6'sı bugün göçmen olarak hayatını sürdürmeye çalışıyor. Savaşlar bitmedikçe, krizler çözülmedikçe, iklim değişikliğinin etkisi daha da derinleştikçe, maalesef bu oranlar katlanarak artmaktadır. Bu süreçte zaman zaman insan olarak hepimizi derinden sarsan pek çok manzara ile de karşılaşıyoruz. Hemen her gün unut yolcularının ölümü ile sonuçlanan bir olayın, kazanın ve felaketin haberini alıyoruz. Unutmayın Ege'de, Akdeniz'de botların içerisinde, botlar şişlenerek, öldürülen göçmenler var, bunları hep birlikte gördük, yaşadık. İnsafsızca bunlar yapıldı. Son on yılda 72 binden fazla insan göç güzergahında hayatını kaybetti. Daha önce de farklı vesilelerle gündeme getirdim; Suriye'deki çatışmalardan kaçarak Avrupa'ya sığınan binlerce çocuğun nerede olduğu, akıbetlerinin ne olduğu halen ortaya çıkarılamadı. Nice masumun hayatı, organ ve fuhuş mafyası dahil suç örgütlerinin, insan tacirlerinin kanlı pençelerinde sönüp gitti. Burada şu tenakuzu da ifade etmek mecburiyetindeyim; İnsanları göçe mecbur eden çoğunlukla batılı güçlerin politikaları olmasına rağmen, iş yükü paylaşımına gelince hiçbirini ortalıkta göremiyorsunuz" ifadelerini kullandı.'İNSANİ TRAJEDİLERİ REKLAM MALZEMESİ OLARAK KULLANIYORLAR'Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyadaki her 100 mülteciden 75'ine zengin devletler değil, düşük ve orta gelirli ülkeler ev sahipliği yapıyor. Suriye'deki zulümden kaçan insanların ezici çoğunluğu da biliyorsunuz, komşu ülkelere sığındı. İç savaş sebebiyle yerlerinden edilen 11 milyon Sudanlının yine önemli bir kısmı komşu ülkelere göç etti. Myanmar'daki katliamlardan, Orta Afrika bölgesindeki iç savaşlara kadar her yerde hep aynı manzarayla karşılaşıyoruz. Kapasitelerinin çok üzerinde yük alırken batılı ülkeler ya feveran ediyor ya da kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyle insani trajedileri reklam malzemesi olarak kullanıyor" dedi.'DÜŞENİN ELİNDEN TUTMAK KOMŞULUK VE İNSANLIK GÖREVİMİZ'Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, üç kıtanın kavşak noktasında yer alan bir ülkedir. Asırlardır olduğu gibi, bugün de doğu ile batı, kuzey ile güney arasında bir güç merkezi vazifesi görür. Dolayısıyla yakın çevremizdeki istikrarsızlıklardan doğrudan etkileniyoruz. Her ne kadar göç ve göçmen meselesiyle son dönemde yoğun bir şekilde yüzleşiyor olsak da, aslında biz bu konunun yabancısı değiliz. Anadolu tarih boyunca hep bir göçmen yurdu oldu. Yaşadıkları yerlerde zulüm, baskı ve şiddet gören tüm mazlumlar, güvenli liman olarak daima Anadolu'yu, Türkiye topraklarını gördü. Engizisyondan kaçan Musevilerden Doğu Avrupa'daki Hristiyanlara, Kafkasya ve Balkanlar'daki Müslüman kardeşlerimizden Nazi zulmünden kaçanlara kadar herkes ülkemizin ve milletimizin kapısını çaldı. Bugün de bölgemizde kimin başı dara düşse, Allah'a hamdolsun, bir eman yurdu olarak yönünü önce Türkiye'ye dönüyor. Açık söyleyeyim, bundan sonra da yüksünmüyoruz, kesinlikle şikayet etmiyoruz. Bilakis, mazlumun imdadına koşmayı, düşenin elinden tutmayı komşuluk ve insanlık görevimiz olarak telakki ediyoruz" diye konuştu.'TÜRKİYE'DE HALİHAZIRDA TOPLAM 4 MİLYON 33 BİN GÖÇMEN VAR'Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'deki göçmen sayısına ilişkin rakamların altını çizerek, “Burada muhalefetin abartılı rakamlarla sık sık istismar ettiği bir konuyu da açıkça söylemek istiyorum; Ülkemizde, muhalefetin -özellikle de insanlık düşmanı kimi faşist çevrelerin iddia ettiği gibi- bir göçmen sayısı asla yoktur ve olmamıştır. Türkiye'de halihazırda 2 milyon 768 bini geçici koruma statüsündeki Suriyeli kardeşlerimiz, 1 milyon 90 bini ikamet izniyle kalanlar, 176 bini de uluslararası koruma altındakiler olmak üzere toplam 4 milyon 33 bin göçmen var. Aldığımız tedbirler sayesinde bu sayı günden güne azalmaktadır. Ayrıca, kamu diplomasimizin stratejik bir unsuru olarak uluslararası öğrencilerin ülkemizde eğitim görmesini teşvik ediyoruz. Bu kapsamda, dünyanın 190'ı aşkın ülkesinden 340 bin civarında misafir öğrenciye ev sahipliği yapıyoruz. Yine iddiaların aksine, bu öğrencilerin ezici çoğunluğu burslu olarak değil, tüm masraflarını kendileri ödeyerek ülkemizde eğitim almaktadır. Bunların birçok ülkede bakan, bürokrat, iş insanı ve siyasetçi olarak görev yapması, bu projenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor" dedi. 