Kahvehane baskınında eşini kaybeden kadını, Yargıtay'ın kararı yıktı

Haber Giriş Tarihi: 04.08.2023 17:16
Haber Güncellenme Tarihi: 04.08.2023 17:16
breakingnews.com.tr

'Bu çeteleşme ve silahlanma nasıl bitecek?'

Samsun’da, aralarında husumet olan iki grup arasında çıkan silahlı kavgada 3 kişi hayatını kaybetti, 2 kişi de tutuklandı. Yargılama sürecinde sanıkların itirazı üzerine yapılan incemede Yargıtay, olayda ilk silahı çeken kişinin hayatını kaybeden Cengiz Üner olduğunu ve bu nedenle sanıkların 'meşru müdafa' ile yargılanmaları gerektiği yönünde karar verdi. Karara tepki gösteren Cengiz Üner'in eşi Gülseren Üner, "Olaydan birkaç gün önce Çetin ailesi silahla kahveyi basıp eşime küfürler etmiştir. Biz çeteleşen veya silahlanan kişilerin önüne nasıl geçeceğiz? Verilen bu kararın vicdanları yaralayacağı açıkça ortada" dedi. Olay, 2020 yılında İlkadım ilçesi Adalet Mahallesi’nde bir kahvehanenin önünde meydana geldi. Daha önce yaşanan silahla yaralama nedeniyle aralarında husumet bulunan iki grup, konuşmak üzere Cengiz Üner'e (56) ait kahvehaneye gtti. Konuşmaya başlayan iki grup arasında çıkan tartışma kavgaya dönüştü. Silahların da çekildiği kavgada, akrabalar İhsan Çetin, Mustafa Çetin ve Hamza Çetin ile Cengiz Üner ve Ali Osman Altun yaralandı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerince hastanelere kaldırılan yaralılardan İhsan Çetin, Mustafa Çetin ve Cengiz Üner hayatını kaybetti. Olay yerinde inceleme yapan polis ekipleri 26 boş kovan buldu. Olaydan sonra Murat Çetin ve Kemal Çetin tutuklandı. 3 senedir süren davada Yargıtay, olayda ilk silahı çeken kişinin Cengiz Üner olduğunu ve bu nedenle sanıkların 'meşru müdafa' ile yargılanmaları gerektiği yönünde karar verdi.  GÜLSEREN ÜNER: EŞİMİ DEFALARCA TEHDİT ETTİLER.

Karara tepki gösteren olayda hayatını kaybeden Cengiz Üner'in eşi Gülseren Üner, baskından önce Çetin ailesinin defalarca eşinin kahvehanesine geldiğini ve eşini 'ölümle' tehdit ettiklerini iddia etti. Üner, "Çetin ailesi ile ailemiz arasında 2000’li yıllardan gelen bir husumet vardı. İlk olarak Çetin ailesi, Dursun Ali Altun’a bıçaklı saldırı gerçekleştirdi, Murat Çetin olaya karıştı. İlerleyen yıllarda Mustafa Çetin, kimliği belirsiz şahıslar tarafından vuruldu ve bunun sonuncunda da Altun ailesinden şikayetçi oldu. Kahvehanede gerçekleşen çatışmada da Altun ailesinin üvey kardeşleri olan eşim Cengiz Üner'i hedef almış ve bunun öncesinden de tehditler olmuştur. Geçmişte gerçekleşen olaylar bunlardı. Son kahvehane baskınında ise Murat Çetin koronavirüsten dolayı cezavinden salıverildikten sonra eşim Cengiz Üner’in kahvehanesine gitmeye başlar ve burada içtiği çayların parasını ödemez. Bu durumu çalışanı, Cengiz’e iletince o da Murat Çetin ile görüştü ve 'burası bir işletme burada herkes içtiği çayı ödemeli ki bu dükkan işlesin' dedi. Bu olaydan sonra ne olduysa Murat Çetin ile abileri Mustafa ve İhsan Çetin, eşime karşı cephe aldılar. Hatta Cengiz’in kahvehanede olmadığı bir gün gelerek çalışanını tehdit ettiler, bunun şahitleri de vardır.  Bu olaydan 2 gün sonrada baskın oldu. 30 Ağustos 2020 tarihinde gerçekleşen olayda Cengiz Üner, Mustafa Çetin ve İhsan Çetin öldü, Ali Osman Altun ise ağır yaralandı" dedi.  'BU KARAR VİCDANLARI YARALIYOR'

