Demet Sabancı; “Gücün, Sanatın ve Kadın Zarafetinin Buluştuğu Nokta”

Demet Sabancı Çetindoğan, Türkiye'de tekstil ve lüks perakende sektöründe dikkat çeken bir iş insanı. Sanat, otelcilik ve sosyal projelerde de aktif. Feminist yaklaşımı ve "Kadına Destek" mottosuyla tanınıyor. Başarıyı eğitim, şans ve empatiyle özdeşleştiriyor.

Haber Giriş Tarihi: 18.10.2025 15:23
Haber Güncellenme Tarihi: 18.10.2025 15:23
breakingnews.com.tr

Türkiye’nin tekstil ve lüks perakende dünyasında ‘Sabancı’ gücünü kadın zarafetiyle birleştiren isim: Demet Sabancı Çetindoğan. Gücüyle, tarzıyla, sessiz etkisiyle Türkiye’nin en derin ve etkileyici iş insanlarından biri. Tekstil, onun iş dünyasındaki temel alanı; ancak son dönemlerde lüks otelcilik, sanat ve sosyal sorumluluk projelerine de imza atıyor. “Kadın olmanın, üretmenin ve gücün zarafetle kesiştiği noktada, Breaking News Turkey’den İpek Dağıstanlı, Demet Sabancı ile hayat, başarı ve zarafetin anlamını konuştu.”

~Türkiye’de tekstil denince hâlâ sizin adınız geçiyor, sizce tekstil bir sanayi mi, yoksa bir tutku mu? — Tutkuyla çalışılması gereken bir sanayi dalıdır. Tekstil çok geniş bir şemsiye. Bir ülkenin ekonomik kalkınmışlığına giden yolda en önemli araç tekstildir. Çünkü hem sanayi kültürünü geliştirir hem iş gücünü artırır. Ayrıca yerli girdiyle birçok sektörü harekete geçirir. İhracat şansı ve katma değer üretme potansiyeli yüksektir. Bizde bu kültür, tecrübe ve sevgi var. O yüzden bu sektördeyiz ve olmaya devam edeceğiz.

TEKSTİL BİR SANAYİ DEĞİL, BİR TUTKU VE KÜLTÜRDÜR

~Başarınızın arkasında disiplin mi var, hırs mı, içgüdü mü? — Bunların hepsi aynı anda bir insanda olsa başarı kesin midir? Hayır. Bazen doğru zamanda doğru yerde olmanız gerekir. Bazen işinizle ilgili herkesten önde olmanız gerekir. Bazen risk almanız, bazen de bitirmesini bilmeniz gerekir. Benim için çalışkan olmak, kendini yetiştirmek ve biraz da şanslı olmak gerekir. Hırs bazen motive eder ama bazen de zarar verir; önemli olan dengeyi bulmak.

BAŞARI, ŞANS, DENGE VE ÇALIŞKANLIĞIN BİLEŞİMİDİR

~Tekstil sektörünü domine eden erkekler arasında kadın olarak farkınızı nasıl hissettirdiniz? — Kadın ya da erkek olmayı hiçbir zaman iş yapış biçimime dâhil etmedim. Cam tavanla da fazla karşılaşmadım. Ancak kadınların hâlâ kendilerini ispat etme ihtiyacı içinde olduklarını görüyorum. “Eşit işe eşit ücret” meselesi bile tam anlamıyla çözülmedi. Ben bu yüzden “Ülkeye Destek, Kadına Destek” mottosuyla Shopsa’yı kurdum. Kadınların ekonomik olarak güçlenmesiyle mutlu nesillerin yetişeceğine inanıyorum.

KADIN GÜÇLENİRSE TOPLUM DA GÜÇLENİR

~Sizce Türkiye hâlâ dünyanın “tekstil ülkesi” mi? Yoksa o unvanı kaybettik mi? — Aslında hem evet hem hayır. Tekstil form değiştirir. Artık tişört değil, yüksek teknoloji ürünleri üretirsiniz. Bir ülke gelişip zenginleştikçe tekstil daralır ama moda ve markalaşma öne çıkar. Değerli ve farklı mal üretirseniz ayakta kalırsınız, herkesin yaptığını yaparsanız kaderinize başkaları karar verir.

FARKLILAŞAN AYAKTA KALIR, TAKLİT EDEN KAYBOLUR

~Bir Sabancı olarak değil, bir kadın olarak başarıyı ölçseniz — formül ne olurdu? — Eğitimli, farkında, istekli ve çalışkan olmanız gerekir. Başarı, diyet yapmak gibidir; herkes nasıl yapılacağını bilir ama uygulayamaz. Çalışmadan, ısrar etmeden, kendinizi yenilemeden, hatalarınızdan ders çıkarmadan başarı gelmez. Ben buna her zaman şans ve empati faktörünü de eklerim.

