Konyalı Ferdi Usta Ortaköy Şubesi, yöresel lezzetleri misafirlerine sunuyor. 6 saat fırında demlenerek pişen Konya fırın kebabı, kelle ve kuzu paça çorbasıyla misafirlerine lezzet şöleni sunan Ferdi Usta, "Boğaz'da Türk mutfağının lezzetlerini sunuyoruz" diyerek herkesi et yemeye davet etti. Konya'nın meşhur lezzetlerinin yapıldığı Konyalı Ferdi Usta Ortaköy Şubesi, yöresel yemeklerin yapıldığı bir lezzet durağı... Birbirinden leziz yemeklerin yapıldığı mekanda kelle paça ve kuzu paça çorbası ile Konya fırın kebabı yiyenler, bu tatların müdavimi oluyor. Lokantanın işletmesici Ferdi Çelikbağ, 1980’li yıllardan günümüze kadar nesilden nesile aktarılan yöresel lezzetlerin 3. kuşağı... Dede ve baba mesleğini icra eden, mesleğin en önemli noktalarını ailesinden öğrenen Ferdi Usta, orjinal tariflere sadık kalarak birbirinden leziz tatlar pişiriyor. Yiyenin bir daha geldiği mekan, et sevenleri bekliyor. 'ÇOK MEŞAKETLİ BİR İŞ' Sonbaharın gelmesiyle hastalıkların da yavaş yavaş kendisini göstermeye başladığını anlatan Çelikbağ, "Bu nedenle beslenmemize dikkat etmemiz gerekiyor, bol bol kolejen tüketmek lazım. Bunun için de kelle paça, kuzu paça içmek gerekiyor. Hatta her gün 1 tabak kelle paça içmekte fayda var. Kelle paça; şifa deposudur ve doğal antibiyotiktir. Özellikle kış aylarında çok tüketmeliyiz. Bu doğal antibiyotiği tükettiğimiz zaman aşılara gerek kalmıyor. Gribal enfeksiyonlardan da korunuyoruz. Kelle paça çok meşaketli bir iştir, sabahtan işe koyuluyoruz. Kelle ve kuzu ayakları yaklaşık 5 saat pişiyor. Mutlaka kendi suyu olması lazım, kolejen de kendi suyunda zaten... Piştikten sonra bol sarımsak ve yeşillikle servis ediyoruz. Kış aylarında yine sakatat çorbalarını bol bol tüketmek lazım. Sosyetik isimler haftanın birkaç günü kelle paça çorbası içmeye geliyor" diye konuştu. 'ARTIK AVRUPALILAR DA SEVİYOR' Sakatat çorbalarının Orta Asya'da daha çok tüketildiğini belirten Çelikbağ, "Artık Avrupalılar da bu lezzeti sevmeye başladı. Rus, İngiliz, Alman misafirlerimiz sık sık geliyor ve kelle paça içiyorlar. Boğaz'da Türk mutfağının lezzetlerini sunuyoruz. İnsanlar sevmeye başladı ve içince 'aa ne kadar güzel' diyorlar. İnanılmaz güzel tepkiler alıyoruz. Kelle paçayı, bol sarımsak, soğan ve yeşillikle tükettiğimiz zaman inanın antibiyotiğe gerek kalmaz. Anadolu'da sabah kahvaltında kelle paça içilir, insanlar o dondurucu soğuklarda bile hastalanmaz" ifadelerini kullandı. ORJİNAK TARİFE UYGUN YAPILIYOR Konya fırın kebabının, Selçuklu döneminden gelen bir lezzet olduğunu belirten Çelikbağ, "800 yıllık bir tarihi var. Bu kebap için mutlaka bakır kazanın olması, kuzu etinin olması lazım. Kuzu ön kol, incik ve karbuga tarafından yapıyoruz. Kendi yağında ve sadece kaya tuzuyla yaklaşık 5-6 saat fırında pişiyor. Fırına atmadan önce kebabımızı mühürlüyoruz. Taş fırında pişiyor ve nar gibi bir et çıkıyor. Bugüne kadar orjinal tarifi bozmamış ender kebabçılardan biriyiz, mutlaka bu lezzeti herkesin tatması gerekiyor. Bakır kazanın dibine önce kaya tuzunu koyuyoruz sonra etlerimizi diziyoruz. En son yine üstüne kaya tuzu serpiyoruz ve fırına sürüyoruz. Mühürledikten sonra kebabımızı demlemeye bırakıyoruz, yavaş yavaş 6 saat pişiyor. Yanında mutlaka tırnak pide, kırmızı soğan, yeşil biber ve domates oluyor,üzerine de kekik serpiyoruz. Ardından da pamuk gibi kebap servise hazır. Aslında bu kebap elle yenilir" dedi.