
Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA)- 'ÇÖZÜLMEMİŞ Davalar' adı altında oyuncakçılar ve kitapçılar ile internet üzerinden 13 ve üzeri yaş gruplarına yönelik satışı yapılan 'Çöpteki Kadın Cesedi', 'Düğün Günü Cinayeti', 'Seri Katil Davası' gibi oyunlar tepki çekti. Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi, hukuki girişim başlatılacağını açıkladı.
Oyuncakçı, kitabevi ve kırtasiyeler ile internet üzerinden satışı yapılan 'Çözülmemiş Davalar' adı altındaki oyun serisi, çeşitli cinayet senaryolarını içeriyor. Çeşitli firmalar tarafından hazırlanan bu oyunların, özellikle oyuncak satışı yapılan mağazalarda satışa sunulması dikkati çekti. Bir firmaya ait dava dosyası şeklindeki oyunların isimleri 'Çöpteki Kadın Cesedi, Mahzendeki Cinayet, Akıl Hastanesi, Düğün Günü Cinayeti, Seri Katil Davası, Mısır'da Firavun Cinayeti, Zehir Cinayeti, Kanlı Para Cinayeti' şeklinde sıralanıyor. Başka bir firmanın 'Psikopat Davası, Arınma Gecesi Davası' gibi oyunları var. Başka firmaların da 'Kanlı Sevgililer Günü', 'Kanlı Aile', 'Bir Arazi 4 Ceset', 'Balayında Cinayet', 'Sahnede Cinayet', 'Derede Cinayet', 'Şarkıcı Cinayeti' adlı oyunları, kurgu isimlerdeki çeşitli kişilerin şüpheli ölüm olaylarını içeriyor.
GERÇEK DAVA DOSYASI GİBİ
Bu oyunlar, 12 , 13 ve 14 gibi yaş gruplarına yönelik internet üzerinden de satışa sunuluyor. Çeşitli başlıklarda sunulan ve gerçek dava dosyalarını andıran cinayet oyunlarının içeriğinde; cinayet olaylarına ilişkin şüphelilerin sorgu kayıtları, ipuçları, olay yeri fotoğrafları, mesajlaşmalar, otopsi raporları, sözde intihar mektubu gibi çok sayıda kurgusal belge bulunuyor. Her yaştan çocuğun girdiği ve görebileceği mağazalarda satışı yapılan bu oyunlar, yoğun ilgi görüyor. Bir oyuncakçı mağazası yetkilisi, özellikle 18 yaş altı gençlerin bu oyunlara talebinde artış olduğunu, satışının son dönemde arttığını söyledi.
'CİDDİ BİR PROBLEM'
Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi Başkanı, Avukat Serap Ertuğrul, 18 yaşını doldurmamış herkesin çocuk olduğunu, çocukların da her türlü şiddet, ihmal ve istismardan korunması gerektiğini söyledi. Ertuğrul, şiddet içeren ve teşvik eden oyunların çocuklar noktasında piyasaya sürülmesinin doğru bir yaklaşım olmadığını kaydetti. Özellikle suça sürüklenen çocukların yoğun tartışıldığı bir dönem yaşandığına dikkati çeken Serap Ertuğrul, "13-14 yaş grubuna, içinde şiddet üyesi barındıran oyunların, özellikle çocuklara yönelik oyuncakların yer aldığı mağazalarda satılması tabii ki ciddi bir problem. Bununla ilgili verileri topladıktan sonra yasal işlemleri de baro olarak başlatacağız. Çocuklara yönelik yayınların mutlaka izinle olması gerekiyor. Bu oyun olarak piyasaya sürülmüşse, çocukların yaş ve gelişimleri gözetilerek gerekli süreçler yürütüldükten sonra olması gerekiyor. Nasıl çocuklar için şiddet içeren filmler zararlı diyorsak, şiddet içeren ya da şiddeti öğrenmelerini sağlayacak oyunlar da zararlı. Bu tür yayınların da mutlaka araştırılması, takip edilmesi ve önüne geçilmesi gerekir" dedi.
'YETİŞKİNİN BİLE RUH SAĞLIĞINI BOZABİLECEK NİTELİKTE İÇERİKLER TAŞIYOR'
Bu oyunlarda cinayet ve şiddetin sıradanlaştırıldığını kaydeden Ertuğrul, "Yetişkinler için bile çok sakıncalı olabilecek bu oyunların çocuklar için piyasaya sürülüyor olması çok vahim bir durum. Çoğu zaman bunlar ceza dosyalarında gördüğümüz birtakım şeyler ama dediğim gibi yetişkinin bile ruh sağlığını bozabilecek nitelikte içerikler taşıyor. Çocuğun sağlık, ahlak ve güvenliği, üstün yararını esas alan bir yaklaşım olması lazım. Fakat bu oyunlarda çocukların ne gelişimleri ne de psikolojik durumlarının gözetildiğini düşünüyorum. Bu açıdan ciddi anlamda sakınca taşıdığına inanıyorum" diye konuştu.
