Oyunculuğu hastanede yapmaya başladı

Var oldukça insanlığın hastalık olarak gördüğü olumsuz bedensel ve ruhsal çöküş durumunu en az mutsuzlukla, hatta ve hatta tamamen mutlulukla atlatacağına söz veriyorum.”Burun Sözü.”diyerek çıktığı yolda Fadime Pala örnek alınacak hayat hikayesini Breaking News Turkey’den Savaş Uğurlu’ya anlattı. 

“ALTI YAŞINDA HASTANELERLE TANIŞTIM”

Hastanelerle küçük yaşta tanıştığını ve bu sebeple hemşirelik okumaya karar verdiğini belirten Fadime Pala, “ Hasta bir çocuk olarak yaşanılanlara korku dolu anlamlar yükleyerek kendime bu mesleğin gerekliliklerini şahsen yaşayarak nitelendirmiş oldum. Liseyi Anadolu sağlık meslek lisesinde hemşirelik olarak okudum. Başkent Üniversitesi Patoloji mezunuyum. Anadolu Üniversitesi Radyo televizyon son sınıf öğrencisiyim. Ankara Çan Tiyatrosu’nda oyunculuk eğitimi aldım. Animasyon ve palyaçolukla başlayan tiyatro, hayatımda önemli yere sahip. Daha sonrasında Sadri Alışık Akademi de eğitim aldım. Ankara Başkent Üniversitesi hastanesinde beş yıl hemşirelik görevimi yaptım. Hem okul hem hastane hem de tiyatroyla devam eden hayatım Şanlıurfa’ya çıkan tayinim nedeniyle bir yıl beklemede kaldı. Urfa’da merkez hastanede göreve başladım ancak bir süre sonra Suriye sınırında çıkan çatışmalar nedeniyle kurulan Sahra Çadır hastanelerine geçiş yaptım. Orada mesleğim adına oldukça önemli bir süreç yaşadım. Yaşadığım gördüğüm tanıdığım insanlar bana çok şey kattı. Bir süre sonra kentsel ve birçok problemlerden ötürü Ankara’ya geri döndüm. Başkent hastanesinde devam ederken Acıbadem hastanesinden aldığım bir teklifle hastaneden ayrıldım. Çocuk tiyatrosu yaptığım için hastanede bana Palyaço Hemşireliği adında bir çalışma önerildi . Genellikle çocuklar için olan, sevimli kostümlerle hastane içinde yumuşak bir hava yaratma çabasıydı. Bunu önce çocuklar için yaparken yetişkin hastalarında emosyonel ihtiyaçlarının en az çocuklar kadar olduğunu gördüm.” dedi

"HAVAALANINDA YATTIM”

Hemşirelik gibi oyunculuk mesleği içinde çok fedakarlıkta bulunduğunu belirten Pala yaşadığı zor şartları şöyle anlattı, “Hastane çatısı altında olan her insanın mizaha ve yumuşak bir havaya ihtiyaç duyduğu oldukça aşikardı. Personelin gülmesi demek o çatı altında herkesin mutlu olması demekti. Bu süreçte de hastanede çalışmalarım devam ederken Ankara BB Tiyatrosunun mülakatına katıldım ve seçildim. Bir yıl kadar onlarla çalıştım. Ankara Acıbadem hastanesi çalışanları bu konuda bana hep destek oldu. O zamanlar Müjdat Gezen Tiyatrosunun Artiz Mektebi oyununa dahil oldum.  Böylece İstanbul Kadıköy Acıbadem hastanesine geçiş verdim. Hastanede geçişlerin henüz olmadığı bu süreçte prömiyerine bir hafta kalan bu oyunun provalarına katılmam gerekti. Ve bu süreçte ailemin desteklemeyeceğini düşündüğüm için de onlara İstanbul da hastane eğitimlerine katılacağımı söyleyerek bir hafta hiç bilmediğim bu şehirde havaalanında yatarak oyun provalarına katıldım. Derken pandemiyle bir çok sektör zora düştü. Hastaneler yoğunlaştı. Kemik iliği nakil bölümünde çalışmaya başlamamla da aslında iş hayatımın ilk gününe başlamış olduğumu düşünmeye başladım. Öğrendiğim her şey bu bölümle bütünleşti ve insanlara katmak istediğim şey mutlu bir son değil mutlu yaşanmışlıklar peşinde olduğumdu. Palyaço hemşireliği adında yürüttüğüm çalışmanın terapötik mizaha dayandığını belirtmek isterim . Hastalık  halinin olduğu zorlu bir tedavi sürecinde mizahın varlığı iyileştirici etkide olur. Eylül ayında çıkacak olan kitabım için çalışmalarım devam etmekte. Sanatı ve sağlığı birleştirdiğimiz bir çalışma sistemi zorlu süreçleri kolaylıkla atlatmaya sebep olacaktır.  Bu çalışmalarım için  yurtdışından gelen teklifler de mevcut. Orada yürütülen organizasyonlar da ülkemiz adına katkı sağlayacak düzeyde . Patch adams filmini bilmeyen yoktur. Bu gerçek bir hikaye ve kurdukları kar amacı gütmeyen enstitüleri ile iletişimdeyim ve onlarla ortak çalışmalar için Sağlık bakanlığının desteğine ihtiyaç duyuyorum .” dedi.