Olaydan sonra yakalanan Kemal Çetin ve Murat Çetin'in 16 yıl hapis cezası aldığını belirten Gülseren Üner, "Şahısların olaydan önce iş yerine gelip ölüm tehditi yapmalarına ve bunu doğrulayan tanık beyanlarına rağmen bu şahıslar, çete kurmadan yargılanmamıştır. Yerel mahkemenin verdiği karardan sonra sanıklar tarafından Yargıtay'a itiraz edildi. Yargıtay da meşru müdafa şartlarının oluşmasından dolayı beraat verilmesi yönünde kararı bozdu. Şimdi kamuoyunun vicdanına soruyorum: Olayın öncesinde ölüm tehditleri olmasına rağmen amcalar, baba ve oğul hepsinin silahlı olarak bir arada bulunması, yapacakları saldırının hazırlığı değil midir? En son yaşadığımız Esenyurt baskını da bu şekilde olmamış mıdır? Cezaların burada caydırıcı olması gerekemez midir? Biz çeteleşen veya silahlanan kişilerin önüne nasıl geçeceğiz? Verilen bu kararın vicdanları yaralayacağı açıkça ortadadır. Biz başkaları da kendini korumak zorunda kalmasın, bu ve benzeri baskınlar olmasın diye devletimizden yardım istiyoruz" diye konuştu. TANIK ADEM UZUN: BİRKAÇ KİŞİYLE GELİP KÜFÜR ETTİ Duruşmada tanık olarak dinlenen Adem Uzun ifadesinde, "Bahsi geçen iş yerinde yaklaşık 5 gündür garson ve ocakçı olarak çalışırım. Daha önceden suç kaydım yoktur. Mustafa, Murat ve İhsan Çetin'i kahveye geldikleri için gördüm ve buradan tanırım, samimiyetim yoktur. Cengiz Üner ve Ali Osman Altun isimli şahıslar benim çalıştığım kahvenin sahibidir, ben bu şahısları daha önceden tanımıyordum, işe girince tanıdım. Bildiğim kadarıyla Cengiz ve Ali Osman, üvey kardeşlerdir. Ben işe başladığım ilk gün yani 26 Ağustos 2020 Çarşamba günü saat 11:00 sıralarında iş başı yaptım, diğer garson soy ismini bilmediğim Ferhat bana işi gösterdi. Saat 13:00 sıralarında Cengiz Üner kahveye geldi, Murat Çetin de kahveninde bahçe kısmında oturuyordu, Cengiz Üner, Murat Çetin'in yanına gitti ve sakin bir şekilde, 'kardeşim burası çay ocağı içtiğin çayın parasını vereceksin' dedi, ben bu esnada içeriye çay kazanının başına gittim. Murat Çetin'in ne dediğini duymadım, bir süre sonra baktığımda Murat Çetin'in gittiğini gördüm, burada herhangi bir tartışma yaşanmadı. 28 Ağustos 2020 Cuma günü sabah 06:00 sıralarında dükkanı açtım, saat 12:15 sıralarında Cengiz Üner kahveye geldi, kısa bir süre durduktan sonra 'cuma namazına' gideceğini söyleyerek kahveden çıktı. Kahvede sadece ben ve müşteriler varken daha önce kahveye geldikleri için ismini bildiğim Mustafa, Murat ve İhsan Çetin ile yanlarında tanımadığım bir kaç kişiyle birlikte kahveye geldiler, kahvenin bahçe kısmında Mustafa Çetin bağırarak küfür etti. Dükkanda olan müşteriler bana işaret ederek 'sen karışma' dediler, Mustafa Çetin ve yanındakiler yaklaşık 15 -20 dakika kahvenin önünde bahçe kısmında durdular. Bu esnada Murat Çetin, Mustafa Çetin'i sakinleştirmeye çalıştı ve buradan ayrıldılar. Saat 13:30 sıralarında Cengiz Üner kahveye geldi, ben ve orada bulunan müşteriler olayı kendisine anlattık. Cengiz Üner de sakin bir şekilde 'burada nasıl küfür ederler' dedi ve eline cep telefonunu alarak dükkandan dışarı çıktı, birilerini aradı ancak kimi aradığını bilmiyorum. Bir süre sonra telefonu kapatıp dükkana geldi, geldiğinde sinirli bir hali yoktu. 