'BİR İHTİHAR MEKTUBU VAR ÖRNEĞİN'
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tuba Mutluer ise oyun kapaklarında görülen temaların bile ürpertici olduğunu dile getirerek, 'Çöpteki Kadın Cesedi' adlı oyuna dikkati çekti. Doç. Dr. Mutluer "İçinde uygunsuz deliller, bir intihar mektubu var örneğin. 'Merhaba ben Elif, yaşama sevincimi yitirmiş artık yaşamak istemeyen birisiyim' gibi, bunlar çok hassas ve çok ağır içerikler. Bir oyunda bu şekilde materyallerin asla bir alet ya da araç olmaması gerekir" dedi.
'ÇOK YANLIŞ, KABUL EDİLEMEZ'
Kurgusal zihinle, gerçek zihin arasında çok ciddi farklılık olduğunu, 12 yaş altı çocukların bunun bir kurgu olduğunu anlayamayacağını belirten Doç. Dr. Mutluer, "Bu çoğu zaman ergenliğin son zamanlarında gelişiyor. Daha geç ergenlikte bile baktığımız zaman özenme, oradaki kurgunun içine girme, bununla ilgili bir fantezi dünyası ve fantezi düşüncesi geliştirme, bunun tam tersi bazen de buna karşı bir anksiyete ve yoğun kaygı yaşama, yoğun takıntılar. 'Böyle bir durum ya benim de başıma gelirse, ya benim annemi de çöpe atarlarsa' gibi. Kadın cinayetleri zaten ülkemizde oldukça fazla ve kanayan bir yara. Bunun bu şekilde oyunlaştırılarak, hele de böyle bir materyal olarak çocuklara ve ergenlere sunulması çok yanlış, kabul edilemez. Çocuk ve ergenlerin duygusal ve bilişsel her türlü gelişimi açısından sakıncalı" diye konuştu.
'DENETLEME YOK, EBEVEYNE UYARI YOK'
Oyunların psikiyatri hastanelerini de korkunç gibi gösterdiğini, bu tip problemleri olan kişiler için de sakıncalı olduğundan bahseden Doç. Dr. Mutluer, "Oyuncakçıda küçük çocukların da görebileceği bir yerde. 10 yaşında çocuğunuz geldi tutturdu, dedektif olmayı çok istiyor, çok masum aslında baktığınızda. 'Anne bana bunu alır mısın? Ben dedektif olacağım' diyor. Anne de bunu buradan göremiyor. Çözülmemiş davalar. 'Tamam, biz bunu oynayalım' diye alıyor. Çocuk 10 yaşında. Denetleme yok, ebeveyne uyarı yok. Eve gidecekler, açacaklar. İçinden kadın cesetleri, intihar notları, böyle bir şey kabul edilemez. Bu, her türlü bir oyun kapsamının dışında. Oyun kutusunda yazan 'Aileyle beraber oynanır' kısmını bile yanlış buluyorum. Bir aile oturup, bu gibi içeriklere kendini neden maruz bıraksın? Ailesel de değil, bireysel de değil" dedi.
'GERÇEK HAYATTA CİNAYET, TOPLUMSAL YARADIR'
Antalya Barosu Kadın Hakları Kurulu üyesi, Avukat Aylin Onursev de 'Çözülmemiş Davalar' konseptiyle tasarlanan ve cinayeti eğlence gibi gösteren bu oyunların endişe verici olduğunu belirterek, "Bu oyunun sunduğu 'Çözülmemiş Davalar' başlıklarına dikkati çekmek istiyorum. Listede, gerçekten tüyler ürpertici ve toplumsal hafızamızda derin yaralar açan olay örgülerinin, birer eğlence/oyun malzemesi haline getirildiğini görüyoruz. Gerçek hayatta cinayet, geride onarılmaz yıkımlar bırakan, travmatik bir toplumsal yaradır" diye konuştu.