'ÜLKEMİZDE İLLEGAL OLARAK BULUNAN 263 BİN KİŞİ SINIR DIŞI EDİLDİ'Cumhurbaşkanı Erdoğan, kaçak göç ve göçmen kaçakçılarıyla mücadele konusunda ise, “Kaçak göçle ve göçmen kaçakçılarıyla mücadeleyi de ihmal etmiyoruz. Son iki yılda 270 bin düzensiz göçmenin sınırlarımızdan girişi engellendi. Ülkemizde illegal olarak bulunan 263 bin kişi sınır dışı edildi. Göçmen kaçakçılarına yönelik 14 bin 400 operasyon düzenlenirken, 9 bin 867 araca el konuldu, 23 bin 780 kişi gözaltına alındı. Göç ve göçmen konusunda hükümetimizin politikası gayet nettir. Biz göç meselesine, binlerce yıllık medeniyetimiz, tarihimiz ve bizi biz yapan kadim değerlerimiz merceğinden bakıyoruz. 'Tahtımı veririm, tacımı veririm ama devletime sığınan mazlumu asla' Bu sözler kimin? Ecdadın. İşte biz, onlara layık olmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.'TÜRKİYE'DEN SURİYE'YE DÖNENLERİN SAYISI 200 BİN KİŞİYE ULAŞTI'Ülkelerine dönen sığınmacı sayısının günden güne daha da arttığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Göç konusunda yıllardır büyük bir tutarlılıkla devam ettirdiğimiz insani ve vicdani tavrımızın olumlu neticelerini görmeye başladık. Suriye'de 13,5 yıl süren zulüm ve çatışmalar, 8 Aralık itibarıyla sona erdi. 1 milyon insanı katleden, 13 milyon kişinin yerlerinden edilmesine sebep olan Esad rejimi devrilirken, Suriye halkının özgürlüğünü temsil eden yeni bir yönetim iktidara geldi. Şimdi bu yönetim, bizim ve bölgedeki diğer kardeş ülkelerin de desteğiyle savaş yorgunu Suriye'yi yeniden ayağa kaldırmak için uğraşıyor. Çeşitli zorluklara, engellere ve sabotajlara rağmen Suriye kendini yavaş yavaş toparlıyor. Suriye kendine geldikçe, ülkedeki istikrar ve güven ortamı güçlendikçe geri dönenlerin sayısı da hızlanmaya başladı. 9 Aralık'tan bu yana sadece Türkiye'den Suriye'ye dönenlerin sayısı 200 bin kişiye ulaştı. Gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde vatanına geri dönenlerin toplam sayısı ise 931 bin 450 kişiyi buldu" dedi.'13,5 YIL BOYUNCA GERÇEKTEN ÇOK AĞIR ELEŞTİRİLERE MARUZ BIRAKILDIK'Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benzer durumun Ürdün ve Lübnan başta olmak üzere diğer komşu ülkelerde de yaşandığını biliyoruz. Suriyeli Muhammed evladımızın kalplerimize dokunan hikayesini hep beraber az önce izledik. Rabbimize binlerce kez hamd ediyoruz. Türkiye olarak, son asrın en büyük insanlık sınavlarından birini alnımızın akıyla vermenin haklı gururunu yaşıyoruz. Çünkü sonunda ölümün, işkencenin olduğu böyle bir meselede dahi tam 13,5 yıl boyunca gerçekten çok ağır eleştirilere maruz bırakıldık. Katliamların tüm vahşiliğiyle sürdüğü günlerde, ülkemizdeki mazlumları otobüslere doldurup ölüme göndermekten bahsedenlerden; 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde sağa sola ırkçı afişlerin yapıştırılmasına, Ankara'da ve Kayseri'de yaşanan alçakça provokasyonlardan, her seçim öncesi körüklenen yabancı düşmanlığına kadar pek çok badire atlattık. Hükümetimizi müşkül duruma düşürmek için her şeyi denediler. Lafa gelince mangalda kül bırakmayan birçok isim de sırf siyasi çıkarlarını koruma uğruna muhalefetin nefret söylemlerine ses çıkarmadı. Sustular, izlediler. Ağızlarını açıp tek cümle dahi kurmadılar. Ama bütün bu sinemalarda biz hükümet olarak bize yakışanı, inancımıza ve insanlığımıza yakışanı yapmaktan asla vazgeçmedik. Unutmayın, bu millete bir daha Boraltan Köprüsü faciası gibi bir utanç yaşatmayacağız dedik. Bu sözümüze her türlü riski göze alarak hamdolsun 13,5 yıl boyunca sadık kaldık. Türkiye, merhum Fethi Gemuhluoğlu'nun o yüreklere