30 Ağustos 2020 günü saat 06:00 sıralarında kahveyi açtım, rutin işlerimi yaptım, saat 12:30-13:00 sıralarında Cengiz Üner kahveye geldi, 10-15 dakika sonra da Ali Osman Altun geldi, birlikte müşterilerin bulunduğu bir masaya oturup sohbet etmeye başladılar. Saat 14:00 sıralarında Mustafa Çetin, Murat Çetin ve yanlarında tanımadığım 3-4 kişi daha kahveye geldiler. Kahvenin giriş kapısında Mustafa Çetin ve yanındakiler Cengiz Üner ile tartışmaya başladılar. Cengiz'in yanına ağabeyi Ali Osman da geldi, bu sırada kahvedeki müşterilerde araya girip tartışmayı bitirmeye çalışıyorlardı, ortam çok kalabalık olduğu için konuşmaları duyamadım sadece bağrışma sesleri geliyordu, tartışma bir süre sonra giriş kapasından bahçenin ön tarafına taşındı. Bahçenin ön tarafında Cengiz Üner, Ali Osman Altun ile Mustafa Çetin, Murat Çetin ve yanlarında gelen 3-4 şahıs tartışıyorlardı, müşteriler de onların etrafındaydı, ben içeride çay kazanı tarafında kaldığım için tartışmayı tam olarak göremedim, bir süre sonra dışardan yaklaşık 15-20 el silah sesi duydum, ilk silah sesinden sonra yere çöktüm, dışarda ne olduğunu görmedim, bir kaç elde boş tetik sesi duydum, ancak kimde tabanca olduğunu, kimin kime ateş ettiğini görmedim. Ben kafamı kaldırdığımda Cengiz Üner kahvenin girişinde göğsü kanlı bir şekilde yatıyordu, 'ambulans çağırın' dediğini duydum hemen 112 Acil'i aradım, ambulans geldiğinde dışarı bahçe tarafına baktığımda Mustafa Çetin'in yerde yattığını gördüm, bunlar haricinde yaralı kimseyi görmedim. Patronlarım Cengiz Üner ve Ali Osman Altun da hiç tabanca görmedim. Olay günü veya öncesinde Mustafa, Murat ve İhsan Çetin'de de tabanca görmedim. Benim gördüğüm kadarıyla bu işin sebebi Cengiz Üner'in, Murat Çetin'den çay parası istemesidir. Bu olay öncesinde farklı husumetmeri varsa bilmiyorum. Geçirdiğim bir ameliyattan dolayı sırtımda platinler olduğundan kavga işlerinden uzak dururum hatta kaçarım. Benim bu olayla ilgili bildiklerim bunlar söyleyeceklerim bundan ibarettir" ifadelerini kullandı. TANIK METİN KOCAMAN: 'BU İŞ BUGÜN BİTECEK' DEDİLER Bir diğer tanık Metin Kocaman ifadesinde, "İhsan Çetin, Mustafa Çetin, Murat Çetin isimli şahısları samimi olarak tanırım. Yine Ali Osman Altun ve Cengiz Üner'i de samimi olarak tanırım. Cengiz Üner bizim marketin bitişiğinde kahvehanede işletirdi. Olaydan iki gün önce öğle saatlerinde ben halden dükkana geldiğimde Mustafa Çetin, İhsan Çetin ve Murat Çetin isimli şahıslar kahvenin önünde bağırarak, Cengiz Üner'e ana avraf sinkaf ediyorlardı. Ancak Cengiz Üner kahvehanede değildi. Sonradan öğrendiğimde Cengiz Üner, cuma namazına gitmiş