'BU BAŞLIK KABUL EDİLEMEZ'
En tehlikeli boyutlarından birinin kadın cinayetleri ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği bağlamında ortaya çıktığını kaydeden Aylin Onursev, "Dosya içinde yer alan bir başlık, bu hassas noktaya doğrudan işaret etmektedir; 'Çöpteki Kadın Cesedi'. Bu başlık, cinayeti eğlenceli bir bulmaca yapma çabasında kritik etik hatayı barındırır. 'Çöpteki Kadın Cesedi' gibi vahşi detaylar içeren bir kurgu, cinayetin travmatik toplumsal yara boyutunu göz ardı ederek sıradanlaştırır. Oyun, kutsallık yerine sansasyonu merkeze almıştır. Bu çocukların tehlikeli biçimde suçu hayatın içinde ve kabul edilebilir bir olgu olarak görmesini sağlar. Kadınların, erkek şiddeti sonucu en vahşi biçimde öldürülüp, cansız bedenlerinin nesneleştirilerek atıldığı gerçeğiyle boğuştuğumuz bir dönemde bu başlık kabul edilemez" dedi.
'ÇOCUK, ŞİDDETİ OYUN GİBİ GÖRMEKTE'
Son zamanlarda çocuklarda görülen şiddet vakalarının toplumu derinden sarstığını belirten Tüketici Konfederasyonu Başkan Vekili Avukat İbrahim Güllü ise "Çocukların şiddete ve hatta öldürmeye yönelik davranışları ile karşısındakine zarar verme eğilimlerinin arttığı gözlenmekte. Yaşanan olaylar ve uzman görüşleri, çocuklardaki bu şiddet eğilimi izlenen film, videolardan ve oynanan oyunlardan kaynaklı olduğu yönünde. Çocukların oynadığı oyunlardaki karakterlerle kendilerini özdeşleştirdiği ve çevresindeki insanları oyundaki düşman ya da yok edilmesi gereken karakterler gibi algıladıkları görülmekte. Çocuk, şiddeti bir oyun gibi görmekte. Oyunu kazanmak için de herkesi yok etmek zorunda olduğunu zihninde kabul ediyor" diye konuştu.
'BAKANLIK SATIŞ NOKTALARINDA DENETİMLERİ ARTIRMALI'
Şiddet içeren oyunları oynamanın saldırgan düşüncelerde, duygu ve davranışlarda artışlara yol açtığını dile getiren Güllü, "Her geçen gün şiddet içerikli oyunlar artmaktadır. Popüler oyunlarda da şiddet, cinayet, öldürme unsurunun ön planda olduğu görülmekte. Gerçeklikten kopan çocuk, sanal gerçeklikte yaşıyor ve saldırganlaşıyor. Piyasada ve internetten satılan ve kolaylıkla alınabilen şiddet, ölüm, zehir, cinayet vs konulu oyunlara en az 17 yaş sınırı ve oyun bilgilerinde 'Yoğun derece gerçekçi şiddet' ifadesi geçmelidir. Oyun ambalajında ve içeriğinde bu uyarılar mutlaka yapılmalıdır. Ebeveynlerin, çocukların yaşına uygun olmayan içeriklere maruz kalıp kalmadığını takip etmesi gerekiyor. Bakanlık da satış noktalarında denetimleri artırmalı, yaş sınırına ve içeriğe uymayan ürün ve satıcılar hakkında işlem yapmalıdır" dedi.
FİRMA: OYUNCAK DEĞİL, YETİŞKİNLER İÇİN ÜRETİLMİŞ KUTU OYUNLARI
Bu tür oyunların üretimini yapan bir firmadan yapılan açıklamada ise hassasiyetle üretim yapmaya çalışan bir marka oldukları belirtilerek, "Markamız ve ürünlerimiz yetişkinler için tasarlanmıştır. Bununla ilgili yaş uyarılarımız ürün üzerinde ve ilanlarda belirtilmiştir. Ürünümüz oyuncak değil; yetişkinler için üretilmiş kutu oyunlarıdır. Piyasada aile yapısını ve sosyal yapıyı bozan oyunların muadillerini, temiz içerikle hazırlayıp bu konuda toplumsal bir çalışma da yürütüyoruz" denildi. 'Çözülmemiş Davalar' ürün grubunun üretiminin de hassasiyetle yapıldığı dile getirilen firma açıklamasında, "Biz, dehşet verici içerikler veya ahlaki dezenformasyon olmaması adına büyük özen gösteriyoruz. Hatta oyunun içerisine ahlaki değerlere teşvik eden içerikleri özellikle yerleştiriyoruz. Örneğin bir gazete tasarlayacaksak, senaryo metnini oluşturduktan sonra köşe yazılarına temel ahlaki öğelerle ilgili metinler yazıyoruz. Örneğin bir davamızda, kadına şiddet ve kadınlara yönelik işlenen suçları ele alırken, bunun ahlaki boyutunu da metinlerimizde aktardık. Ayrıca bölüm sonlarında 'tiratlar' tasarlıyoruz. Müşteri oyunu bitirip cevabı okuduğunda, özenle hazırladığımız tirat videosuyla toplumsal ve ahlaki değerleri yeniden hatırlatıyoruz" ifadelerine yer verildi. (DHA)