“Yakın Görmede Devrim: Lazer ve Biyolojik Doku Nakliyle Gözün Doğal Gücü Geri Kazandırılıyor”

Türkiye'de presbiyopinin tedavisinde yeni bir aşamaya ulaşıldı. Prof. Dr. Rasier, lazer ve biyolojik doku nakli yöntemleriyle gözün doğal odaklama gücünün kazandırıldığını belirtti. "Custom Q" lazer ve biyolojik allogreft implantlar öne çıkıyor.

Haber Giriş Tarihi: 06.11.2025 20:14
Haber Güncellenme Tarihi: 06.11.2025 20:14
breakingnews.com.tr

Türkiye’de göz hastalıkları alanında yapılan son çalışmalar, yaşla birlikte ortaya çıkan yakın görme bozukluklarının (presbiyopi) tedavisinde önemli bir aşamaya ulaştı. Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Rıfat Rasier, lazer cerrahisi ve biyolojik doku nakli yöntemlerinin bir araya getirildiği yeni yaklaşımla, gözün doğal odaklama gücünün yeniden kazandırılabildiğini söyledi.

Modern Teknolojilerle Yakın Görme Yeniden Kazandırılıyor

Prof. Rasier, 40 yaş sonrasında birçok kişide gelişen yakın görme sorunlarının yaşam kalitesini etkilediğini belirterek, “Presbiyopi artık kaçınılmaz bir yaşlanma belirtisi olarak görülmüyor. Yeni nesil lazer sistemleri, gözün farklı mesafelerde net görüş sağlayabilmesi için korneayı yeniden şekillendirebiliyor,” dedi.

Bu kapsamda öne çıkan iki yöntemin “Custom Q” lazer sistemi ve biyolojik allogreft implantlar olduğunu belirten Rasier, “Amaç yalnızca uzağı düzeltmek değil; gözün kendi yapısını koruyarak hem yakın hem orta mesafede konforlu bir görüş elde etmek,” ifadelerini kullandı.

Kişiye Özel Lazer Uygulamaları

Custom Q teknolojisinin, her hastanın göz yapısına göre planlandığını anlatan Rasier, klasik lazer yöntemlerinden farklı olarak yalnızca numarayı sıfırlamakla kalmadığını, aynı zamanda gözün doğal eğriliğini koruyarak odak derinliğini artırdığını söyledi. “Bu sistem, bilgisayar kullanım mesafesinde de netlik sağlıyor. Dolayısıyla günlük yaşamda çok daha doğal bir görme konforu oluşturuyor,” dedi.

Biyolojik Doku İmplantlarıyla Desteklenen Yaklaşım

Son dönemde klinik çalışmalarda dikkat çeken bir diğer gelişme ise biyolojik allogreft implantlar oldu. İnsan kaynaklı şeffaf kolajen dokusunun mikron düzeyinde şekillendirilerek kornea içine yerleştirildiği bu yöntemde, yapay lens yerine biyolojik uyum ön planda tutuluyor. Rasier, “Bu materyal gözde görünmez, istenirse çıkarılabilir ve vücutla uyum içinde çalışır. Gözün doğal yapısını bozmadan odak derinliğini artırır,” açıklamasında bulundu.

Klinik Veriler Umut Veriyor

Uluslararası çalışmalara göre, bu yöntemlerle yakın görme belirgin biçimde iyileşiyor, okuma gözlüğü ihtiyacı azalıyor ve uzun vadede görme kalitesi korunabiliyor. Ancak Prof. Rasier, “Her hastanın göz yapısı farklı olduğu için tedavi mutlaka bireysel ölçümlere göre planlanmalıdır,” uyarısında bulundu.

Kısa Sürede Gündelik Hayata Dönüş

Her iki uygulamanın da genellikle 15–20 dakika sürdüğünü belirten Rasier, işlemlerin yalnızca damla anestezisiyle gerçekleştirildiğini, hastaların birkaç gün içinde net görüşe kavuşabildiğini söyledi.

“Yaşlanmayan Göz” Hedefi

Yeni lazer sistemlerinin yapay zekâ destekli göz izleme teknolojileriyle birleştiğine dikkat çeken Rasier, “Yakında lazer enerjisi, hastanın göz tepkilerine göre kendini ayarlayabilecek. Bu da görme kalitesinde yeni bir dönemin kapısını aralıyor,” değerlendirmesini yaptı.

Uzmanlardan Çağrı

Uzmanlar, yaşla birlikte gelişen yakın görme bozukluklarının erken dönemde değerlendirilmesi ve kişiye özel planlama yapılmasının önemine vurgu yapıyor.

Kaynak: Prof. Dr. Rıfat Rasier İletişim: +90 (533) 280 53 02