ve geldiğinde Çetin kardeşler kahvenin önünden ayrılmıştı. Mustafa, İhsan ve Murat Çetin'in kendisine küfür ettiklerini çevreden öğrendi. Duyduğum kadarıyla Murat Çetin, kahveye gelip çay içip parasını ödemeden gidiyormuş. Murat Çetin'i içtiği çayın parasını ödemesi konusunda uyardığı için aralarında sıkıntı olmuş. Olay günü saat 10:30 sıralarında İhsan Çetin, Mustafa Çetin, Murat Çetin ve İhsan'ın oğlu Kemal Çetin kahvenin önüne geldiler. İleri geri gidip geldikten sonra İhsan Çetin markete geldi. İçeri girdi kameralara baktı. Bana 'kamera çalışıyor mu?' diye sordu. Ben de 'hayırdır napcan' diye sordum. 'Birazdan buralarda kan gövdeyi götürecek' deyip , Cengiz Üner'e küfür etti. Ben de 'bu şekilde olmaz, insan gibi konuşun, aranızda ne sıkıntı varsa konuşup halledin' dedim. İhsan Çetin dışarı çıkıp kardeşleri ve oğluyla birlikte kahvenin önünden ayrılıp gittiler. Aynı gün Mustafa Çetin, İhsan Çetin, Murat Çetin ve Kemal Çetin tekrar kahvenin önüne geldiler, kahvenin önünde 15-20 metre arayla dağınık şekilde beklediler. Bu sırada Cengiz Üner kahvenin içindeydi ben kendisini görmüştüm. Olayda 2-3 dakika önce Mustafa Çetin markete girdi. Markette benden başka kimse yoktu. İçeride yine Cengiz'e küfür edip, 'bu iş bugün bitecek' dedi. Belinden siyah renkli bir tabanca çıkardı. Tabancanın sürgüsünü geriye çıkarıp bıraktı. Tabancayı tekrar beline soktu. Ben Mustafa Çetin'e 'sıkıntılar bu şekilde giderilmez sakın bir şey yapmayın' diye uyardım. Mustafa beni dinlemedi ve marketten dışarı çıktı. İki dakika sonra dışarıda bağırma sesleri duydum. Cengiz Üner ile Murat Çetin, Mustafa Çetin ve İhsan Çetin tartışıyordu. Ben olaya bakmak için marketten dışarı çıktığımda silah sesleri geldi. Ben de bana zarar gelmesin diye marketin içerisine girdim. Kimin kime ateş ettiğini görmedim. Silah sesleri kesildi. Ambulans gelince dışarı çıktım. Cengiz Üner, Mustafa Çetin ve İhsan Çetin'in yaralı olarak yerde yattıklarını gördüm. Olay yerine gelen ambulans yaralıları götürdü. Çok sayıda polis geldi. Benim olayla ilgili gördüklerim bildiklerim bunlardan ibarettir" ifadelerine yer verdi. TANIK: 'BURALARDA TAKILMA MERMİ YİYEBİLİRSİN' DEDİ  Tanık Halil Taflan, "Cengiz Üner ve üvey kardeşi Ali Osman Altun'u uzun zamandır tanırım. Cengiz Üner kahve işletir. Evime yakın olması sebebiyle ben de bu kahvehaneye giderdim. İhsan Çetin, Mustafa Çetin, Murat Çetin isimli şahısları şahsen tanırım ancak samimiyetliğimiz yoktur. Olay günü ben Cengiz Üner'in kahvehanesinde çay içiyordum. Yanımda Ömer Uçar ve Ali Osman Altun vardı. Çay içip sohbet ediyorduk. Bu esnada İhsan Çetin kahvehaneye girdi ve bana, 'Halil abi az bi dışarı gelir misin?' dedi. Ben de tek başıma kahveden dışarı çıktım. Kahvenin dışında 10-15 metre ileride İhsan Çetin bana, 'bu gün buralarda takılma, her an mermi yiyebilirsin' dedi. Ben de herhangi bir detay sormadım çünkü oğlum Samsun Barosu'nda avukattır. Onun aldığı bir davadan dolayı bana bir zarar gelecek diye düşündüm. Bu nedenle bir şey sormadım. Yolun karşı tarafında biraz