dokunan ifadesiyle, 'Göze sezdirmeden gözyaşı süren dostların ülkesi' olmayı, her türlü kışkırtmaya rağmen bizim dönemimizde başarmıştır. İnşallah bundan sonra da bu tertemiz sicilimize leke sürdürmeyeceğiz. Nefret söylemlerine, lümpen faşizme, ırkçı vandallığa ve provokasyonlara müsaade etmeyeceğimizi burada tekrar söylemek istiyorum. Batı ülkelerinde sıkça şahit olduğumuz göçmenlere kötü muamele gibi insanlık dışı davranışlara fırsat vermemekte kararlıyız. Herhangi bir sebeple bu süreçte hukukun, insani değerlerin ve göç ile ilgili temel politikalarımızın dışına çıkan olursa da bu durumda gerekeni yapacak; kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız" diye konuştu.'GÖÇ, YENİ BİR BULUŞMADIR'Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artan hareketlilik sebebiyle göç ve göçmen olgusunun sadece güvenlik parantezine alınması eksik bir yaklaşım olacaktır. Farklı hayatları, birbirinden farklı hikayeleri bir araya getiren göç meselesi, eskiden beri kültürel etkileşimin en etkili vasıtasıdır. Göç, yeni bir buluşmadır; etnik kimliği, dini, dili, kültürü, hayat tarzı ve anlayışı farklı insanların aynı zeminde bir araya gelmesidir. Bu buluşmanın; ekonomiden ticarete, kültürden bilime her alanda olumlu etkileri olduğunu göz ardı edemeyiz. Burada bir üzüntümü ifade etmek isterim; Faşist çevrelerin körüklediği korku ikliminden dolayı göçmenlerin Türk ekonomisine katkıları maalesef ülkemizde sağlıklı bir şekilde tartışılmıyor. Farklı düşünenler, artısıyla eksisiyle tabloyu ortaya koymaya çalışanlar ise sindirildi, susturuldu, hedef haline getirildi. İş dünyamızda linç edilmekten çekindiği için kapalı kapılar ardında bize söylediklerini, çıkıp kamuoyu önünde cesaretle dillendirmediler" ifadelerini kullandı. 'ÜLKEMİZİN GÜVENLİĞİNDEN VE DEMOGRAFİK YAPIMIZIN KORUNMASINDAN ELBETTE ÖDÜN VERMEYECEĞİZ'Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelinen aşamada şunu açık ve net görebiliyoruz; Türkiye'nin kalkınması ve hedeflerine ulaşması için maddi sermayeye kadar, beşeri sermayeye de ihtiyacı var. Gelişen ve gelişme hedefinde olan ülkeler görüyoruz ki göç konusuna sadece güvenlik odaklı yaklaşmıyor, tam tersine bu meseleyi çok boyutlu bir şekilde değerlendiriyor, daha pozitif politikalar takip ediyor. Toplum olarak bizim de artık bu konuları daha objektif, daha serinkanlı ve önyargılı olmaktan uzak bir şekilde konuşmamız, tartışmamız gerekiyor. Milletimize entegre olmuş, ekonomimize katkı veren; sanayiden tarıma, hizmet sektöründen diğer alanlara katma değer üreten kardeşlerimizle ilgili daha rasyonel politikaları mutlaka devreye almak mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde, ekonomide hedeflerimize ulaşmakta zorluk çekeriz. Tekrar ediyorum; ülkemizin güvenliğinden ve demografik yapımızın korunmasından elbette ödün vermeyeceğiz. Ancak bir avuç ırkçı lümpen figürün, topluma sürekli korku yayan nefret söylemlerine de Türkiye'yi mahkum etmeyeceğiz. İnsan hareketliliğini, Türkiye ve Türkiye ekonomisine maksimum faydayı sağlayacak bir anlayışla yönetmenin çabasında olacağız. Göç İdaresi Başkanlığımızın, mevcut çalışmalarını devam ettirirken aynı zamanda bu meselede Türkiye'nin ihtiyaçları ve çıkarları çerçevesinde uzun vadeli bir perspektif ortaya koyması gerektiğine inanıyorum. Değişen şartlar ve ihtiyaçlar doğrultusunda bizim de paradigmamızı yenilememiz şarttır. Önyargıları kırmak, gençlerimizi yabancı düşmanı akımlardan korumak ve milletimizi doğru bilgilendirmek noktasında sizlere görev düşüyor. Bizim bıraktığımız boşlukları kimlerin doldurduğunu ve özellikle gençlerimizi nasıl zehirlediklerini yakın zamanda pek çok kez gördük, yaşadık; siyasi ve toplumsal maliyetlerini de yüklenmek zorunda kaldık. Önümüzdeki dönemde, Göç İdaremizden bu konuda da daha fazla gayret bekliyoruz" diye konuştu. (DHA)Görüntü Dökümü:----------Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması
Kaynak: Anadolu Ajansı
En Çok Okunan Haberler