EMPATİSİZ BAŞARI YARIMDIR

~Turizm ve otelcilik alanında büyük yatırımlarınız var. Sizce bir otelin başarısı mimaride mi, ruhta mı gizli? — Otelcilik çok bileşenli bir iş. Mimarisi, hizmet kalitesi, insan ilişkileri… Hepsi bir bütün. Ama en kritik olan şey, misafirin otelden mutlu ayrılması. On müşteriden ikisi mutsuzsa, sekizinin mutluluğu bile anlamını yitiriyor. Hizmet ruhunu doğru kurmak şart.

MÜŞTERİ MUTLU AYRILMIYORSA BAŞARI YOKTUR

~St. Regis ve Pera Palas gibi sembol yapılarla ilgilenmeniz tesadüf mü, yoksa tarihî dokulara özel bir bağınız mı var? — Bu bir rekabet işi. Biz sanat, estetik ve lokasyonu bir bütün olarak değerlendiriyoruz. Bu binalar sadece mimari değil, ruh taşıyorlar. Bizim yaklaşımımız da o ruhu koruyarak yaşatmak.

BİNALAR DEĞİL, RUHLAR YAŞATILMALI

~Tüm bu işlerin arasında kendinize “Demet Sabancı olarak” ne zaman vakit ayırabiliyorsunuz? — Gerektiği kadar. Ben sadece işimden ibaret biri değilim. Ailem, dostlarım, inandığım değerlerim var. Ruhsal sağlığımı korumak için kendime zaman ayırmayı erken yaşta öğrendim.

DENGE, BAŞARININ EN ZARİF HALİDİR

~Gücünüzü soyadınızdan mı aldınız, kendi yolunuzdan mı? — Sabancı soyadı bana bazı avantajlar sağlamış olabilir ama bu soyadının ağırlığı da büyük bir sorumluluktur. Biz, elimizdeki imkânları ülkemiz için kullanmak üzere yetiştirildik. Soyadımızın gücüyle değil, kendi emeğimizle var olduk.

SOYADIM DEĞİL, EMEĞİM BENİ BEN YAPTI

~Herkes sizin “yatırımlarınızı” konuşuyor, peki siz en çok neye yatırım yapmaktan yoruldunuz? — Yorulmak kelimesini kullanmam ama lüks perakende çok zor bir alan. Rekabet sert, beklentiler yüksek. Ama işte burada tutku devreye giriyor; ben rekabet etmeyi seviyorum.

TUTKU, REKABETİN EN GÜZEL YÜZÜDÜR

~ Sizce para gerçekten her şeyi çözüyor mu — yoksa bazı duygular hâlâ paranın dışında mı kalıyor? — Para bazı sorunları çözer ama hepsini değil. Para insanın buluşu olabilir ama hayat sadece bedenden ibaret değil. Bu yüzden para hiçbir zaman her şeyi çözemez.

PARA HER ŞEYİ DEĞİL, SADECE BAZI ŞEYLERİ ÇÖZER

~Güçlü kadın olmak mı zor, kadın olarak kalabilmek mi? — Benim için öncelik insan olmak. Herkesi mutlu edemeyeceğimi biliyorum. Merhamet, sağduyu ve empatiyle yaşayan bir insan olarak, bu dengenin içinde kalmayı öğrendim.

GERÇEK GÜÇ, İNSAN KALABİLMEKTE

~Her şeye sahip bir kadının hâlâ eksik hissettiği şey ne olabilir? — Sahip olduklarım beni mutlu ediyor ama başkalarının sahip olamadıkları da beni düşündürüyor. Huzur, başkalarının iyiliğiyle de ilgilenmekten geçiyor.

HUZUR, SADECE KENDİNDE DEĞİL; BAŞKALARINDA DA VAR

~Bir gün soyadınız olmasa sadece “Demet” olarak anılmak ister miydiniz? — Ben zaten Demet’im. Soyadlar kimliktir ama ben kim olduğumu soyadımla değil, karakterimle biliyorum.

SOYADIM DEĞİL, KARAKTERİM BENİ TANIMLAR

~ Hiç gözyaşlarınızın ardına saklandığınız bir başarı anınız oldu mu? — Elbette oldu. Sevinçten de, yorgunluktan da ağladım. Ama hiçbir zaman yalnız değildim; ailem her zaman yanımdaydı.

BAŞARININ ARDINDA DA GÖZYAŞI VARDIR

~ Geriye baktığınızda, en cesur kararınız mı sizi siz yaptı, yoksa en çok acıtan mı? — Babamı bir hastalıktan kaybettim, onu kurtaramamanın acısıyla ONKİM’i kurdum. Belki o kayıp beni en çok acıtan şeydi ama aynı zamanda en üretken hâlime dönüştürdü.

ACI, BENİ EN GÜÇLÜ HALE GETİREN ŞEY OLDU