ileride Salon Ayyıldız isimli yere gittim. Burada çay içip oyalandım. Daha sonra tekrar Cengiz Üner'in kahvesine geldim. Kahvenin dışında ayak üstü Ali Osman Altun ve Ömer Uçar ile sohbet ediyorduk. Tekrar kahvenin içerisine girdik. Televizyonun altında çay içiyorduk. Birden Cengiz Üner kahvehaneden dışarı fırladı. Kahvenin önünde yüksek sesle Mustafa Çetin ile tartışmaya başladı. İhsan Çetin de yanlarına geldi ve bunları dinliyordu. Bir el silah sesi duyduk ve kahvehanenin önüne Ömür ve Ali Osman Altun ile çıktık. Dışarı çıkmamızla silah sesleri çoğaldı. Cengiz Üner, Mustafa Çetin ve İhsan Çetin'e doğru ateş ediyordu. İhsan Çetin ve Mustafa Çetin de İhsan'a doğru ateş ediyordu. Birden yanımda bulunan Ali Osman Altun 'ben yaralandım' dedi. Biz ona yardım ettik. Yoldan geçen bir araca Ali Osman'ı bindirip hastaneye gönderdik. Mustafa Çetin ve İhsan Çetin yerde yaralı ve hareketsiz şekilde yatıyordu. Cengiz Üner yaralı halde yerde yatıyordu. Gelen ambulansa Cengiz'i bindirip gönderdik. Daha sonra ikinci gelen ambulans da İhsan Çetin ve Mustafa Çetin'i götürdü. Olay yerine birçok polis ekibi geldi. Ben de olay yerinden ayrılıp eve gittim. Yukarıda ifademde anlattığım gibi İhsan Çetin beni kahveden çağırıp, 'buralarda takılma, her an mermi yiyebilirsin' demesini avukat oğlumun dava dosyalarıyla ilişkilendirdiğim için İhsan Çetin'e bir şey sormadım. Cengiz Üner'e saldıracaklarını bilseydim Cengiz Üner'i uyarır bu aşamaya gelmemesi için elimden geleni yapardım. Bu olay sırasında Cengiz Üner, İhsan Çetin ve Mustafa Çetin isimli şahıslarda silah gördüm. Başka kimsede silah görmedim" dedi. TANIK REYHAN ALTUN: SÜREKLİ KÜFÜR EDİYORLARDI Duruşmada tanık olarak dinlenen Reyhan Altun ise, "Bundan yıllar önce Çetin ailesi, büyük kaynım olan maktul Cengiz'in kardeşi Dursun Ali Altun'u dağa götürüp kesip öldü diye bıraktılar. Yine kaynımın oğlu olan Yetkin Altun'u da yine bu Çetin ailesi kesti. Devamlı bir husumet besliyorlar. Ancak sebebini bilmiyorum. 28 Ağustos 2020 tarihinde ikametimde oturuyordum, 'o öldü, o öldü' şeklinde bir bağırma sesi duydum. Kim öldü diye bakmak için kendimi balkona attım. Kemal, Mustafa, Murat ve İhsan Çetin ve yine yanında birçok kişi vardı. Bağıranın İhsan olduğunu gördüm. İhsan beni görünce, 'Cengiz öldü, Cengiz ölecek' şeklinde bağırmaya başladı ayrıca 'Ali Osman'ı da öldüreceğim ona acıyorum' dedi. Ben de kendisine, 'ne oldu İhsan, Cengiz'le kavga mı ettin?' dedim. 'O kim, o benimle kavga edebilir mi?Kahvehaneyi bastım, karısına ve kızlarına sövdüm' dedi. Ben de düzgün konuşmasını söyledim. O süreç içerisinde çok fazla hakaret ve küfür içerikli sözler sarf etti. İleriye gittiğinde yine Cengiz'e karşı dördü birden söve söve yürüdüler. Ben devamında eltime gittim. Kaynım olan Cengiz cumadan döndü. Eltim, 'Cengiz sen bunlara ne yaptın' dedi. Cengiz ise 'hiçbir şey yapmadım, sadece çay paralarını vermeleri gerektiğini söyledim' dedi. Ben Çetin ailesinin küfür ettiklerini söyledim. Ancak Cengiz buna bile tepkisiz kaldı" ifadelerini kullandı.