Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

BM'nin 'muhalifleri Çin'e ispiyonladığı' skandal yazışmalar gündüz yüzüne çıktı

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin mensubu ve insanoğlu hakları avukatı Emma Reilly, OHCHR'de enerjik görevdeyken kanıt bulunduğu elmek yazışmalarını, AA muhabiriyle paylaştı.

Haber Giriş Tarihi: 18.01.2021 14:46
Haber Güncellenme Tarihi: 18.01.2021 14:46
Kaynak: Haber Merkezi
breakingnews.com.tr
BM'nin 'muhalifleri Çin'e ispiyonladığı' skandal yazışmalar gündüz yüzüne çıktı
Cenevre

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin (OHCHR), özellikle Uygur aktivistler peyda buyurmak üzere, Tibetli, Hong Konglu muhaliflerin isimlerini Çin hükümetiyle paylaştığına bağlı iddialar, Anadolu Ajansının (AA) eriştiği yazışmalarla acemi kuma format kazandı.

Komiserliğin, Çin hükümetiyle muhaliflerin isimlerini paylaşmış yer aldığı iddialarını nice kat dile getiren OHCHR mensubu ve insanoğlu hakları avukatı Emma Reilly, OHCHR'de deli dolu görevdeyken şahit yer aldığı elektronik posta yazışmalarını AA muhabiriyle paylaştı.

OHCHR mensupları ortada meydana getirilen elektronik posta yazışmalarının yanında matbuat bildirileri ve röportajlar, BM'nin eskiden insanoğlu hakları üzerine çoğunlukla düzenlemiş yer aldığı panel, konuşma ve panel kabilinden etkinliklere eklenmiş bulunan baş döndürücü sayıda Çinli aktivist ve gayri birtakımı muhaliflerin isimlerini, BM'de memur Çin delegasyonuyla paylaştığını ortaya koyuyor.

Reilly, Çin hükümetiyle erkek paylaşımının bugün de sürdüğünü savunuyor. Buna şahit şekilde ise BM'nin 2017'de yayımladığı kuma matbuat bildirisini ve 2019'da kendisinin "davalı" sıfatıyla katılmış yer aldığı duruşmada, BM'nin uygulamanın halen bitmeme etmiş yer aldığı yönündeki açıklamasını kip gösteriyor. Emma Reilly'ye göre, bu gestalt uygulamaya 2015'te akıbet verildiğine değgin BM beyanıyla çelişiyor.

OHCHR'nin 2 Şubat 2017 günlü matbuat açıklamasında, şu ifadeler dikkati çekiyor:

"Çinli yetkililer ve diğerleri, çoğunlukla BM İnsan Hakları Ofisine, İnsan Hakları Konseyi (İHK) oturumlarından biraz çağ yada hafta öncesinde birtakımı çıplak maşer kuruluşu üyelerinin toplantılara katılıp katılmayacağını sorar. Ofis ise denklik süreci resmi şekilde tamamlanana ve gizlemeden kuma asayiş tehdidi bulunmadığı belirleme edilene derece bu detayları konfirmasyon etmez."

Açıklama, erkek paylaşımının denklik süreci tamamlanmasından sonraları yapılabileceğini gösteriyor. İHK oturumları düşüncesince denklik süreçlerinin haftalar öncesinde tamamlandığı menfez uğrunda bulundurulduğunda ise Çin hükümetinin istek etmesi şeklinde bahis konusu bireylere bası uygulaması düşüncesince kifayetli süreye cemaat olabileceği anlaşılıyor.

Aralarında, "UN Watch" ve "Human Rights Watch"un da bulunmuş yer aldığı birtakımı örgütler, bahis konusu BM uygulamasının çabucak Çinli aktivist ve muhaliflerin değil, bu insanların aileleri ve yakınlarının hayatlarını da tehlikeye attığını öne sürüyor.

AA'nın eriştiği elektronik posta yazışmaları, iddiaları doğruluyor

Muhaliflerin isimlerinin paylaşılmasıyla ait iddiaları gündeme getiren Reilly'nin AA muhabiriyle paylaşmış yer aldığı yazışmalar, BM'deki budaklı işleyişi ortaya koyuyor.

7 Eylül 2012 günlü kuma e-postada, BM Çin Delegasyonundan kuma diplomat, OHCHR'de çıplak maşer kuruluşlarıyla ilgilenen bağlantı görevlisine, "her devir yer aldığı gibi" 21. BM İnsan Hakları Konseyi oturumuna gönderilmiş yer aldığı listede arazi meydan adlardan katılma olup olmayacağı kendince bilim vermesini dilek ediyor.

BM görevlisi ise cevaben, Çinli diplomata "Dolkun İsa" ve Çinli aktivist Gao Zhisheng'in benzeri Hı Gıng'ın katılımcılar ortada arazi alacağını bildiriyor.

2013'teki yazışmalarda da Çinli diplomat, "Daha esbak oturumlarda, Çin misyonu ve biriminiz ortada baş döndürücü dobra kuma teşrikimesai yapıldı. Yine desteğinize ihtiyacımız var." vurgusunu yaparak, kuma kat hâlâ ne adların oturuma katılacağını konfirmasyon buyurmak istiyor.

E-posta yazışmalarının sürdüğü dönemde, Çin'in BM Cenevre Ofisi nezdindeki Daimi Temsilciliği Büyükelçisi'nin de ayrımlı tarihlerde OHCHR çalışanlarını tarih ortası vakti yemeğine ve çaya çağırma etmiş yer aldığı görülüyor.

Reilly: BM, muhaliflerin isimlerini Çin'e vermeye bitmeme ediyor

İnsan hakları avukatı Reilly, BM ile mahkemelik bulunduğunu ve BM Uyuşmazlık Mahkemesinde duruşmaların sürdüğünü belirterek, "Şu anda kuma işim yok. BM maaşımı ödemeye bitmeme ediyor, kuma fariza tanımım yok. Doğruları söylediğimi bildikleri düşüncesince beni işten atamıyorlar ancak uğur boncuğu iş de vermiyorlar." ifadesini kullandı.

OHCHR'nin Çinli diplomatlara aykırı ve aktivistlerin isimlerini sızdırdığını ilkin kat Şubat 2013'te öğrendiğini aktaran Reilly, "Hiç bugün kaybetmeden bu mevzuyu söyleyiş etmeye başladım. Dönemin BM İnsan Hakları Yüksek Komiserine, Avrupa Birliği'ne (AB) bildirdim." dedi.

Reilly, mevzuyla ait kuma OHCHR personelinin ise AB'ye "yalan beyanda" bulunduğunu, AB'nin de mevzuyu izlem etmediğini doğacak sürdü.

Yaklaşık 50 ila 70 ortada Çinli muhalifin isminin, BM çeşidinden Çin'e verildiğini belirleme edebildiğini tabir fail Reilly, bunların 8-9'unun ABD, 5-6'sının da Almanya yurttaşı bulunduğunu kaydetti.

Her dü ülkeyi de OHCHR'nin uygulamasından bilgili ettiğini dile getiren Reilly, "OHCHR'nin apayrı devletlerin vatandaşlarının isimlerini Çin'e vermesi, bire kuma sürede diplomatik kuma meseledir." değerlendirmesinde bulundu.

Reilly, "BM, 2017'de yayımladığı matbuat bildirisinde ve 2019'da tanıdık mahkemede uygulamanın halen bitmeme ettiğini söyledi. 2015'te bu infaz sona erdiyse, bozukluk 2017'de gösterilen matbuat bildirisi ve 2019'da mahkemede uygulamanın hala bitmeme ettiğini itiraf ettiler?" niteleyerek konuştu.

Reilly, BM mahkemesindeki ilkin duruşmada namına dirlik oluşturulan davayı kazandığını ve Avustralyalı bilgili Rowan Downing'in OHCHR'nin uygulamasının "yasa dışı" olduğuna değişmeyen verdiğini belirterek, "BM, bu neticesinde katı sevmedi ve hakime davadan el çektirdiler." iddiasında bulundu.

"İsimleri Çin'e maruz insanların yaşamı muhatara altında"

OHCHR'nin, BM Talimatnamesine göre, toplantılara katılanların isimlerini Çin'e bildirmeye hakkı olmadığını vurgulayan Reilly, şu biçimde bitmeme etti:

"Aslında, BM İnsan Hakları Konseyinde kuma emir var. Bu buyruğa göre, rastgele kuma dünya toplantılara kimlerin katıldığını bellemek istiyorsa, İHK Kurulunda örgen devletlerin uğrunda icazet alması gerekiyor. İHK'da baş döndürücü gizlemeden biçimde merkum bu emir Çin çeşidinden çiğnendi."

Reilly, "İsimleri (Çin'e) maruz insanların hayatları muhatara altında. Hiçbiri isimlerinin Çin'e verildiğinin bilincinde değil. BM İnsan Hakları mensubu şekilde benim görevim de bu mevzuyu gündeme getirmekti." dedi.

2016 ve 2019'da Cenevre'de BM İHK etkinliklerine eklenmiş bulunan Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa'nın adının de Çin'e verildiğini aktaran Reilly, sormaca sürecinde İsa'nın lehinde tanıklık yaptığını tabir etti.

İsa'nın Çin'in baskılarıyla Avrupa'da biraz kat tutuklandığını tamlayan Reilly, şu biçimde konuştu:

"Çin'deki kardeşi de tutuklandı. Çin'deki ailesini ajanlar görüşme etti ve (Uygur Türklerinin) haklarını savunmamasını istediler. İsminin Çin'e verilmesini aracısız neticesinde şekilde İsa'nın biraz kat BM'ye girmesi engellendi. Haklarını (BM'de) gizlemeden belirgin korumak için çaba sarfeden insanlara dirlik Çin'in misillemede bulunduğuna değgin katı baş döndürücü hikâye yaşandı."

"Aktivistlerin bir aşırı Uygur Türkleri"

Çin'in misillemede bulunmuş yer aldığı gayri aktivistlerin isimlerini asayiş endişesiyle paylaşamayacağını vurgulayan Reilly, çoğunun Uygur Türkleri bulunduğunu söyledi.

Reilly, Çin hükümetinin, Uygur Türklerinin yanında Tibetli ve Hong Konglu aktivist ve muhaliflerin ailelerine de zılgıt verdiğini kaydetti.

BM çeşidinden Çin'e adı maruz Uygurlu aktivistlerin yakınları özellikle peyda buyurmak neredeyse Uyguların "eğitim kamplarında tutulduğuna, gücün çalıştırıldığına, eşeysel şiddete sunulan kaldıklarına değgin gizlemeden kanıtlar" bulunduğunun altını çizen Reilly, "Tüm bunlar hür BM insanoğlu hakları uzmanlarınca duyurulurken, BM Sekretaryası çeşidinden bu insanların isimlerinin Çin'e verilerek ailelerinin erek biçimine getirilmesi kusur ortaklığıdır." değerlendirmesinde bulundu.

"BM, arsıulusal suçlara kuma oldu, sorumlular aritmetik versin"

Reilly, BM İnsan Hakları Ofisinin uygulamasını örgen ülkelere bozukluk suç duyurusu ettiğine bağlı şunları söyledi:

"Çünkü, bu (BM'nin) arsıulusal suçlara kuma olmasıdır. Bu, BM'nin yapması gerekenin mükemmel tersidir. BM İnsan Hakları Ofisi, insanoğlu hakları savunucularının yaşamını riske atmamalıdır. Ofisin yegâne kaygısının benim bu vaziyeti suç duyurusu etmemi engellemeye davranmak olması da beklenmedik edici kuma durum."

BM, Reilly'nin iddialarını yalanlamıştı

OHCHR Sözcüsü Rupert Colville ise erkek paylaşılması uygulamasının, 2015'ten ilkin "sınırlı" biçimde yapıldığını ve bu tarihten sonraları sona erdiğini savundu.

Colville, 14 Ocak'ta AA'ya meydana getirmiş yer aldığı açıklamada, "2015'ten buyana hudutlu infaz sona erdi. OHCHR, akıbet 5 senedir BM İnsan Hakları Konseyi oturumlarına eklenmek neredeyse akredite bulunan aktivistlerin isimlerini rastgele kuma devlete konfirmasyon etmedi. Reilly'nin gene gene gündeme getirmiş yer aldığı uygulamanın zamanımızda de bitmeme etmiş yer aldığı iddiası yanlıştır." ifadesini kullanmıştı.

Reilly'nin iddialarının bilakis "OHCHR'nin uygulamasının rastgele kuma katılımcıya dokunca verdiğine değgin iddia olmadığını" doğacak devam eden Colville, "Reilly'nin aksi iddialarını değişmez kuma dille reddediyoruz. Devam fail (yasal) süreçler dolayısıyla maatteessüf nice iddiasına hâlâ etraflıca cevap ödeme üzerine lokalize durumdayız." değerlendirmesinde bulunmuştu.

İsa: Çin muhaliflerin BM'ye girmesini engelliyor

Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa da AA muhabirine meydana getirmiş yer aldığı açıklamada, 2013'te BM İHK toplantısına Uygur aktivist Rabia Kadir ve gayri Uygurlarla eklenmek istediklerini, akreditasyonları bulunmasına rağmen polisin çıkarlarını salondan çıkarmaya çalıştığını, bunun sebebinin Çin'in girişimleri bulunduğunu anlattı.

2017'de İtalya'da da Çin'in baskısıyla kuma toplantıdan ilkin gözaltına alındıklarını tabir fail İsa, 2018'de Çin'in "terörist" suçlaması yaparak BM'ye girmesine bariyer çıkardığını belirtti.

İsa, "Çin, bizi cidar peyda buyurmak düşüncesince elindeki topu topu imkanlarını kullanıyor. Hatta 2017'de New York'ta manşet diretmesiyle bizi BM'den attılar." dedi.

Ailesiyle topu topu irtibatının kesildiğini aktaran İsa, babasının ölümünü basından duyduğunu, annesinin 2018'de Çin'deki kesinleşmemiş kamplarda öldüğünü, ıvır zıvır kardeşinin kaybolma bulunduğunu ve şişman kardeşinin de tutuklanıp hapse mahkum edildiğini söyledi.

Kaynak: AA

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.